SAADET Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un varacağı yer bu idi.
Ama ya Necmettin Erbakan’la siyaseten karşı karşıya gelmenin ne demek olduğunu denemediği için yahut da gerçeği öteki arkadaşlarının da görüp anlamaları için bekledi. Ve Erbakan’ın gerçek yüzünü arkadaşlarına gösterince yolunu ayırdı.
Şimdi artık Necmettin Erbakan’ın elinde, oğlu Fatih Erbakan’ı “Genel Başkan” yapacağı, kızı Elif Erbakan Altınöz’ü tahta geçme sırasında ikinciliğe yerleştirebileceği bir parti var. Ne var ki o partinin 81 ildeki örgütünden 66’sının İl Başkanı ile 74 Belediye Başkanından 67’si Necmettin Erbakan’ın değil Numan Kurtulmuş’un izinden giderek siyaset yapacaklarını açıkladılar. Eğer bu görüntü parti örgütünün eğilimlerini de yansıtıyorsa, Kurtulmuş’un ve arkadaşlarının ayrılmasından sonra Erbakan’ın elinde Saadet Partisi değil, onun koçanı kalır. Aslında Numan Kurtulmuş’un Genel Başkanlığını biz bir bakıma dostumuz Altan Öymen’in CHP Genel Başkanlığına benzetiyoruz. Öymen uzun yıllardır CHP üyesidir ama örgüt içi tepişmeleri, kapışmaları ve kavgaları bilmez. O nedenle particilikte hangi sözün ve hangi tavrın ne anlama geldiğini fark edemez. Nitekim edemedi. Sandı ki gider örgütü dolaşırsam, onların gönlünü alır, fikrini sorarsam... Onları motive edip seçime hazırlarsam başarılı olurum. O öyle yapadursun örgütü asıl, ilçe veya il yönetimini kimin nasıl ele geçirebileceği ve gelecek seçimde kimin aday listesine gireceği soruları ilgilendiriyordu. Yapılanma da Altan Öymen’in hedeflerini değil, bu hedefleri gerçekleştirmeye göre oluşmuştu. Nitekim parti içi iktidarı, örgütün böyle yapılanması sayesinde elde bulunduranlar Altan Öymen’in Genel Başkanlığına kısa zamanda son vermeyi başardılar. Ama Öymen’in aklına “partimi vermem” türü bir düşünce gelmedi. Zaten siyasette Erbakan kadar “müz’iç” (bıktırıcı) bir tip bulmak kolay değildir. Nitekim bu sütunu izleyenler, kendisinin Türkiye Ticaret Odaları ve Borsaları Birliği (TOBB) Genel Sekreterliği döneminde (yıl 1969) Başbakan Süleyman Demirel’i nasıl bıktırdığına ve sonunda Odalar Birliği binasındaki odasından polis marifetiyle nasıl dışarı atıldığına ilişkin anekdotları anımsayabilirler. Hoş oraya gitmeye de gerek yok. Erbakan’cı eli sopalı militanların gözdağı vermek için, Numan Kurtulmuş ve arkadaşlarının katıldığı iftar sofrasını bastıklarını anımsamak yeter. Numan Kurtulmuş, siyasete artık kuracağı yeni partide devam edeceğini açıkladı. Ama bu açıklamada Erbakan zihniyetiyle yapılan particiliği eleştirmekten geri durmadı. Örneğin: “Firavunlaşmayacağız, Karunlaşmayacağız, Belamlaşmayacağız (Araştıran arkadaşlarımıza göre “Belam”, Karun döneminde yaşamış bir din adamıymış. Bu adam Karun’un zulmünü dini kılıfa uydurarak meşrulaştırırmış. -O.E.), kamunun kaynaklarını zenginleşme ve servet aracı olarak kullanmayacağız, dini siyasete alet etmeyeceğiz” dedi. Bu sözleriyle başka kimlere gönderme yaptı dersiniz?