Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan GümüşYazarın Tüm Yazıları

İranlı yeni dönem

ORTADOĞU yeni bir dönemin arifesinde. Lozan’da Tahran ile P5+1 arasında varılan uzlaşmanın ardından İran’ın uluslararası topluma geri dönüşünün kapısı aralanıyor.

Haberin Devamı

Tahran’ın nükleer silah yapma kapasitesinin kontrol altına alınmasını öngören çerçeve anlaşma İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in olurunu alır ve 30 Haziran’da nihai bir anlaşmaya dönüşürse 36 yıldır tecrit politikalarına maruz kalan Tahran, uluslararası siyasete arzı endam edebilir.

*

FORDO TESİSİ KRİTİK

Batı ile sürekli tartışma konusu olan İran’ın nükleer programındaki kritik dönemeç 2009 yılına kadar gidiyor. Bu dönemde ABD, İran’ın Kum kenti yakınlarında yeraltına yeni bir nükleer tesis kurduğunu belirledi.

Nükleer silah yapımında kullanılan uranyumun zenginleştirilebileceği bir tesisti bu.

İşin kritik yanı ise Fordo öyle inşa edilmişti ki, ABD’nin o dönemdeki sığınak delen bombalarıyla bu tesisi vurmak mümkün değildi.

Ayrıca İran, nükleer teknolojiyi bir kez elde etmişti, orası yerle bir edilse bile yenilerinin kurulmayacağının garantisi yoktu.

Haberin Devamı

İran ekonomisini yaptırımlarla kıskaca alan ABD, bir yandan da Suriye ve Irak’taki vekâlet savaşlarında taraf olan Filistin’de, Bahreyn’de, Yemen’de eli kolu bulunan Tahran ile iki yıl önce gizli diplomasi yürütmeye başladı.

*

PAZARLIKLAR NASIL BAŞLADI?

Mahmud Ahmedinejad’dan sonra cumhurbaşkanı seçilen Hasan Ruhani’ye ‘reform yanlısı’ bir imaj verilmişti.

Oysa İran’ın muhafazakâr dini lideri Ayetullah Hamaney’e yakın isimlerden biriydi. ABD yönetimi, başta müttefiki İsrail’in de etkisiyle İran’ın tüm nükleer programının durdurulmasını güdüyordu.

Hamaney ise asla geri dönülmeyeceği mesajı veriyordu. İran, bu arada Fordo’da uranyumu zenginleştiren santrifüj sayısını 3 bine çıkarmıştı, Natanz’daki tesis ile birlikte bu sayı 19 bini bulmuştu.

Yani İran istese 2-3 ay içinde nükleer bomba yapımı için gerekli yüzde 90 oranında zenginleştirilmiş uranyumu elde edebilirdi.

*

LOZAN ANLAŞMASI’NIN AMACI NE?

İran, nükleer programının hep barışçıl amaçlı olduğunu iddia ediyordu. Şimdi, ABD’nin başını çektiği P5+1, Tahran’a bunu ispatlama imkânı tanıyor.

Anlaşma 10 yıl boyunca İran’ın uranyum zenginleştirme kabiliyetinin sınırlandırılması, bunun sıkı denetlenmesi ve karşılığında da İran ekonomisinin belini büken yaptırımların askıya alınmasını öngörüyor.

Haberin Devamı

Uzlaşma öyle formüle ediliyor ki, toplam santrifüj sayısı 6 bin 14’e çekilirken anlaşma süresi içinde Tahran silah programına dönmeye karar verse bile bombayı ancak bir yılda elde edebilecek.

*

ANLAŞMADAKİ TARTIŞMALI KONULAR NELER?

Nükleer uzmanlar, teknik detaylara baktıklarında anlaşmada açık noktalar olduğunu öne sürerek santrifüj teknolojisinin geliştiğini, dolayısıyla Fordo’da bulundurulacak bin cihazla belki çok daha kısa bir sürede silah için gerekli materyalin elde edilebileceğini söylüyorlar.

Ayrıca ekonomik yaptırımların nasıl kalkacağı konusunda görüş ayrılığı var. İran tarafı anlaşmanın şartları uygulanmaya başladığında tüm kısıtlamaların kalkması taraftarı.

Haberin Devamı

Karşı taraf ise kademeli olarak yaptırımların askıya alınmasını ve bir ihlal söz konusu olduğunda bunların yeniden uygulanmasını istiyor. Anlaşılan o ki, 30 Haziran’a kadar çetrefilli pazarlıklar sürecek.

Hem İran’da, hem Batı’da, hem Ortadoğu’da ‘kutlama için henüz erken’ diyenlerin sayısı az değil.

*

OBAMA’NIN AMACI NE?

ABD Başkanı Obama’nın iktidarda iki yıldan az bir zamanı kaldı. Nobel barış ödüllü Obama, bu haliyle gitse dünyaya savaştan başka bir şey bırakmış olmayacak.

Obama’nın iyi bir siyasi mirasa ihtiyacı var. Keza İran’ın Dini Lideri Ayetullah Hamaney. 75 yaşında, prostat kanseri...

Onun da İran’a ve devamcısı olacak kişiye hem bir yön belirlemesi, hem de 2009 seçimlerinden sonra reformcuların kanlı bir şekilde bastırılmasının ardından toplumu birleştirici bir şeyler bırakması gerekiyor.

*

Haberin Devamı

İRAN’IN DÖNÜŞÜ NE ANLAMA GELİR?

İsrail, “Bu anlaşma varlığımızı reddediyor” diyerek hem kamuoyu hem de ABD Kongresi’ndeki ortakları üzerinden baskıyı sürdürecektir.

Ayrıca Obama’nın birçok ülkede İran ile vekâlet savaşı yürüten geleneksel müttefiki Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkeleri ile dengeyi sağlaması da önemli.

Elbette İran, bir günden ötekine ABD’nin ‘stratejik ortağı’ olmayacaktır, ama Tahran giderek uluslararası toplumda boy gösterecektir.

Ekonomik yaptırımların da hafiflemesiyle Şii ekseninin başındaki İran; Suriye, Irak ve Yemen’deki uzantıları için daha rahat kaynak bulabilecektir.

İşte ABD, bu endişeleri ve güvenliğin nasıl sağlanabileceğini konuşmak üzere Körfez İşbirliği Ülkeleri’ne bağlı Sünni Arap liderleri önümüzdeki haftalarda Camp David’e davet ediyor.

Haberin Devamı

Ortadoğu’da yeni hamleler yapılıyor. Türkiye de pragmatik adımlarla, çıkarları doğrultusunda yeni duruma göre pozisyonunu almalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları