Paylaş
Trump, seçim kampanyasının en hararetli günlerinde temmuz ayının sonlarında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eşi Sara’yı Florida’daki Mar-a Lago malikanesinde kabul etmişti.
Sonrasında Netanyahu’ya ‘Ben göreve gelmeden bu işi bitir’ dediğine dair söylentiler çıkmıştı. ABD Başkanı Joe Biden ve ekibi anlaşmaya teşvik etmek isterken, aslında Netanyahu’ya bir yandan da 20 Ocak 2025’e kadar Gazze savaşını sürdürmesi için zaman tanınmıştı.
YAZDAN BERİ ORTADOĞU
BU süre zarfında İsrail, Hamas’ı bitirme hedefi adı altında Gazze Şeridi’ni yerle bir etmeyi sürdürdü. Sonra Hamas’ın en büyük destekçilerinden gördüğü Lübnan’daki İran destekli Hizbullah’a yöneldi. Hamas liderlerine suikastları, Lübnan’da Hizbullah’a karşı düzenlenen çağrı cihazı saldırıları ve Hizbullah liderlerine yönelik saldırılar izledi.
İran’ın Filistin ve Lübnan’daki vekil güçlerinin zayıflaması Suriye’de Esad rejimini de dayanıksız bıraktı. Heyet Tahrir eş Şam liderliğinde Suriyeli muhaliflerin harekete geçmesi ve Rusya’nın da desteğini çekmesiyle Esad rejimi ani bir şekilde devrildi.
ÜÇ ÜLKE DE ENKAZ
SON yıllarda potansiyel hidrokarbon rezevrleriyle gündeme gelen Doğu Akdeniz’e kıyı Suriye, Lübnan ve Gazze enkaz halinde. 13 yıllık savaş, Esad rejimine uygulanan yaptırımlar Suriye’nin birçok şehrini, sanayisini, altyapısını bitirmiş durumda. Lübnan tarihinin en büyük ekonomik kriziyle baş etmeye çalışıyor.
Gazze’de ise İsrail taş üstünde taş bırakmadı. Milyonlarca kişi başta Gazze olmak üzere bölgede hayatta kalmak için mücadele ediyor.
467 GÜN SONRA UMUT
HAMAS’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e yönelik baskınıyla ateşlenen Gazze savaşında 467 gün sonra nihayet ateşkes umudu doğdu. Trump, pazartesi günü yemin töreniyle Beyaz Saray’a geri dönecek. Bir gün önce ise anlaşma uyarınca Hamas’ın elindeki ilk İsrailli rehinelerin evlerine geri dönmesi bekleniyor.
Her ne kadar Biden ekibi ile Trump ekibinin Katar’ın başkenti Doha’da süren pazarlıkların final aşamasında birlikte hareket ettikleri anlaşılsa da Trump bunu kendi başarısı sayıyor. Nitekim önceki akşam, ateşkes anlaşmasına varıldığını ilk haber veren de Trump oldu. Üstelik ‘Bu ateşkes anlaşması, kasım ayındaki tarihi zaferimizin sonucudur’ dedi.
İBRAHİM ANLAŞMALARI
TRUMP aynı açıklamada ‘bu ateşkesin ivmesiyle tarihi İbrahim Anlaşmalarını daha da genişletmek isterken güç yoluyla bölgede barışı teşvik etmeyi sürdüreceklerini’ söyledi.
Dikkat çekici bir vurguydu.
İbrahim Anlaşmaları, malûm Trump’ın ilk başkanlık döneminde İsrail’i Arap ülkeleriyle normalleştirme projesiydi. Üç dinin de kutsal saydığı İbrahim peygamberden adını alan anlaşma çerçevesinde 2020’de Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn, İsrail ile normalleşme kararı almıştı. Trump’ın İsrail’i Suudi Arabistan ile normalleştirme hayalinin önündeki engel ise Filistin’di.
RİYAD NASIL YAKLAŞIR
İBRAHİM Anlaşmalarına yönelik en büyük eleştiri Filistin sorununu dikkate almadığı yolundaydı. Her ne kadar Trump’ın damadı Jared Kushner, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile iyi arkadaş olsa da Riyad, Filistin devletine gidecek güvenilir bir yolun açıldığını görmek istiyordu. Suudi Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan birçok kez, normalleşme ve istikrarın ancak Filistinlilere bir devlet sağlanmasıyla olacağını söylemişti.
BİR BEDELİ OLMALI
GAZZE krizi bir yandan da Filistinlilere rağmen Ortadoğu’da barış ve istikrar sağlanamayacağını bir kez daha gözler önüne serdi. Şimdi Gazze Şeridi’nde acilen tedavi gerektiren akut bir insani kriz söz konusu.
Bölge ülkeleri ve yardım örgütleri bu krizle baş etmeye çalışırken bir taraftan da ertesi günün de hesabını yapma zamanı.
47 bine yaklaşan can kaybı, harabeye dönmüş Gazze, kefenlenmiş bebeklerinin başında ağlayan anne, babaların görüntüleri hafızalardan kolaylıkla silinecek şeyler değil. Bu suçların bir bedeli olmalı.
İsrail ile Ortadoğu’da yeni bir sayfa açılması planı yapılıyorsa eğer bu iki devletli çözümün ve Gazze’nin yeniden inşasının garanti edilmesiyle olmalıdır.
Paylaş