‘Beyaz Türkler’in Kurban Bayramı ile imtihanı
PaylaÅŸ
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
‘BEYAZ Türk’ tabiri epey zamandır dolaşımdaydı, son zamanlarda iyiden iyiye tartışma konusu oldu. Aslında benim de, uzun süredir kurcaladığım bir konudur, ancak siyasi gündem izin vermediği için, şimdiye kadar bir şey yazamadım. Şimdi de, bu bayram günü, sosyo-politik yorumlarla başınızı ağırtmak istemiyorum.
2003-2005 yılları arasında, önce bir dergide, sonra bir gazetenin hafta sonu ekinde, imzasız olarak ‘Beyaz Türk’ün seyir defteri’ başlıklı ve ‘Beyaz Türk dünyası’ ile dalga geçen yazılar yazıyordum. Geçen gün baktım, bu yazılardan biri, Kurban Bayramı’na ilişkinmiş. Malum, Kurban Bayramı, Beyaz Türk dünyası’nın pek hazzetmediği bir olaydır. Şehirli kesimin, inekle, koyunla, bu denli yakın bir ilişkiden uzak kalması doğaldır. Buna bir de, kasabın elinden kaçan inek görüntüleri eklenince, iş iyice çığrından çıkardı. Ama en önemlisi, ‘modernlik’, ‘burjuvalık’, ama en önemlisi ‘medenilik’, öteden beri Batılılıkla özdeşleştiği için, ‘dini’ ve ‘geleneksel’ olan şeylerin medeni bir uslupla yaşanma biçimleri çoktan terk edilmişti. Bu durumda, en çok da, Kurban Bayramı, rahatsız edici bir görüntü haline gelmişti. Beyaz Türkler, Kurban Bayramı dönemi coşar, toptan hayvan hakları savunucusu ve neredeyse vejeteryan kesilirdi. Gazeteler, televizyonlar, ‘vahşi şekilde boğazlanan’ hayvan görüntüleri ile dolardı. Ben de, altı yıl önce yazdığım Beyaz Türklerin Kurban Bayramı ile imtihanı yazısında, bu durumla dalga geçmişim. Bu yıl, bayrama denk gelen yazı günümde o yazıyı yayınlayayım diye bile düşündüm. Ama baktım ki, durum tamamen değişmiş. Belli ki, bu esnada belediyeler, o türden manzaralar karşısında tedbirleri geliştirmiş. Ama asıl önemlisi, ‘Beyaz Türkler’in muhafazakar iktidarla imtihanı’ tesirli olmuş! ‘Bu manzara Türkiye’ye yakışmıyor!’ türü manşetlerden eser yok. Neredeyse, ‘Kurban Bayramı yasaklansın’ demeye getiren yazıların benzerine de rastlamadım. Oysa, ben yazmaya başladığımdan bu yana, her bayram, imzalı yazılarımda da, Kurban konusundaki bu takıntıyı tartışma konusu ederdim. Artık buna gerek kalmadı. Gayet iyi, ‘her işte bir hayır vardır!’ diyeceğim ama, ben tırsma sonucu olan şeylerden ‘hayır’ doğacağına inananlardan değilim. İnsanların, birbirinden korkarak, tırsarak, içlerinden homurdanmaya devam ederek, herhangi bir meseleyi aşacağını, birbirini veya farklı inanç dünyalarını, farklı hayat tarzlarını hakkıyla anlayacağını düşünmüyorum. Takdir edersiniz ki, mesele Kurban Bayramı meselesinden ibaret değil. Genel olarak, muhafazakar kesime karşı gösterilen hoyratlığın geri çekilmesinin, iktidar korkusu ile olmasını hayra alamet bulmuyorum. Bu kuşkusuz, sadece hoyratlaşma eğilimi göstermekten çekinmeyen muhafazakar bir iktidarın iş başında olması sorunu değil. Aynı zamanda veya belki de öncelikle, şimdi güç karşısında tırsanların, zamanında, güçsüzken bu insanları, onların inançlarını, hayat biçimlerini anlamaya, haklarını teslim etmeye hiç niyeti olmamasındaydı. İçinden homurdanmaya devam eden Beyaz Türklere ben yine de hatırlatayım, içlerine sinmese de, bu vesile ile ‘kurban’ın sıradan ve ilkel bir hayvan boğazlama değil, daha deruni anlamları olabileceğini düşünsünler. Herkese iyi bayramlar!