Paylaş
“Dört parça Kürdistan’da yaşayan Kürt halkının ulusal birliği” cümlesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü” konusunda namus ve şerefi üzerine yemin eden PKK/DEM’in Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları’na ait.
Türkiye’de ulusal birliği parçalamak için elinden geleni yapanlar PKK/DEM’liler, Suriye’de PKK/PYD-YPG’nin işgal ettiği alanlardan çıkartılacağına yönelik korkusu nedeniyle yollara düşüp soluğu PKK/PYD-YPG gibi Amerika güdümüne giren Bafel Talabani’nin yanında yer aldılar. Bafel Talabani, Suriye’deki PKK/PYD-YPG ve başındaki Mazlum Abdi isimli teröristin en önemli destekçisi. Bafel Talabani ile Mazlum Abdi, ABD’nin bölgede bölücülük için kullandığı iki oyuncağı.
İşte Hatimoğulları’nın yanında PKK/DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüleri Ebru Günay ve Berdan Öztürk’ün ziyaretine gittikleri Talabani böyle bir isim.
Yazımın girişinde yer alan Tülay Hatimoğulları’nın cümlesindeki tuhaflığı fark etmişsinizdir; Türkiye’den bir parti, Suriye’deki bölücü terör örgütü için Irak’taki bir başka parti ile görüşmeye gidiyor.
Amacı iddia ettikleri gibi “Suriye’de Kürtlerin hakları” değil, öyle olsa PKK/PYD terör örgütü dışında Kürtleri temsil eden partiler ve çatı yapılanmaları ile ilişki kurması ya da yeni Suriye yönetimi ile diyalog kurması gerekirdi.
PKK/DEM’in amacı terör örgütü PKK/PYD’nin elde edeceği “statü”, çünkü bunu başaramaz ve PKK/PYD-YPG tasfiye edilirse, PKK terör örgütü gibi kendisinin de sonu gelecek. Hatimoğulları’nın sözleri bize bir kez daha PKK/DEM’den “Türkiye partisi” olmayacağını gösteriyor.
“TERÖRİSTAN” SAPLANTISI
Boşuna, “HDP gibi DEM diye bir parti yoktur bölücü terör örgütü PKK vardır” demiyoruz, açıktan bölücülük yaptığı halde bunlardan “Türkiye partisi” olmasını beklemek beyhude bir çaba. Çünkü kafalarında Türkiye, Irak, Suriye ve İran olmak üzere dört ülkeden kopartacaklarını sandıkları parçalarla bir “teröristan” yaratma saplantısını atamıyorlar.
Yaptıkları, üzerine yemin ettikleri Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve yasalarına bağlı siyaset değil açıkça PKK terör örgütünün sözcüsü olarak bölücülüktür. Bunlar ayaküstü söylenmiş sözler gibi gelmesin benzerlerini TBMM çatısı altında defalarca söylediler.
Suriye’deki son gelişmeler
özellikle PKK/PYD-YPG’nin Tel Rıfat ve Münbiç dahil Fırat nehrinin batısındaki alanları kaybetmesi içine sırasının “Kobani” adını verdikleri Ayn-El Arab’a gelmesi, ABD’yi, Almanya, Fransa gibi Avrupa ülkelerini, Türkiye’de bölücüleri ve PKK/DEM’lileri panikletti.
HEDEFLERİ ÖZERKLİK
Esad yönetiminin 2012’de kendilerine terk ettiği alanları kaybetme korkusu nedeniyle PKK/YPG; ABD, Avrupa ve İsrail’den yardım dilenirken, Türkiye içinde de PKK/DEM siyasi açıklamalarda destek olmaya çalışıyor.
PKK/DEM Eş başkanı Hatimoğulları, 21 Aralık günü PKK terör örgütüne yakın medya kuruluşuna yaptığı şu açıklamada PKK ve uzantılarının Suriye’nin toprak bütünlüğü değil özerklik gibi bir statü olduğunu gösteriyor.
Hatırlayacaksınız, açılım sürecinde PKK/HDP’liler, terör örgütü PKK/KCK yönetiminin talimatıyla 8 Ağustos 2015 ve 10 Ekim 2015 arasında 5 il merkezinde ve 11 ile bağlı 21 ilçede özerlik ilan etmişlerdi.
Tülay Hatimoğulları, 21 Aralık 2024 günü yaptığı açıklamada Türkiye’nin Suriye’de PKK/YPG’nin “statü” kazanmasını engellemeye çalıştığını, terör örgütünün amacının da bu olduğunu hatta bunun gerçekleşmesi halinde Türkiye’de de benzer durumu yaşanacağını şöyle anlatıyor:
“Türkiye’nin somut olarak yürüttüğü şey, Rojava’da, Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtlerin bir statü kazanmasını engellemek. Bunu bir yandan diplomasiyle engellemeye çalışıyor, öte yandan sahada engellemeye çalışıyor. Sahada SMO ve daha sonra gerekirse HTŞ’yi bunun içine alarak sürdürmek istedikleri çok açık. Pratiklerine baktığımızda bunu görebiliyoruz. Minbiç’e yapılan saldırılar, Kobane’ye dönük yapılan askeri hazırlık ve planlarda bunu görmekteyiz. Şimdi geldiğimiz noktada Türkiye’nin askeri varlığı Suriye’de mevcuttur. Bunu kullanarak, Kürtlerin Suriye’de bir statü elde etmesinin önüne geçmek için elinden gelen her şeyi yapacak/yapıyor.
SURİYE’DEN SONRA TÜRKİYE
Suriye’yi Türkiye’den, Türkiye’yi Suriye’den bağımsız ele almamız gerçekten çok zor. Bugün Kuzeydoğu Suriye’de yaşayan Kürtlerin kendi statülerini ve haklarını elde etmeleri, aynı zamanda Türkiye’deki Kürtlerin de haklarını elde etmelerine katkı sağlar.”
Bugünlerde federasyon, bölünme ve toprak taleplerinin olmadığını söyleyen PKK’lılar, PKK/PYD ve PKK/DEM’liler her bir adımı planlı bir şekilde atmaya çalışıyorlar. Arkasına aldıkları ABD, İsrail ve Avrupa desteğiyle “statü” diyerek özerklik adımını kısa süre sonra uygun koşullar oluştuğunda devlet içinde devlet görünümünde “teröristan” talepleri takip edecek.
BİR DE TÜRKİYE’YE HADSİZ TEHDİT
Elbette Türkiye baştan beri “teröristan” yapılanmasına izin vermeyeceğini ilan ediyor. PKK/DEM’li Hatimoğuları ise aynı söyleşisinde “Bu sözlerim aynı zamanda Türkiye’yedir: Eğer Türkiye devleti Rojava’daki Kürtleri bu şekilde görüp değerlendiremezse, uzun vadede hata yapar. İstikrarsız bir Suriye ortaya çıkar. Hangi taraftan bakarsanız bakın, bu uzun vadede Türkiye’nin aleyhine döner” diyerek öngörüden çok Suriye ve Türkiye’yi tehdit ediyor.
Gelişmeler, artık ABD ve İsrail’in yetersiz kalan ve günü geldiğinde bitecek desteği PKK terör örgütünü, Suriye kolu PKK/PYD’-YPG’yi kaçınılmaz akıbetten kurtaramayacak.
Bu saatten sonra PKK elebaşı Öcalan’ın terör örgütünün tasfiyesini sağlayacak şekilde “silahı bırakın” çağırısı yapmasını ve PKK/DEM’den de “Türkiye partisi” olmasını beklemek, sonuç vermeyecek bir hayalden başka bir şey değildir.
Paylaş