Paylaş
Hal böyle olunca da şimdiden bazı kesimler sistem hakkında tartışmaya başladı. Konuşmalar hep aynı; tamamlayıcı emeklilik ile işçinin kıdem tazminatına çökülecekmiş, işçi ile işveren kesimi zaten bu sistemi istemiyormuş, bu sene sonunda uygulamaya giremezmiş…
Tamamlayıcı emeklilik sistemine neden gerek olduğunu uzun uzun anlatmayacağım, sadece bir cümle ile geçeceğim. Genç nüfusun azaldığını, emekli sayısının her geçen yıl arttığını, aktif çalışan ile pasif çalışan arasındaki dengenin her geçen yıl daha da bozulduğunu, sürekli olarak emekli maaşının yetersizliğinin tartışıldığını hesaba katacak olursak; tamamlayıcı emekliliğe gerek var mı, yok mu tartışmasının anlamsız olduğu da ortaya çıkacaktır. Asıl değinmek istediğim, tamamlayıcı emeklilik sisteminde hangi aşamada olunduğu ve nasıl bir model kurgulanacağı. En son bilgileri paylaşayım.
ÇALIŞMA TAMAMLANDI MODEL KURGULANDI
Tamamlayıcı emeklilik sistemi üzerine uzunca bir süredir sigortacılar, emeklilik şirketleri, düzenleyici ve denetleyici kurum çalışıyor ve çalışmalar tamamlandı; Bakanlığa da gönderildi. Geri sadece yasal düzenleme kaldı. Bu çalışma kapsamında da dünyada bu sistemi uygulayan 20’den fazla ülkenin tamamlayıcı emeklilik modelleri incelendi, bu modellerin bir karması halinde, Türkiye’ye uygun bir model belirlendi.
Peki, nasıl bir sistem kurgulandı? Öncelikle; sistemin, sosyal güvenlik sistemi ile bir alakası olmayacak ama bir anlamda tamamlayıcısı olacak. Yani çalışanlar hem SGK çatısı altında olacak hem de tamamlayıcı emeklilik sistemine dahil olacak. Ana sistem; 2017 yılından bu yana uygulanan ve işverenlerin, çalışanlarını, zorunlu olarak bireysel emekliliğe dahil ettiği otomatik katılım sistemi üzerine kurgulanacak ki, bugün zaten 8 milyon çalışan otomatik katılım sistemi içinde.
NASIL BİR TAMAMLAYICI EMEKLİLİK?
Tamamlayıcı emekliliğin, otomatik katılımdan farkı ne olacak? Birincisi ve en önemlisi, işveren katkısının geliyor olması. Mevcut sistemde, yani otomatik katılımda, çalışanın aylık maaşından yüzde 3 kesiliyor, devlet de çalışanın maaşından kesilen tutar üzerinden yüzde 30 katkı yapıyor. İşverenin ise hiçbir katkısı bulunmuyor. Tamamlayıcı emeklilikte ise artık işveren de katkı yapacak. İşveren katkısı ne kadar olacak diye sorarsanız; dünyada işveren katkısı yüzde 3, ama bizde sistem ilk başladığında bu oran yüzde 0.5 olarak uygulanıp, zamanla yüzde 3’e çıkabilir. Böylece sistem işçi, işveren ve devlet katkılı hale gelecek. Basit bir örnekle, asgari ücretli bir çalışan için işverenin aylık ödeyeceği katkı tutarı 130 lira (0.5 üzerinden) olacak.
İkinci önemli husus, bugün otomatik katılım sisteminde çalışan, işvereni tarafından zorunlu olarak sisteme dahil ediliyor ama çalışan isteği zaman, hatta girdiği günün ertesi günü sistemden çıkabiliyor. Tamamlayıcı emeklilik sisteminde ise çalışan istediği zaman sistemden çıkamayacak.
KIDEM TAZMİNATI İLE İLİŞKİSİ
Gelelim, üzerinde tepinilen kıdem tazminatına. Kurgulanan ve çalışması biten tamamlayıcı emeklilik sisteminin kıdem tazminatı ile uzaktan yakın ilişiği yok. Öyle ki, çalışmada kıdem tazminatı konusu geçmiyor bile. Sosyal güvenlik sisteminin alternatifi olmayacağından, sosyal güvenliğin yerini almayacağından, sadece çalışana emekliliğinde ek gelir sağlayacağından kıdem tazminatı kimsenin gündeminde değil. Kaldı ki, kıdem tazminatı, İş Kanun kapsamında bir haktır.
Peki, tamamlayıcı emeklilik ne zaman uygulamaya girecek? Orta Vadeli Programa göre yasal altyapısı bu yılın sonunda şekillense bile bir buçuk yıldan önce uygulamaya geçmesi mümkün değil.
Paylaş