Türkiye Yüzyılı -1-

Devlet ve millet hayatımızın son 200 yılı inişli ve çıkışlı geçti. Zira bir gün olsun bizi bize bırakmadılar. Devlet ve millet hayatımız boyunca, Hakk’ın ve adaletin mümessili olmamız ve her çeşit zulmün hesabını sormamız, zalimleri kudurttu.

Haberin Devamı

Kandan ve gözyaşından beslenen emperyalistler, bu yüzden gözlerini Cihan Devletimize diktiler. El ele verip; bin bir çeşit hile ve desiselerle hem içimizi karıştırdılar ve hem de üzerimize çullanıp, devlet ve millet hayatımızı büsbütün bitirmek istediler.

Merhum Ahmet Arvasi Bey’in çok yerinde bir tespiti vardır: Bu milletin başına örülen çoraplar, bu millete karşı oynanan oyunlar, bu milleti bitirmek için yapılanların binde biri başka herhangi bir millete uygulansa idi, o milletin tozundan eser kalmaz, yer ile yeksan olur yıkılıp giderdi.

Nitekim Keçecizade Fuad Paşa da yabancı bir devlet temsilcisine: ‘En kuvvetli devlet bizim devlettir. Zira siz dışarıdan biz içeriden yıkmaya çalışıyoruz, yine de yıkılmıyor’ diyerek, gaflet ve aymazlığını açık etmiştir.

Haberin Devamı

Düşman, en sinsi ve kahpe oyunlarını içimizdeki ‘satılık ruhlar’ı devşirerek gerçekleştirdi.

Bu durum, dün de öyleydi, bugün de aynı şekilde devam ettirilmektedir. FETÖ ihanet şebekesi de aynı şeytani yolu izleyerek, içimizdeki ışıltılı beyinleri devşirerek, üst üste darbe girişimlerinde bulundu. Şayet başarabilseydi, ülkemiz, bir iç savaşla paramparça edilip, ufak lokmalar halinde ABD’ye ve diğer emperyalist güçlere teslim edilecekti.

Düşman, yedi düvel (devletler) olarak birleşip, dört bir koldan saldırdı ve bizi Cihan Devletimizden etti. Maalesef o süreçte de içimizdeki satılmışların ihanetlerine şahit olduk. Öyle ki, her karış toprağı şehit kanlarıyla yoğrularak fethedilmiş kimi vatan parçaları tek kurşun atılmadan düşmana teslim edildi.

Bunlardan en acı olanların bir Selanik’tir. Hasan Tahsin denilen satılmış bir paşa, tek kurşun atmadan şehri Yunan’a teslim eder. Bununla da yetinmeyip emrindeki 26 bin Mehmetçik’i silahlarından arındırıp, esir olarak Yunan’a verdi. Yunan da her zamanki kahpeliğinin bir yenisini sergileyerek; kıllarına bile dokunmamak şartıyla teslim aldığı tüm esirleri kurşuna dizip katletti.

İletişim araçları gelişip yaygınlaştı, artık hemen herkesin her şeyden haberi var. Zira tüm cereyan eden olaylar, iletişim araçları sayesinde herkesin gözleri önüne seriliyor.

Haberin Devamı

Bu hal, herkese, ibret almaları için mükellefiyet (yükümlülük) gerektiriyor. Oysa bizim aymazlığımız öylesine gemi azıya aldı ki, aynı delikten onlarca kez ısırılsak da ibret almadığımız ve gereğini yapamadığımız apaçık ortadadır.

Düşmanlarımız yine el ele vererek, bölgemizdeki haritaları değiştirmek istemektedir. Yapılmak istenen bu değişiklikler Türkiye’nin harimi ismetini tehdit etmektedir. Yani geldiğimiz noktada söz konusu olan vatandır.

Dolayısıyla bu aziz vatanda hür ve bağımsız, yan yana, eşit vatandaşlar olarak yaşamak isteyenlerin, eteklerindeki tüm taşları bir yana bırakıp; yek vücut, yek cihet, yek kalp olmak mecburiyetleri vardır.

‘Az olsun bizim olsun’ deyip birlikten ayrılanı, dün olduğu gibi bugün de ‘kurt’ (lar) kapacak ve emperyalistlerin elinde oyuncak olup kullanılmaya devam edecek ve hak ettikleri azaba mutlaka uğrayacaklardır!

Yazarın Tüm Yazıları