Yanlış duymadınız!
Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi, 56 il ve bölge odası, veteriner hekimlere karşı artan şiddete tepki vermek için 21 Ağustos’ta eylem yapacak.
Ve ne yazık ki hayvan sağlığı için yemin etmiş bu insanlar, hasta hayvanları terk edip evlerine gidecekler.
Bence bu resmen ve alenen insanlara kızıp masum hayvanlara zarar vermek!
Evet, sağlık sektörünün her alanında olduğu gibi veteriner hekimlik konusunda da şiddet giderek arttı.
Son 1 ay içinde İzmir’den sonra Ankara’da bir veteriner hekim saldırıya uğradı ve darp edildi.
Hayatını yaşatmaya ve şifa vermeye adamış insanlara karşı şiddetin savunulur, affedilir tarafı tabii ki yok.
Cumartesi sabahı aranjörüm ve orkestra şefim Cenk Kandıralı ile konsere gitmek üzere İstanbul’dan Çeşme’ye doğru yola çıktık.
Biraz yol aldıktan sonra ikinci mola yerinde arabayı kenara çektik. Bir aracın motoru açılmış, başında bir sürü adam, içeriden gelen miyavlama sesi. Kafamı çevirip ilgilenmemem imkânsız.
Bilir kişi edasıyla koştum arabanın başına.
Yavru kedi oraya kadar başka bir arabanın motorunda gelmiş.
Oradan çıkarmışlar.
Tam kurtuldu derken, işte bu ikinci arabanın motorunun içine atmış kendini.
İstasyondaki gençler büyük uğraşlar sonunda bu ikinci motordan da çıkardılar ufaklığı.
Türkiye’nin uluslararası marka değerine katkıda bulunmak üzere 2 yıl önce Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’yle başlayan Türkiye Kültür Yolu Festivalleri bu yıl daha uzun zamana yayıldı ve çok daha kapsamlı hale getirildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın deneyimli ve alanında usta ekibi tarafından detaylı, özverili ve özenli bir çalışmayla ortaya konulan ve geçtiğimiz gün Nevşehir’de başlayan kültür maratonu Trabzon, Erzurum, Çanakkale, Gaziantep, Ankara, Konya, Diyarbakır, İstanbul, İzmir ve Antalya olmak üzere 11 şehirde yapılacak.
Konserlerden sergilere, tiyatrodan opera ve bale gösterilerine, söyleşilerden atölyelere kadar yüzlerce değil, binlerce etkinlik halkla buluşmaya hazırlanıyor.
İlk durak, en sevdiğim destinasyonlardan biri olan Kapadokya.
Dünyada eşi benzeri bulunmayan Peribacaları ve rengarenk balonlarla adeta bir görsel şölenin yaşandığı Kapadokya’ya yolu düşenler, 9 gün boyunca birbirinden farklı deneyimler yaşamaya hazır olsun.
Güzel atlar ülkesinin fotoğrafları
Size ilk olarak Kapadokya Kültür Yolu Festivali’nin en dikkat çeken etkinliklerinden biri olan Fotomaraton’dan bahsedeceğim.
Erkeklerin Barbie’ye gitmek için farklı nedenleri olabilir.
Kız arkadaşlarını kırmamak için mecburiyet, Margot Robbie ya da Barbenheimer sendromu.
1959 yılında üretilen, yani şu anda tam 64 yaşında olan Barbie’nin kurmaca dünyasında geçen, pembe olduğu kadar siyahı da barındıran “Barbie” filmi artık kusursuz olamamaktan korkan Barbie’nin pembe dünyasını bırakıp kendini bulma hikâyesini anlatıyor. Kadınların bir kısmı bu filmi feminist söylemleri için sahiplenmiş durumda.
Bir kısım izleyici ise işin tamamen eğlencesine, pembesine odaklanmış.
Evet, çok az ülkede oldu, o ülkelerden biri de biziz. “Oppenheimer”, delicisine PR kampanyası yürütülen çerezlik yaz bombası “Barbie” filmini gişede geçti. “Hi Barbie”, “Hi Ken” diye ölüp biten sosyal medya fenomenleri bir yana, Christopher Nolan gibi bir ustaya saygı duyan sinemaseverler diğer yana demek ki.
Türkiye ile bir de İskandinav ülkelerinde gerçekleşmiş bu durum. Gerçekten ilginç bir ülkede yaşıyoruz ve gerçekten de iyi ki bu ülkede yaşıyoruz.
Çok sevdim bizi ben, şahaneyiz, şahane
İŞTE RAKAMLAR
Festival Park Yenikapı’da kurulan Türkiye’nin en büyük festival sahnesinde bu gece Edis konserinden hemen önce binlerce kişinin katılımı ile zumba rekor denemesine şahit olacağız. Rekorda bir payım olsun diyenlere duyurmuş olayım.
Cardi B’yi izlediniz mi?
Las Vegas’ta verdiği konserde sahneye içki sıçratan seyircinin kafasına mikrofonu fırlatıverdi.
Hadi seyirci hadsiz ve hatalı ama sen sanatçı olarak şiddete nasıl daha da fazla şiddetle karşılık verirsin?
İçki fırlatmada yaralanma olmaz ama o mikrofon Allah korusun kafada delik açar.
Haklıyken haksız pozisyona düşmek böyle bir şey işte.
Öfkesine yenik düşenlerde Cardi B...
Çağdaş Sincer’in Ego’su
Korkunç bir tezat.
İnsanlıktan soğutan üzücü görüntüler.
Bu kadar mı duyarsızlaştık acaba demeden duramıyor insan.
Benzer görüntüler geçtiğimiz senelerde Bodrum ve Marmaris’teki yangınlarda da yaşanmıştı.
Tatilciler hayatlarına devam etmiş ve bu tartışma o zaman da alevlenmişti.
Kimileri “Bu insanlar bütün yıl zar zor biriktirdikleri parayla 1 haftalık tatile çıkıyor, evde oturup denize mi girmesinler” diyor.
“O kadar çok felaket yaşıyoruz ki, akıl sağlığımızı korumak için duyarsızlaşmak zorunda kaldık” diyenler de var.
Bir deli bir kuyuya taş atar, bin akıllı çıkaramaz misali.
Neymiş; konser öncesi kaldığı otelde yüksek doz uyuşturucu alarak intihar ettiği öne sürülmüş.
Bir kere ona intihar etti denmez, intihara teşebbüs etti denir.
Dahası bu da denmez.
Başka bir nedenle bayılmadığı ne malum?
Hatta bayıldığı ne malum?
Kendisinden ya da menajerinden bir açıklama yok.