Futbol şubesi bir karadeliktir

Haberin Devamı

İNSAN hep güzel şeyler yazmak istiyor. Kulağa hoş gelen, taraftarı coşturan şeyler... Ama “görünen köy” böyle değil! Son birkaç haftanın manşetleri arasında iri puntolu olanlar, KSK’nin, başta (hiç bitmeyen) malî darboğaz olma üzere, boğuştuğu sıkıntılardan bahsediyordu yine. “Bitmeyen bir senfoni bu; bir kısırdöngü, bir karadelik...” Ve bu deliğin bir gecede kapanmasını bekleyenler hayal görmekteler. KSK’de futbolu düzlüğe çıkartmak, en az 5 yıllık bir stratejik plânla mümkündür; kimse gücenmesin!
Diğer tarafta ise (yine manşetlere yansıyan) “bir başarı öyküsü” yükseliyor. “EUROCHALLENGE Cup (A) Grubu’nda Tofaş’ı 78-56 yenerek 4’te 4 yapan ve Top 16’yı garantileyen PINAR KSK, Avrupa basketbolunun üç numaralı organizasyonunda üst üste 3 yıl ilk turda elenmeyen iki takımdan biri oldu. Yeşil-kırmızılıların 2010-11 ve 2011-12’de de sorunsuz geçtikleri 1. turda, (C) Grubu’nda yenilmeyen Letonya’nın Ventspils takımı da temsilcimizin başarısına ortak oldu. PINAR KSK’nin, grup liderliğini kesinleştirmesi için kalan iki maçından birini kazanması yeterli olacak.”
BEKO Basketbol Ligi’nde de oldukça başarılı maçlar çıkartan ekibin Coach’u Ufuk Sarıca, “Bulunduğumuz yerin rastlantı olmadığını kanıtladık. Tempomuzu koruyarak yola devam” diyor ama, kulübün malî kaynaklarının, Basketbol Şubesi söz konusu olunca, “el titreyerek” kullanıldığını biliyoruz.  Evlatlardan, “biraz haylazca bildiğimiz”in açıktan açığa kollanması, sadece tribünleri hoş tutmak, memnun etmek içinse yazık. Bu tercih, ne spor ne de holding yöneticiliği ile bağdaşır. Fikre de paraya da yazık! Basketbol Şubesi üvey evlat mı? Bir şeyler ters ve yanlış gidiyor, yanılmaya razıyım...

Haberin Devamı

Buzdolabının kapağındaki tavşan

Hemen her mutfakta, buzdolabının kapağına tutturulmuş mıknatıslar var biliyorsunuz. “Resimler, yazılar, adresler, paket servisleri, sucular, tüpçüler, şakalar vs.” İçlerinde daha felsefi içerikli olan “magnet”lere de rastlanıyor. Hatırımda kalan bir tanesinde yazan ve bir tavşana söyletilmiş cümleyi, “fantezi” sanırdım. Ama bazen öyle ölümlülerle karşılaşıyorum ki, “Demek buna inanlar da var” diye iç geçirmek zorunda kalıyor insan. “Mükemmel olmadığımı biliyorum ama neredeyse mükemmelim...” edâsıyla orta yerde dolaşanlar hiç çekilmiyor doğrusu. “İzmir’de yönetici olmak” bahsi açılınca, nedense aklıma bu magnet geldi.

Yazarın Tüm Yazıları