Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan GümüşYazarın Tüm Yazıları

Paris terörü Türkiye’yi de etkileyecek

IŞİD terörü sınır tanımıyor. Suruç, Ankara, Sina, Beyrut şimdi de Paris.

Haberin Devamı

Irak’ta, Suriye’de süren vekâlet savaşı, sınırları aşarak artık masum insanları kendi yaşadıkları, güvenli saydıkları alanları içinde vuruyor. Ve hız keseceğe de benzemiyor. 

İşte bu beklenti yüzünden de Avrupa Birliği kendini yeniden şekillendirmeye aday, bu korku siyaseti de Türkiye’yi yakından ilgilendirecek.


*


SINIRLARI KAPA BASKISI


İLK incelemelerde Paris’i hedef alan saldırganlardan en az ikisinin mülteci kökenli olduğuna dair tespitler şimdiden Avrupa’yı dalgalandırmış durumda. Polonya, mülteci bağlantısının ardından AB’nin getirdiği zorunlu kota çerçevesinde kabul etmek zorunda olduğu mültecileri almayacağını açıkladı. Ege’de, Balkanlar’da yaşanan mülteci dramının ardından kapılarını mültecilere açan Almanya Başbakanı Angela Merkel’in üzerinde sınırları kapa baskısı giderek artacak. Merkel’e kendi Hıristiyan Demokrat Partisi’nden bile baskılar var. Bir grup partili, “Mültecileri geri çevirmek zorundayız. Eğer bu olmazsa vatandaşın Başbakan’a güveni azalır” diyor.

Haberin Devamı


Bu çerçevede Avrupa Birliği’nin motoru sayılan Almanya’da yakın vadede iktidar tartışmalarının, hatta kavgalarının başlayacağını söylemek hata olmaz.


*


AŞIRI MİLLİYETÇİ BASKI


Paris saldırıları, mülteci krizi yüzünden zaten sesleri daha fazla duyulur olan aşırı milliyetçi kanatlara da gerekçe yaratmış durumda. Fransa Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen, Fransa’da radikal İslam ideolojisinin ortadan kaldırılmasını önerdi. Le Pen, İslami örgütlerin yasaklanması, radikal camilerin kapatılması, nefret söylemi yayanların sınır dışı edilmesini, yasadışı mültecilerin geri yollanmasını istedi. Avrupa’yı hedef alan saldırıların ardından Marine Le Pen gibi düşünenlerin sayısının artacağını öngörmek hata olmaz.


Yabancı düşmanlığı ve İslamofobinin güçleneceği, bunun da yine radikal unsurlara zemin hazırlayıp karşıt tutumları güçlendireceğini de söylemek hata olmaz.


*


MÜLTECİ KRİZİ BAŞ SORUMLU

 

Avrupa’dan gelen ilk tepkilerden anlaşılan o ki, Paris saldırılarının baş sorumlularından biri olarak ‘mülteci’ krizi görülecektir. Oysa sorunun kökenine inildiğinde birçok başka sebebin olduğunu, bunlar arasında bir etkileşim olduğunu görmek mümkün. Ortadoğu’da bitmeyen savaşlar, bunların yarattığı mağdurlar. Batı’nın İslam ile savaş halinde olduğuna dair propagandalar. Kıyamet ideolojileri. Tüm bu kampanyaların IŞİD’e her geçen gün daha fazla yabancı savaşçı kazandırması. Esad önce mi gitsin, sonra mı gitsin ya da hiç mi gitmesin tarzındaki tartışmaların yarattığı çözümsüzlük döngüsü...
Her ne kadar Suriye’de çözüm için Viyana süreci devam etse de tüm bu saydıklarım sürdüğü içindir ki, krizin yakın bir gelecekte de devam edeceğini söylemek hata olmaz.


*

Haberin Devamı


TÜRKİYE NASIL ETKİLENİR


Avrupa Birliği zaten bir süredir mülteci krizinin çözülmesi konusunda umutlarını Türkiye’ye bağladığını alenen söylüyor. Bu çerçevede geçen hafta teknik düzeyde anlaşma bile sağlandı. AB, Türkiye’ye mülteciler için harcanmak üzere 2016-17 döneminde 3 milyar Euro mali destek sağlayacak. Öte yandan 2016 ilkbaharında Türk vatandaşlarına vize kolaylığı sağlanması konusunda bir değerlendirme yapacak.


Fransa’daki terör krizinin ardından Türkiye’nin Avrupa’ya sığınan Suriyeli mültecileri geri alması için baskılar daha da artacaktır. Türkiye, Avrupa’nın toplama kampı olmamalıdır.


*


ÇÖZÜM OLMAZSA ZOR


AK Parti hükümetinin Suriye politikası eleştirilere açık olsa da mültecilere yönelik misafirperverlik konusunda dünya bir şey söyleyecek durumda değildir.
Öte yandan Türkiye yönetimi, Paris saldırılarının ardından Suriye’de sığınmacıların geri döneceği güvenli bölge sağlanması için Batı’ya yönelik baskıyı arttırabilir.

Haberin Devamı


Türkiye, uluslararası bir meşruiyet olmadıkça, uluslararası bir güç kurulmadıkça Suriye’de kara operasyonu gibi tek başına girişimlerden uzak durmalıdır.
Dünya, Rusya’sı ABD’si, İran’ı Türkiye’si, Suudi Arabistan’ı Esad rejimi, muhalifi; Suriye’de hem askeri hem siyasi ortak bir çözüm planı üzerinde anlaşıp bunu hayata geçirmek için mücadele vermelidir. Suriye’de çözüm olmadan terörle savaşın etkili olacağını düşünmek hayalcilik olur.

Yazarın Tüm Yazıları