Paylaş
BURADA “yapa yapa alıştırdıkları”ndan bazılarını orada da yaptığını gördük, gülümsedik.
Orada yapıp, buradan “esirgedikleri” var nedense; onlara cevap bulamıyoruz.
Orada yapamayıp, burada yaptıkları var ki, onlara dahi, “kumaşının şânındandır” diyerek yutkunulabilir.
Ama bu kadar spor düşkünü gencin gözü üstündeyken, hem orada, hem burada, “yapamayacağı bazı şeyler var” diye düşünüyorduk; yanılmışız...
“Orası Barnebeu, burası TOKİ’nin yaptığı stad” deyip geçelim mi şimdi?
Futbol için bir “ustalık” öyküsü
20’NCİ Yüzyıl’ın en büyük çello sanatçılarından biri kabul edilen Mstislav Leopoldoviç Rostropoviç, 75’inci doğumgünü için hazırlanan albümün iç kapağında, bir soruyu, gülümseten bir tevazu ile şöyle yanıtlıyordu: “Bach’ı çok severim! Ama eserlerini çalmaya daha birkaç yıl önce cesaret edebildim...” Herkes biliyordu ki, 2007’de dünyadan ayrılan büyük usta doğruyu söylemiyor. Kendini usta ilân etmek aslında “Daha değilim” demektir. İşin büyüsünü bozarsınız. Hele hele, “Ben bu işi 40 yıldır yapıyorum, bu kadar öfke benim hakkım” demeye hiç hakkınız yoktur...
Futbolda cennet–cehennem
SICAK bir yaz günü, meşhûr Behlül Dâne’yi apar topar huzura getirtir Halife Hârun Reşid... Kan ter içindeki Dâne’ye, yetmezmiş gibi biraz daha yüklenir Halife: “Ne bu halin? Kan ter içindesin... Nereden geliyorsun böyle?” Behlül Dâne, burnundan soluyarak cevap verir: “Cehennemden geliyorum...” Hârun Reşit, damarına basmakta kararlıdır: “Bize biraz ateş getirseydin ya!” “Orada ateş yoktur Halifem, her gelen ateşini kendi getirir dünyadan...” Karşımıza çıkanlar, daha önce yaptıklarımızın sonuçlarıdır!
Duyguların efendisi olabilmek
DÖVÜŞ ustası olanlar öfkelenmezler, kazanma ustası olanlar korkmazlar, akıllılar dövüşmeden kazanır, cahiller kazanmak için dövüşürler... (Sun Tzu)
Paylaş