Bakan’ın nasıl baktığına bağlı hallerimiz

Haberin Devamı


SERBEST kıyafet kararında sanki bir “geri adım” hazırlığı var...
Belki de buna “ince ayar” demek daha doğru.
Hürriyet’in haberinde, “Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın, yönetmeliği yeniden inceleme kararı aldığı”nı okudum.
Sayın Bakan’ın, “serbest kıyafetle ilgili şikâyetleri veli, eğitim sendikası, okul forması imal eden firmalar, özel okullar ve tüm kesimleri tek tek dinledikten sonra, yönetmeliğin tekrar incelenmesi için talimat verdiği” bildirilmiş.

MEB yetkilileri, eski Bakan döneminde yayınlanan yönetmeliğin, ek bir madde ile özel okullara sağlanan, “velilerin yüzde 60’ının onayı ile karar verilmesi ayrıcalığının devlet okullarında da geçerli olması için bir değişiklik yapabileceği”ni hissettirmişler.

Bir ülke düşünün ki, millî eğitim politikasının “köşe taşları”, temel renkleri, ana prensipleri, “bakmadan bakmaya fark var galiba...” dedirtecek kadar “tesadüf”e kalmış durumda olsun.
Aylarca önce yapılabilecek bir “sosyal analiz” (doğruysa eğer...) “bir de şu taraftan bakalım” diyecek biri çıkana kadar akla gelmemiş olsun...

Haberin Devamı

Osmanlı’da “Nazır”dı bu makamın adı, sonra “Vekil” diye değiştirdiler... Yetmedi, “Bakan” dediler.
Ve ben hep inandım ki, bu işleri emanet ettiğimiz kişilere, “Gören” unvanını vermekte epeyce geciktik biz.

Ama “Gören”in baktığını görmesinden çok fazlasına ihtiyaç duyulduğuna ve aslında “gönül gözünün açık” olması gerektiğine de inandım.

“Bakmakla görmek, âşık olmakla sevmek arasındaki fark nedir?” diye sormuslar yüce Mevlâna’ya...
Cevaplamış: “Senin baktığına herkes bakıyor ama ya görebildiğini herkes görebiliyor mu? Herkes âşık olabiliyor ama herkes senin gibi sevebiliyor mu? Aralarındaki tek fark sensin! Seni özel kılan, görebildiğini ve sevebildiğini bilmektir...”

 

Yazarın Tüm Yazıları