O' Yazar

Benim kafada da bir tuhaflık peyda oldu. Orhan Pamuk romanları bende kafa yapıyor.

8 Ocak 2015
08 Ocak 2015

Orhan Pamuk’un “Kafamda Bir Tuhaflık” adlı son kitabını bir çırpıda okudum. Kitabı elime Aralık ortası aldım. “Her yemekten sonra birer sayfa okunacak” yöntemiyle bir ayda bitirdim.

Tabii gereksiz ayrıntılarla dolu, gereksiz taramalara yer veren sayfaları atladım. Orhan Pamuk beni bir kez daha haklı çıkardı.

Daha evvelki edebi yazılarımı hatırlayanlar onun Robert Kolej’deki günlerinde nasıl sahip çıktığımı hatırlarlar. Bir keresinde beni okula çağıran Robert Kolej’in müdürü Humphery Bogart bunun işlerini bire bir anlatmıştı. Okulun helasında gizlice nasıl sigara içtiğini, sos sınıflardan tombulca bir kıza pandik atması da dahil, bir sürü umumi adaba aykırı hikâyesini dinlemiştim.

Eğitimde dayaktan yana bir insan olmadığım halde bunu müdürün odasında “eşek sudan gelinceye kadar” dövmüştüm. Dayak atarken yorulduğumuzla kaldık.

***

Yazının Devamını Oku

Ak Saray'ı ben de gezdim, çok sıradan buldum

5 Ocak 2015
05 Ocak 2015

Hain oldukları her türlü hainliklerinden belli olan muhaliflerin diline doladığı Ak Saray’a davet edildiğimde doğrusu heyecanlandım.

Asrın mucizelerinden birine tanık olmanın heyecanıydı bu, tıpkı özel mekiğe binip turist olarak aya gitmek gibiydi.

“Memleket büyüğümüzü” nasıl bunaltmışlarsa artık, Ak Saray’ın kapısını herkese açmış. Herkesin gelip bu sarayı görmesini istiyor. Bunu yaparak vatandaşa “Bu sarayı kendim için yaptırmadım, sana yaptırdım. Buranın asıl sahibi sensin” mesajı vermek istiyor.

***

Ak Saray

Yazının Devamını Oku

Burcunuz, 2015'de başınıza bakalım ne işler açacak?

31 Aralık 2014
31 Aralık 2014

Yeni yıla girerken “burçlardan haber vermek” adettir.

Bizim insanımız nüfusa kayıtlı olduğu yeri bilmez ama hangi burca bağlıysa onun bütün inceliklerini, enini boyunu, dört köşesini bilir.

Önceleri ben de bu burç işine inanmazdım.

Ancak Susan Miller ile tanıştıktan sonra bu işe biraz merak sardım. Susan da bana çok şey öğretti.

Özel hayatıma dair bazı şeyleri okurla paylaşmakta sakınca görmüyorum. Susan Miller ile dört ay kadar çıkmışlığım vardır. Bir NASA projesine PR danışmanlığı yapmak için gittiğim Amerika’da tanışmıştık.

Kadın nasıl etkilendiyse benden, daha ilk merhabalaştığımız gece kaldığım

Yazının Devamını Oku

Kendi kendime "sosyal sorumluluk" projesi ürettim

29 Aralık 2014
30 Aralık 2014

Bir insanın, yaptığı işin dışında başka şeylerle de uğraşması gerektiğine inanan sosyal biriyim.

Sinema filmlerinin müziklerine şarkı sözü yazmak, marketten alınan kuru fasulye paketinden çıkan “beyaz olmayan taneleri” saklamak, ağaç kabuğu biriktirmek, Japon turistlere uzaktan taş atıp saklanmak gibi meraklarım vardır.

Internet sayesinde yeni bir merakım oldu.

Gazetelerin köşe yazılarını tek tek okuyorum. O yazarın köşesine internetten laf yetiştiriyorum.

Köşeci şahıs

Yazının Devamını Oku

Gerçeği açıklıyorum! Turgut Özal'ın naaşı uzayda!

28 Aralık 2014
29 Aralık 2014

Hürriyet Sosyal Medya’daki köşemden yazılarımı düzenli olarak okuyan 3 milyon 862 bin takipçime bir müjde vermek isterim.

Bundan böyle bu köşede sık sık “tarihi konulara” yer vereceğim. Daha doğrusu “Tarihi Olayların İçyüzünü” anlatacağım. Amaç hem okuru resmi tarihin içinde sıkışıp kalmaktan kurtarmak hem de Murat Bardakçı gibi, İlter Orbaylı gibi kendilerine “tarihçi süsü” veren kişilerin etki alanından kurtarmaktır.

İlk olarak rahmetli Turgut Özal’ın naaşının uzaya nasıl gittiğini anlatacağım. Tarih sohbetleri bana ve millete hayırlı olsun.

TÜRK SAT FİKRİ BENDEN ÇIKTI

Yazının Devamını Oku

Öldük ama bize vız gelip, tırıs gitti.

27 Aralık 2014
28 Aralık 2014

Dünden Özet: Çatal Yürekli yazarınız ameliyata girer. Ona Adana pavyonlarından birinde konsomatris kadın yüzünden kapışıp “süngü harbi” yapan gençlerden birinin kalbi getirilmiştir. Çocuk civanmerttir, yiğittir, yazarımız memnuniyetle kabul eder.

***

Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey

Yazının Devamını Oku

Duyduğum son ses "Unchain My Heart" oldu.

26 Aralık 2014
26 Aralık 2014

Dünden Özet: Yazarınıza “Kalbin sıfırlamış, kayış boşa dönüyor” teşhisini koyup “ameliyat” önerirler. Kalp nakli yapılacaktır. Ancak uygun bir kalp bulmak şarttır. Çatal yürekli bir köşe yazarına sıradan insan kalbi önerildiğinde, acaba o yazar ne tepki verecek?

***

Suratının ortasına çaktım tokatı. Gözlüğü bir yana gitti, kravatı bir yana.

“Sen. Sen. Seeen” diye bağırmışım Profesör Dr. Osman Müftüoğlu’na.. “Sen nasıl olur da bana bir İngiliz gencinin kalbini önerirsin?”

Efendim çocuk yirmi üç yaşındaymış, kalbi iyi durumdaymış, trafik kazasında telef olmuş. Bunu bulamayanlar da varmış.

Yazının Devamını Oku

Nasıl kalp nakli ameliyatı oldum?

25 Aralık 2014
26 Aralık 2014

Bir süredir yazılarıma ara vermiştim. Keyfimizden değil, sağlık sebepleri yüzünden okurdan ayrı düştüm.

Şahsen nezle olmuşum, grip olmuşum, başım dönmüş, bunları hastalıktan saymam bile. Ancak doktorum Profesör Osman Müftüoğlu beni karşısına alıp da “Durum ciddi” deyince, hasta olduğumu kabul etmek zorunda kaldım.

Kalbim tekliyormuş, son kullanma tarihini çoktan geçirmiş.

“Eğer..” dedi Müftüoğlu. Gözleri doldu, gözyaşını bana belli etmemeye çalışarak sildikten sonra devam etti:

“Eğer kalp nakli için bir done bulamazsak..”

Yazının Devamını Oku