Kıyamet günü yazısıdır kesip saklayın

Haberin Devamı

Birkaç “yanlış alarm” görmüş bir kuşağın temsilcisiyim ben... “Bu sefer de olmadı, tutturamadık; ertelendi” açıklamalarıyla yarım yüzyılı devirdik. Zannedersin, “birincisinde çoğunluk sağlanamayan Genel Kurul çağrısı”. Ama “seferberlik hali”, bu kez burnumuzun dibine, “Şirince”ye dayanınca, ister istemez, gündemi biraz daha fazla meşgul ediyor. “Kıyamet’i –Maya-ladık, bekliyoruz...” diyen gazete manşeti kadar heyecanlı bir vaziyet yani.
Bir köşe yazarı için “mutluluğun resmi”, biraz yazısının okunup okunmadığı, biraz da nasıl bir tesir bıraktığından ibarettir. Kıyametin günü konusunda pek iddialı tahminler olmakla birlikte, “Sûr”a, günün hangi saatinde üfürüleceği hayli belirsiz olduğundan, bu satırlarla ilgili farklı süreçler yaşanabilir diye düşündüm. Köşemi okumuş olmanız veya olmamanıza ilişkin senaryolara birlikte göz atalım:
İlk akla gelen; bu yazıyı yayınlandığı gün okuyabiliyorsanız, okuduğunuz saat itibariyle henüz kıyamet kopmamış demektir. Eğer ilerleyen saatlerde koparsa, bu yazı okuduğunuz son yazılardan biri olacak. En az birkaç kişi göz atmış olsa, benim de okunmuş son yazım diye anılacak.
Veya bu yazıyı okudunuz; ama kıyamet filân kopmadı. O zaman, okuyan için de yazan için de “herhangi bir yazı” olmaktan öteye geçemeyecek.
Bir diğer ihtimal, kıyamet koptu ve o kargaşaya rağmen, kaşla göz arasında, “son yazısında ne yazmış bu adam” diye merak edip şöyle bir bakıverdiniz. O halde siz kurtulanlardan birisiniz ve Şirince yakınlarındasınız. Bu durumda, Hürriyet EGE’nin elinizdeki nüshası ve elinizdeki yazı, KÖ’ye yani “Kıyametten Önce”ye ait olduğu için az biraz koleksiyon değeri var; kıymetini bilin.
Veyahut, yazımı okumadınız ve kıyamet koptu... O zaman aklınız, acaba “son son ne yazmıştı bu adam” sorusunun yanıtında kalacak ve kaçırdıklarınızı, öbür tarafta, kıyamet kopmadan önce –giderayak- bu yazıyı okumuş olanlardan dinlemek zorunda kalacaksınız ki, bir sürü minnet, mahcubiyet.
Ve nihayet son seçenek: Yazıyı okumadınız ve üstelik kıyamet de kopmadı! Bu durumda, kendinizi emniyette hissettiğiniz ilk anda, (Vatan Yahut Silistre’deki Abdullah Çavuş’un tiradını biraz sündürerek) rahatlıkla diyebilirsiniz ki, “Ne var canım? Nihat Demirkol’un bugünkü yazısını okumadım diye kıyamet kopacak değildi ya?”
Bana gelince... Bugün kıyametin kopmayacağına ve hayatımızda (görünen) pek fazla bir şey değişmeyeceğine inananlardanım. Yine de, eğer pazartesi günü bu köşede buluşamazsak sevgili okuyucular, öbür tarafta göğsümü gere gere dolaşabileceğim demektir: “Vallahi bir yazı yazdım, kıyamet koptu...”

 

Yazarın Tüm Yazıları