Nilgün Tekfidan Gümüş

Taliban dönemi nasıl olacak

27 Ağustos 2021
11 EYLÜL 2001’de New York’taki Dünya Ticaret Merkezi terör örgütü El Kaide tarafından hedef alındığında naklen yayında insanların kendilerini kulelerden attığı dehşet görüntülerine tanık olmuştuk.

Geçen hafta ise bu kez Kabil’de can havliyle ABD uçaklarına tutunmaya çalışırken gökten düşen insanların çaresizliğini izledik. 20 yıl arayla yaşanan bu görüntüler aslında birbirleriyle de çok ilintiliydi.

NEYDİ NE OLDU

11 EYLÜL saldırıları üzerine, El Kaide’nin kökünü kazıma gerekçesiyle Afganistan’a giren ABD, söz konusu örgüte yataklık yapmakla suçladığı Kabil’deki Taliban yönetimine son vermişti.

Kız çocuklarına okumayı, kadınlara çalışmayı, kadın ayakkabısı sesini, müziği, uçurtmayı, tıraşı yasaklayan Taliban, kırsala çekilirken, birçok üst düzey yöneticisi ise yakalanıp hapse atıldı.

Afganistan’da nisbi özgürlükler dönemi başladı. Kadınlar, kızlar günlük hayata katıldı. Gençler müzik yapmaya alıştı. Kız öğrenciler robot takımları kurup uluslararası yarışmalarda ödül peşinde koştu.

Aradan yıllar geçti, ABD’de başkanlar değişti. Irak savaşı, Suriye savaşı, terör örgütü DEAŞ tehdidi derken geri planda yeniden toplanmaya başlayan Taliban, arada düzenlediği terör eylemleriyle gündeme geldi. Eski ABD Başkanı Donald Trump’a göre Afganistan, kaynakları tüketen gereksiz bir savaştı.

ANLAŞMA YAPILMADI

PAKİSTAN’

Yazının Devamını Oku

2’nci Taliban dönemi mi geliyor

13 Ağustos 2021
ABD ve NATO ülkelerinin Afganistan’dan çekilmesi sonrasında dengeler hızla aşırıcı Taliban lehine değişmeye başladı.

Taliban dün bu yazıyı yazarken cumadan bu yana 12 vilayetin merkezini ele geçirmiş, Kabil-Kandahar yolunu kontrol altına alarak 150 kilometre ötedeki başkenti de baskı altına almıştı.

Dünya Afganistan’da bu hızlı gelişmeleri izlerken, ABD basını Washington yönetiminin Kabil’in 90 gün içinde Taliban’a geçebileceği hesabı yaptığını yazdı. Oysa daha önce ABD, Afgan hükümeti kendini toparlayamazsa 6 ile 12 ay içinde Taliban kontrolü öngörüyordu.

KUZEYDEN BAŞLADI

YILLARDIR ABD’den eğitim ve askeri destek alan Afgan ordusunun bu kadar çabuk çözülmesi muhtemelen öngörülmüyordu. Nitekim ABD Başkanı Joe Biden da “20 yılda bir trilyon dolar harcadık. Eğittik, modern ekipmanlarla 300 bin Afgan gücünü donattık. Afgan liderlerinin bir araya gelmesi lazım. Kendileri için, ulusları için mücadele etmeleri gerekiyor” diyor. ABD, şu an sınırlı hava desteğinin dışında askeri bir müdahaleden yana değil.

Taliban bu kez, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan ile sınır olan kuzeyde kontrolü sağlamaya yönelik taarruzda bulunuyor. Bölgenin en büyük kenti Mezar-ı Şerif’in de düşmesi halinde Taliban kuzeyde tamamen denetimi sağlamış olacak. Farklı etnik gruplarının yaşadığı bu bölge Taliban iktidarının söz konusu olduğu 1996-2001 yılları arasında Kuzey İttifakı yapılanmasıyla Taliban’a en fazla karşı koyan bölgeydi.

KABİL’E BASKI ARTTI

ŞERİATIN katı bir şekilde uygulanmasından yana olan Taliban’ın denetimi sağladığı bölgelerde günlük hayat devam etse de kadınlara burka telkini, radyoda müziğe kısıtlama gibi müdahalelerin başladığı aktarılıyor. Taliban’dan en çok da kadınlar çekiniyor.

İngiliz The Guardian gazetesinde çıkan bir haberde Gazneli

Yazının Devamını Oku

Afganlar kaçarken

30 Temmuz 2021
Dünya bir yanda koronavirüs salgını ve neden olduğu ekonomik kriz, öte yanda sel, kuraklık ve orman yangınları gibi devasa afetlerle olağanüstü bir dönemden geçiyor.

NİYE KAÇIYORLAR

KÜRESEL sorunlar, dünyayı küresel de sınamalarla karşı karşıya bırakıyor. Şu günlerde en çok öne çıkan başlıklardan biri de ABD’nin Afganistan’dan çekilmesiyle aşırıcı Taliban’ın ülkede kontrolü genişletmesi ve söz konusu ülkeden düzensiz göçmen çıkışının hızla artması.

Aslında Afganlar yeni değil, bir süredir kaçmaya çalışıyor. Çünkü koronavirüs salgını, ülkenin pek çok vilayetinde süren kuraklık ve işsizliğin neden olduğu gıdaya ulaşım belirsizliği insanları göçe itiyor. 1996-2001 yılında Taliban yönetiminin uyguladığı aşırıcı politikalar da hafızalarda yeniden canlandığında insanlar kaçmak istiyor. Hedef de komşu ülkeler değil, hayalleri süsleyen Avrupa’ya, özellikle de Almanya’ya ulaşmak.

AVRUPA TAKİPTE

İŞTE ABD ile Afganistan’dan askerini çeken Avrupa da bir süredir bu Afgan çıkışını yakından takip ediyor. Aslında Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayla Avrupa’nın Afgan göçüyle ilgili hislerine tercüman oldu.

Kurz, “İnsanlar (Afganlar) kaçmak zorunda kalırsa, bence komşu ülkeler, Türkiye veya Afganistan’ın güvenli bölgeleri, insanların Almanya, Avusturya veya İsveç’e gelmesinden kesinlikle daha doğru yer” ifadesini kullanmıştı. 2015 yılında Suriyeli mültecilere kapıları açan Almanya Başbakanı Angela Merkel de geçtiğimiz günlerde her defasında mülteci kabul edemeyeceklerini dile getirdi.

Avrupa Birliği de şu günlerde göçe karşı Afganistan’ın komşu ülkeleriyle temasta. Hedef Afgan göçmenlerin komşu ülkelerde tutulabilmesi. Brüksel, Türkiye ile de Suriyeliler için yapılan mutabakatın dışında, Afgan göçüne karşı nasıl bir destek çıkılabilir onu gözden geçiriyor. Türkiye’in doğu sınırının güçlendirilmesine yönelik teknik destek de bu yaklaşımın bir parçası olarak gündeme geliyor.

YENİ BİR DALGA

Yazının Devamını Oku

Ankara'ya sıradışı bir büyükelçi profili - Trump karşıtı, Mormon, 5 çocuklu

16 Temmuz 2021
ABD Başkanı Joe Biden’ın Ankara Büyükelçisi adayı gösterdiği Jeff Flake (58), sıradışı bir elçi profili çiziyor. Siyasetin içinden gelen Flake, Mormon tarikatı mensubu, Afrika’da misyonerlik yapmış, üniversite aşkıyla evlenmiş, 5 çocuk babası. Son dönemde de eski Başkan Trump’a karşı tutumuyla dikkat çeken bir isim.

SIĞIR ÇİFTLİĞİNDE BÜYÜMÜŞ

Jeffrey Lane Flake, 31 Aralık 1962 yılında Arizona eyaletinin Snowflake kasabasında dünyaya gelmiş. ‘Kar tanesi’ anlamına gelen bu yerleşime de adını Mormon tarikatı öncüleri olan ataları vermiş.

1820’lerden sonra ortaya çıkan bu tarikat adını, kurucusu Joseph Smith’in ‘Mormon’ kitabından alır. ‘İsa Mesih’in Son Günü Azizler Kilisesi’ altında faaliyet gösteren kilise, bozulmuş Hıristiyanlığı İsa inancına uygun hale getirmeyi hedeflediğini savunur. Mesih’in ikinci gelişinin Amerikan topraklarına olacağına inanan tarikatın bazı kolları çokeşliliğe de izin verir.

Flake’in çocukluğu 10 kardeşiyle bir sığır çiftliğinde geçmiş. Hatta 5 yaşındayken sağ işaret parmağının ucunu biçerdövere kaptırmış. 

AFRİKA’DA MİSYONERLİK YAPMIŞ

Liseden sonra Afrika’da bir süre Mormon misyonerliği yapmış. Bu dönemde Afrikanca öğrenen

Yazının Devamını Oku

ABD çekilirken Taliban ilerlerken

9 Temmuz 2021
ABD büyük ölçüde Afganistan’dan asker çekmeyi tamamladı. Geriye kalan askerlerin de 11 Eylül saldırılarının 20’nci yılında tamamen çekilmesi bekleniyor.Ancak ABD ve NATO ülkeleri Afganistan macerasının sonuna yaklaşırken ülke toz duman.

20 YIL GERİYE Mİ

AŞIRICI Taliban, iki ayda ülkenin dörtte birini ele geçirdi. Afgan güçleri savaşmadan geri çekilirken kırsalda birçok ilçe Taliban’ın kontrolüne geçti. Hatta ABD’de başkent Kabil’in de altı ay ile iki yıl içinde İslam emirliği kurmak isteyen Taliban’ın eline geçebileceği yorumları yapılmaya başlandı. Sanki Afganistan’da bir anda saatler 20 yıl geriye alınmış gibi oldu.

İKİ HEDEF VARDI

11 EYLÜL saldırıları sonrasında ABD, Afganistan’a müdahale kararı aldığında iki hedef söylenmişti. Biri Taliban’ı iktidardan uzaklaştırmak, diğeri ise saldırıların faili olan terör örgütü El Kaide’yi küresel bir tehdit olmaktan çıkarmaktı.

ABD bu hedef uğruna 2019 rakamlarına göre 776 milyar dolar harcadı. 3500 can verdi. 33 bin sivil de hayatını kaybetti. Şimdi ABD çekiliyor, Taliban gücüne güç katıyor. Terör örgütlerinin palazlanmasının da an meselesi olduğu yorumları yapılıyor.

MOZAİKLER ÜLKESİ

MALUM, Afganistan ‘imparatorluklar mezarlığı’ diye bilinir. 1989 yılında 10 yıl süren kanlı bir müdahalenin ardından Rusları ülkelerine geri yollayan Afganistan, bu kez ABD’yi pes ettirdi.

Afganistan farklı etnik grupların güç odakları tarafından kontrol edildiği, tarım ile geçinmeye çalışan yoksul bir ülke. Haşhaş ekimiyle de uyuşturucu kaçakçılığının çıkış ülkelerinden biri. Aynı zamanda Asya’daki merkezi konumuyla jeostratejik açıdan dikkat çekiyor.

Yazının Devamını Oku

Türkiye’nin Kabil önerisi

18 Haziran 2021
Dünya geçen cumadan bu yana sıkı bir zirve maratonuna sahne oldu. Önce G-7, sonra NATO ve AB, Türkiye-ABD ve ABD-Rusya zirveleri...

G-7’de ABD, Joe Biden ile dünya liderliğine geri döndüğü mesajı verdi. NATO zirvesinde transatlantik işbirliğinin önemi vurgulanırken, Çin tehdidi ilk kez ittifakın karşı karşıya kaldığı riskler arasında sayıldı. ABD Başkanı Biden ile Rusya lideri Vladimir Putin zirvesinde ise iki ülke heyetleri pozisyonlarını ortaya koyup olası işbirliği alanlarını tespit etmeye çalıştılar.

ERDOĞAN-BIDEN GÖRÜŞMESİ

TÜM bu zirve koşuşturmaları sonrasında dünya siyasetine yön verecek bir haftayı geride bıraktığımızı söyleyebiliriz.

Ve tüm görüşme trafiği için en dikkat çeken toplantılardan biri, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı ikili görüşme oldu.

Yapılan açıklamalara göre S-400 ve F-35’ler konusunda iki taraf da pozisyonunu korudu, ancak görüşmelerin sürme iradesi çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha ABD’nin terör örgütü PKK/YPG’ye desteğinden ötürü duyduğu rahatsızlığı gündeme getirme fırsatı bulurken, anlaşılan toplantının en rahat başlıklarından birini Türkiye’nin ABD, Afganistan’dan çekildikten sonra Kabil havalimanını kontrol etme önerisi oldu.

BIDEN ÖNERİDEN MEMNUN

ABD’nin eski Ankara büyükelçilerinden ve halihazırda Wilson Center’ın Ortadoğu Programı Başkanı olan James Jeffrey, Amerika’nın Sesi haber sitesine yaptığı açıklamada “Başkan Biden Türkiye’nin Kabil’de kalma konusundaki duruşundan çok memnun” yorumunda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Türkiye’nin Kabil’de kalabileceğini, Pakistan ve Macaristan’ın destek verebileceğini söyledi.

ABD, Taliban ile yapılan anlaşma uyarınca 11 Eylül’de Afganistan’dan asker çekmeyi tamamlamayı planlıyor. Türkiye siyasi, mali ve lojistik destek talep ederken anlaşılan Kabil önerisi NATO’dan da destek buluyor.

Yazının Devamını Oku

Dört gözle beklenen zirve

11 Haziran 2021
Dünya yoğun bir diplomasi trafiğine kilitlenmiş durumda. İngiltere’de bugün başlayacak G-7 zirvesini Brüksel’de NATO, AB-ABD ve Cenevre’de ise ABD-Rusya zirveleri izleyecek.

ERDOĞAN-BIDEN GÖRÜŞMESİ

ZİRVE maratonunun en önemli başlıklarından birini de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden’ın 14 Haziran’da Brüksel’de NATO toplantıları çerçevesinde yapacağı ikili görüşme oluşturacak. Bu, ABD’de Joe Biden’ın ocak ayında iktidara gelmesi sonrasında ilk yüz yüze görüşme olması açısından önemli.

Görüşme, Biden’ın Ankara’ya mesafeli tutumu ve 1915 olaylarını ‘Ermeni soykırımı’ olarak tanıma kararı sonrasına denk gelmesi sebebiyle uluslararası basının da ilgi gösterdiği bir başlık olarak öne çıkıyor.

ABD DE ZİRVEYİ ÖNEMSİYOR

ABD’den görüşmeyle ilgili gelen açıklamalar Washington’ın da bu toplantıyı bir hayli önemsediğini gösteriyor. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, geçtiğimiz günlerde “Başkan Biden, Erdoğan’ı çok iyi tanıyor ve bence ikisi de ilişkilerini tam kapsamlı şekilde değerlendirebilecekleri bu fırsatı dört gözle bekliyor” demişti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise Senato’da soruları yanıtlarken daha eleştirel bir tonla, bazen Türkiye’nin NATO müttefiki gibi davranmadığı iddiasında bulundu. Ancak Türkiye ile Suriye ve Afganistan’da ‘terörle mücadele’, Rusya ve İran’ın olumsuz etki alanı ile başa çıkmak gibi konularda önemli ve örtüşen çıkarları olduğunu da kaydetti. Blinken aynı zamanda Türkiye’nin ‘Batı’ya çıpalanmış kalmasının’ da önemli olduğunu ifade etti.

FARKLILIKLAR MASADA

MASADA

Yazının Devamını Oku

Dünya Ömer’e Suzi’ye borçlu

21 Mayıs 2021
ŞEYH CERRAH... Doğu Kudüs’te Filistinlilerin çoğunlukta olduğu tarihi bir mahalle. Adını Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyübi’nin cerrahından alıyor. İsrail’in bağımsızlık ilan ettiği 1948 yılında göç etmek zorunda kalan Filistinlilerin bir kısmı bu mahalleye yerleştirilmiş.

Şimdi bir grup İsrailli, “Osmanlı döneminde orası bizimdi” diye mahkemeye başvurup Filistinlileri evlerinden çıkarmaya kalkınca Şeyh Cerrah, son krizin ana unsurlarından biri haline geldi.

*

‘BİBİ’ (Binyamin Netanyahu.)...

Şeyh Cerrah krizi tam da İsrail’de hükümet kurmada zorluk yaşandığı bir döneme geldi. Şeyh Cerrah gerilimi ramazan ayında İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik de kısıtlamalarıyla birlikte Filistin toplumunda tansiyonu yükseltti.

İsrail’de mart ayında iki yıl içindeki dördüncü seçim yapılmış, hükümet kurma görevi yine Başbakan Netanyahu’ya verilmiş ama çoğunluğu sağlayamayınca görevi iade etmişti. Sonrasında da Kudüs’te Filistinlilere yönelik şiddet giderek tırmandı.

*

MAHMUD Abbas... Filistin çoktandır ikiye bölünmüştü. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Batı Şeria’yı kontrol ediyor. Gazze’de ise kontrol 2006’dan bu yana Hamas’ta. 15 yıl sonra 22 Mayıs’ta seçimler yapılsın diye uzlaşmaya varmışlardı ki mayıs başında Abbas, İsrail’in Doğu Kudüs’te seçim yapmasına izin vermediği bahanesiyle seçimleri erteledi.

 85 yaşındaki

Yazının Devamını Oku