Paylaş
“Amerika Birleşik Devletleri dış politikasını anlamanın sırrı, bunun hiçbir gizli yanı olmadığını anlamaktır. İlke olarak, Amerika Birleşik Devletleri’nin dünyaya egemen olmaya çalıştığı ve bu amaç uğruna her türlü yola başvurduğunu anlamak yeterlidir.
Bu anlaşıldıktan sonra Washington’un uyguladığı politikada görünürdeki tüm karmaşa, karşıtlık ve belirsizlik ortadan kalkar.
Bu egemenlik çabasını rakamlara dökmek gerekirse İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Amerika Birleşik Devletleri:
* Başka ülkelerde demokratik yollardan başa gelen 50’den fazla hükümeti devirmeye çalışmıştır.
* En az 30 ülkede demokratik seçimlere büyük çapta müdahale etmiştir.
* 50’den fazla yabancı lideri öldürmeye çalışmıştır.
* 30’dan fazla ülke halkının üstüne bomba yağdırmıştır.
* 20 ülkede halkçı ya da ulusalcı hareketleri bastırmaya çalışmıştır.
Toplam olarak, 1945’ten beri Amerika Birleşik Devletleri 71 ülkede saydığım eylemlerin birini ya da birkaçını gerçekleştirmiş, bunun sonucunda milyonlarca insanın yaşamını yitirmesine, milyonlarcasının acı ve çaresizlik içinde kıvranmasına ve binlerce kişinin işkence görmesine sebep olmuştur. Son zamanlarda dünyada olup bitenleri izleyen ve çağdaş tarih hakkında bir miktar bilgisi olan herkes büyük bir olasılıkla ABD dış politikasından nefret etmektedir.”
85 yaşında iken 2018 yılında vefat eden Amerikalı gazeteci, aynı zamanda 2000 yılında Amerika hakkında yazdığı “Haydut Devlet” kitabıyla da tanınıyor.
YENİ SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ
Yazıma Blum’dan alıntıyla başlamamın nedeni, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş ile artık yeni bir soğuk savaş dönemine girmiş olmamızdan. O yüzden, Blum’un kitabının kapağını açar açmaz sizi karşılayan, “ABD’nin dış politikasını anlamanın sırrı, bunun hiçbir gizli yanının olmadığını anlamaktır” cümlesi, geçmişi olduğu gibi geleceği anlamanın kestirme yollarından birisi. Sadece, Amerikan Başkanı ve yetkililerin açıklamalarını dikkatle takip etmek yeterli. Kitapta da anlatıldığı gibi Amerika bunu yaparken, “demokrasi, insan hakları, hukuk...” gibi kavramları gündeme getirecek. Hep “bir yerlere demokrasi götürürken” bombalama, darbe, sabotaj, katliam yapacak ve filmin sonunda en demokrat yine kendisi olacak, hep olduğu gibi...
AMERİKA GERÇEKTEN GERİ DÖNDÜ!
Joe Biden, ABD başkanlık koltuğuna oturduktan bir ay sonra 19 Şubat 2021 günü katıldığı Münih Güvenlik Konferansı’nda, “... Bugün kısa bir süre önce başladığım görevde, ABD’nin Başkanı olarak konuşuyorum ve tüm dünyaya çok açık bir mesaj gönderiyorum. Amerika geri döndü. Transatlantik ittifak geri döndü. Ve geriye bakmayacağız” ifadelerini kullanmış, NATO üzerinden Rusya’ya meydan okumuştu. Geriye bakmayacağız demesi normal çünkü gerisi kan, gözyaşı, işgal, darbe ve katliam...
Tüm dünya, Amerika Afganistan’dan çekilme kararı aldığında Biden’in bu sözünü yerine getiremediğini söylemişti. Ama işte döndü; hem de ayak sürüyen Avrupa ülkelerini de yanına çekerek, Ukrayna üzerinden Rusya ile karşı karşıya geldi...
SONRAKİ HEDEF: ÇİN
Biden, sonrasında Rusya’dan sonra daha uzun vadeli hedefini de açıklamıştı: Çin...
“Çin” ile uzun vadeli stratejik bir rekabete beraber hazırlanmalıyız. ABD, Avrupa ve Asya’nın, Pasifik’teki ortak çıkar ve değerlerimizi güvence altına alma noktasındaki çabası, en önemli işlerimizden biri olacaktır. “Çin ile rekabet çetin geçecek” dedi.
Bilin bakalım Biden bu konuşmasını yaparken en fazla hangi kelimeyi kullandı? Bildiniz, “demokrasi...”
TÜRKİYE’NİN DENGE POLİTİKASI
Elbette “Soğuk Savaş” acı hatıraları barındıran arşivlerin de açılmasına neden oluyor. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lijian Zhao, Twitter hesabından “Tarih Unutmaz” başlığı ile tablo yayınladı. Amerika’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, 64 ülkede bombalama, sabotaj ve rejime müdahale içeren müdahalelerinin ve dünya nüfusunun üçte birini barındıran 33 ülkede 1950’den günümüze kadar yaptığı bombardımanların listesini yayınladı. Ukrayna’daki durumun gidişatı çok şeyi belirleyecek. Ama, “Filler tepişir, çimenler ezilir” derler ya; olan masum insanlara olacak.
Şu anda ortaya çıkan fotoğrafa göre; artık Avrupa Birliği’nin etkisinin azaldığı ve yanında hizalandığı Amerika, NATO bloku, Rusya ve Çin arasında zaman zaman sıcak çatışmaların da olduğu “Yeni Soğuk Savaş Dönemi” başlamış görünüyor.
Bizi ilgilendiren ise ne Amerika ne Rusya, sadece ulusal haklarımız ve çıkarlarımızdır. Türkiye de denge politikasıyla bunu etkili biçimde sürdürüyor. Ama Türkiye’yi rahat bırakmayacaklar o kesin. O yüzden bazı siyasi liderler, ABD’nin hoşuna gitsin diye Rusya’dan alınan S-400’leri gündeme getiriyor, ABD’den demokrasi bekliyor hatta “NATO’yu demokrasinin güvencesi” olarak görüyor. Çok ilginç günler bizi bekliyor...
Paylaş