Severim, sayarım ama bu tavrın yanlış ağabey

Başkan ama ‘başkan’ sıfatını sevmiyor.
Kulüp yönetiyor, A takımın maçına gitmiyor.
Parası var, yabancıya vermiyor.
“Bu toprakların çocukları bana yeter” diyor, olanı olmayanı tesise harcıyor, bunu yaparken kimseye eyvallah etmiyor.
Oralarda, bütün dünyanın ilgisini çeken organizasyonlara imza atıyor.
Altınordu Futbol Akademisi’ndeki yüzlerce çocuğu 7 ceddine kadar tanıyor, kendi takımına dışardan gelenin adını başkasına soruyor...
Bir bakıyorsunuz, altyapıdan bir miniği Atatürk’ün heykelini öpebilsin diye başının üzerinde taşıyor.
İşi demir-çelik ama o futbolcu fabrikası kurmuş, ürünlerini değerine değer katacak en iyi yerlere pazarlıyor.
Erkek çocuk sahibi değil, 2 evladı bugün futbolun beşiği İngiltere’de Leicester City formasıyla Şampiyonlar Ligi kovalıyor, A Milli takımımıza hizmet veriyor. Avrupa’da, Türkiye’nin dört yanında ve Altınordu A takımında boy gösterenler de küçümsenemeyecek sayıda.

Bunlar bana çok doğru geliyor, güzel hissettiriyor...

Ama şu, “Ben Altınordu’nun Süper Lig’e çıkmasını istemiyorum” kafasını kabullenemiyorum.
Bunu daha önce de yaptı, “Süper Lig’e çıkmamızı erken buluyorum” dedi, takımı play-off’un kıyısından döndü...
Bu kez Altınordu play-off’ta, bir başka bakış açısıyla Süper Lig’den sadece 3 maç uzakta...
Mehmet Ağabey çıkıyor, kulübün resmi internet sitesinden “Yaşım 66. Allah’ın bildiğini kuldan saklamam. A takımımızın Süper Lig´e çıkmasını istemiyorum” duyurusu yapıyor.

“Bunca emeğe yazık olmuyor mu ağabey?”
Hüseyin Eroğlu’nun, yardımcılarının, öz kaynaktan-dışardan o armayı taşıyan futbolcu kardeşlerin, sağlıkçının, aşçının, malzemecinin, çimcinin hatta senin alın terine yazık değil mi?

Ne olur Altınordu Süper Lig’e çıksa...
Fena mı olur, oradan gelecek yayın geliriyle, artı paralarla farklı projeler üretmek, yeni tesislere kazma vurmak...
Kötü mü olur, senin evlatların izlenilirliği 1.Lig’den kat kat fazla Süper Lig’de vitrine çıksa, ulusal-uluslararası scout ekiplerinin merceğine daha kestirmeden girse...
Dünya kulübü olma hedefine, yetiştirici kimliğine, ilkelerine ne zararı olur ki Süper Lig’in...

Ayrıca bu söylem, kendi iç dinamiklerine olduğu kadar, Samsunspor’a veya olası finaldeki rakipler Altay ile İstanbulspor’a da haksızlık değil mi? Onlar, Altınordu’yu yenerek Süper Lig’e ulaşsa, futbol kamuoyunda “Altınordu zaten istemiyordu, bile bile kaybetti” algısı oluşmaz mı?

Yöneticiyi, gazeteciyi boş ver, bu söylediklerimi “ağabey-kardeş sohbeti” say lütfen...

İstemiyorsan, isteme ama içinde tut...
Süper Lig’e çıksan en kötü ne gelir başına, küme mi düşersin?
O zaman bir sene sonra yine senin istediğin olur...