Paylaş
BİR kenti, başka kentlerle karşılaştırmak âdettendir.
Nüfusu, yüzölçümü, millî gelirden aldığı pay, vergi pastasına yaptığı katkı...
Ağırladığı turist sayısı, kişi başına düşen otomobil, televizyon...
Her gün kaç TIR yüklendiği, liman şehriyse yükleme-boşaltma kapasitesi filân...
Hattâ biraz daha alıcı gözüyle bakarsanız; okur-yazarları, yabancı dil bilenleri, tiyatroları, sinemaları, müzeleri...
Ve (varsa) yerel yönetim portallarındaki, “Bugün kentimizde –şu kadar- etkinlik var...” yollu duyurular karşılaştırılabilir.
İzmir’i uzaktan bakarak eleştirenler, bu mukayeselere, 24 saat yaşamıyor olmasını da ekliyorlar.
Özü itibariyle doğru...
Ama her kentin farklı dinamiklerle nefes alıp verdiğini unutmamak lâzım.
“Yaşadığı saatlerin hakkını veren kent” olabilmek, ayrı bir kategori sayılmalı!
Örneğin, (henüz anlamlı bir karşılaştırmaya olanak vermese de) gözlerden kaçtığını düşündüğüm, üstelik oldukça keyifli bir kıpırtı var kentimizde.
“Benim gözlüğümden bakınca”, artık dikkate alınması gerekenler arasında, bir diğer önemli, çağdaş, inovasyona açık ve ümit veren ölçü olarak, “bir kentte düzenlenen yarışmaların sayısı” da öne çıkıyor.
Çünkü bana göre yarışmalar, kentin farkındalık endeksini, gereksinim kartelasını, büyüme hızını, yeniliklere açık olma halini, yenilenme kültürünü ve bunun düşünsel boyutunu, heyecanını, yaratıcılığını, fırsat eşitliği kalitesini, katılımcılığa verdiği önemi, ortak aklı kullanma becerisini, hem grup dinamiğini, hem de bireyselliğin önünü açma cesaretini, biraz, “icat çıkartma” geleneğini, çözüm odaklı düşünme eğilimini, kurallı rekabet etiğini, bilgiye, bilgi toplumu ve bilgi yönetimine duyduğu saygıyı, ulusal ve uluslararası ölçekte danışma olgunluğunu, işbirliğine açık olma çıtasını, demokatik algıya rağbetini, sıradana razı olmayı değil, “en iyi, en yüksek ve en hızlı”ya tâlip olma ufkunu, nihayet; gelecek umudunun yüzdesini tarifler...
“Bu devinimin neresindeyiz?” diye sorarsanız, sadece gazete manşetlerine yansıyanlarla bile, (İzmir’e İz Bırak / Büyükşehir Belediyesi, Homeros Öykü Yarışması / Bornova Belediyesi) İzmir’de düzenlenen (irili ufaklı, kırık dökük...) yarışma sayısında, (rastlantısal veya bilinçli çok da önemli değil) bir artış olduğunu gösteriyor. Özlenen, bu yarışmaların hiç değilse bir kısmının, “geleneksel”e merdiven dayamasını becerebilmektir.
İşte güncel bir örnek
İZMİR Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı (İKSEV), 1–15 Mart 2014 tarihleri arasında gerçekleştirmeyi plânladığı 21. İzmir Avrupa Caz Festivali’nin afişini yine bir yarışma ile belirleyecek. Üstelik, “Caz Afişi Yarışması”nın onikincisi düzenleniyor. İşte, ancak böyle şeyler bir “marka kentin ayak sesleri” olabilir...
Yarışmanın amacı şöyle kaleme alınmış: “Avrupa Cazı gibi özel bir alana sahip, dünyanın sayılı festivallerinden biri olan ‘İzmir Avrupa Caz Festivali’ne gençlerin bakış açısını taşımaktır. Yarışma, ayrıca, grafik sanatına ilgi duyan öğrencilerin ve genç grafik sanatçılarının yaratıcılıklarını desteklemeyi hedefler. İKSEV, seçilecek eseri 21. İzmir Avrupa Caz Festivali gibi saygın bir organizasyonun afişi olarak kullanarak, genç sanatçılara yeni ufuklar açmayı, yeni olanaklar sağlamayı amaçlamaktadır...”
İzmir 21. Avrupa Caz Festivali, İzmir İtalyan Konsolosluğu, Fransız Kültür Merkezi, Avusturya Kültür Ofisi, Goethe Institut işbirliği ile düzenleneniyor. Festival biletleri, yine Biletix tarafından satılacak. Meraklısı, http://www.iksev.org/tr/caz-festivali/6/afis-yarismasi. adresindeki linkten daha fazlasını öğrenebilir.
Paylaş