Paylaş
“...Medyayı ve kamuoyunu yakından takip ettiğimiz bilmenizi isterim” diye başlayıp,
“Türkiye Futbol Direktörlüğü kavramının
ve görev tanımının ne olduğuna ilişkin,
sanıyorum bir kafa karışıklığı var...”
şeklinde devam etmiş,
“...Bunu açmak istiyorum.
Türk Futbolunun gelecek tasarımında,
ilgili kurum ve kuruluşlarıyla plân, proje oluşturmak ve
bunların hayata geçerek kısa, orta ve uzun vadeli sonuçlar alınmasını
sağlamayı hedefleyen bir görevdir bu...
Türkiye Futbol Direktörlüğü,
bildiğiniz gibi doğrudan Türkiye Futbol Federasyonu’na bağlıdır.
Dolaylı olarak da akademi ve iş dünyasıyla devamlı dirsek temasında olur.
Bu arada, altyapısından millî takımlarına,
Ülke ve bölge örgütlenmesinden, modern futbol anlayışına kadar
geniş bir yelpazede tanımlanan bir iştir bu...”
yollu eklemeler yapmış ve
“...Patlamamı, kızmamı ağzıma geleni söylememi istiyorsunuz.
Ama beklentileri karşılayamayacağım kusura bakmayın” diye bitirmişler.
Aynı sırayla görüş bildirmek isterim:
“...Sizi ve yaptıklarınızı, ‘jest ve mimikleriniz dahil’ takip ettiğimizi bilmenizi isteriz”.
“Türkiye Futbol Direktörlüğü kavramı ve görev tanımının ne olduğuna ilişkin,
bizde bir kafa karışıklığı yok; bunun ‘para karşılığında yapılan,
(üstelik pahalı) bir iş olduğu’nun farkındayız.
Teknik olarak, KPSS ile girilen “Tapu ve Kadastro Memurluğu”ndan bir farkı yok;
az hallice yani...
Türk Futbolunun gelecek tasarımında ise,
“antik başarıları bozdur bozdur harca” ve
“şans, talih, kader, kısmet” kazıyarak “beş kuruşa boş gofret kemir” modelinin
yürürlükte olduğunu idrak edecek kadar kafamız çalışıyor ama,
“beklentileri karşılayamayacağınızı bile bile,
hâlâ o kulübede oturuyor olmanıza,
ne ad vermemiz gerektiği”ni bilemiyoruz işte.
Son olarak,
“Sizi ciddiye almamızı bekliyorsunuz” gibi bir izlenim edindim.
Beklentilerinizi karşılayamayacağız.
Çok beklersiniz; vazgeçin!
O günler bardak oldu...
Paylaş