Humeyni’den miras kalan tebessüm ve hastalık

79 İran devrimini izleyen günlerdeydik...

Haberin Devamı

İran İslam Devrimi’nin siyasi, hukuki ve ruhani önderi olan Ruhullah Musavi Humeyni (ki herkes onu Ayetullah Humeyni olarak tanıdı...) başta muhalifleri olmak üzere, önüne geleni “sorgusuz, sualsiz, yargılamasız” idam ediyordu...

Onun yok etme yöntemleri kuşkusuz çok çeşitliydi.
“Sallandırdı, astı, yine asmış” söylemleri sıradanlaşırken, Ankara’da, Anadolu zekâsı, hemen bir “uyduruk” saldıydı ortaya, “Humeyni hastaymış” diye.
İnsanlar tabii, merakla soruyordu arkasından, “neymiş hastalığı?”
“Astım olmuş...” diyen, kendini tutamayıp gevrek bir kahkaha patlatıyordu.
O günlerde, Orta Doğu’daki radikal İslam ve İslamî terör tehlikesi, çok uzak görünüyordu gözümüze ve bugünkü gibi “nefesi daralmıyordu” güzel ülkemin...

Bronşların daralmasından ileri gelen nefes darlığı olarak tanımlanan “astım”, keşke sadece anılarımızdaki haliyle ve sözcük oyunlarında kalsaydı, evrilmeseydi...
Ama maalesef nüksetti!
Hiç beklenmedik bir coğrafyada, başka bir biçemle ortaya çıktı.
İzmirli yerel yöneticiler, “kazdım” hastalığına tutuldular.

Haberin Devamı

Ben Bornova EVKA-3’te oturuyorum.
4x4 araç sahiplerinin, arabalarına ödedikleri parayı helâl ettikleri bir semttir burası.
Çünkü, geçen bahardan beri bitmeyen bir faaliyet var cadde ve sokaklarımızda.
Bitmedi, bitemedi, sonu gelmedi bir türlü...
Defalarca bittiğini sandığımız, kapatılıp açılan, asfaltlanıp deşilen günleri saymıyorum bile...

Bir semtin bütün kavşaklarını, cadde ve sokaklarını, bulvarlarını, tek yönlü yollarını, yokuşlarını, inişlerini, dar ve geniş geçitlerini, hem sanayi sitesini hem okul yollarını, hastane önünü, metro çevresini, semtin bütün girişlerini ve bütün çıkışlarını “aynı anda kazmak”, kazıp aylarca sürüncemede bırakmak, kavşakları, dolmuş güzergâhını alt üst etmek benim aklımın ermediği bir “mühendislik harikası” değilse, ancak böyle bir hastalıkla açıklanabilir.

Gerçi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, üniversite sınavının yapıldığı gün, Basmane’yi kilitleyebilmek için, orada asfalt çalışması yapmışlığı da vardır, ama hiç bu kadar uzun sürenini görmemiştik.

Haberin Devamı

Tarih sayfaları, “astığı astık, kestiği kestik”lerin, hiçbir dönemde milletin hayır duasını aldıklarını yazmıyor!
Buna, “kazdığım kazdık”ları da ekleyebilirsiniz.
“Astım, kestim, kazdım...” derken, seçilmişlerin “ayna karşısında çok kalmak yüzünden” yakalandıkları bu hastalığın daha ileri aşamalarında ise (evlerden uzak) “azdım” halleri başlıyor. Seçmen, (saf saf) “Çizdiğim çizdik...” diyeceği günleri bekliyor sabırla...

Yazarın Tüm Yazıları