Büyükada’daki büyük dönüşüm

İstanbul silüetine karşı 30 dönümlük bir arazi, resort tadında çağdaş bir otel ve 1872’den kalma filmlere mekân olmuş bir konak. İşte fötr şapkasıyla beni karşılayan Bahri Akdağ’ın 20 yıla yakın bir emekle hayata geçirdiği Büyükada’daki Princes’ Palace Resort’un hikâyesi...

Haberin Devamı

Büyükada’daki büyük dönüşüm

15 yeni konak

Dragos’tan otelin misafirlerine tahsis ettiği tekneyle geçtiğim otel, denizden yaklaşırken Fransız rivierasını anımsatan bir resim çizdi...
Sahilde sıralanmış palmiye ağaçları, kendinden tenteli çizgili desende şezlonglar, tertemiz bir kıyı şeridi ve tekneden inmenizi bekleyen beyazlar içinde bir karşılama ekibi...
İstanbul’dan sadece 7 dakikalık bir tekne yolculuğuyla gelinen ortam adeta bir resort tadında.

Büyükada’daki büyük dönüşüm

İstanbul’un Büyükada’dan manzarası şehrin modern mimarisini gözler önüne sererken, tüm o kaostan uzak olduğunuzu hissetmek ama gerektiğinde hızlıca geri dönebileceğinizi de bilmek açıkçası şımartıcı ve keyif verici.
İstanbul arada kavga ettiğimiz ama hiç ayrılmadığımız, küs kaldığımızda kavuşmayı dört gözle beklediğimiz bir sevgili gibi adeta. İşte tüm bu duygularla Princes’ Palace Resort’un iskelesine adım attım.
Akdağ Ailesi otel arazisini 2007’de almış. Projeyi adeta bebeği gibi büyüten Bahri Akdağ, yıllar süren izinler ve renovasyonlarla bugün 70 odalı bir otel, 15 yeni konak ve yanmış tarihi bir köşkü yeniden inşa ederek bu butik tesisi İstanbul’a kazandırmış.

Haberin Devamı

Büyükada’daki büyük dönüşüm

Üyelikli kulüp olacak

Arazi içinde adeta bir biblo gibi duran 1872’de inşa edilmiş tarihi köşk, otelin göz bebeği.
1999 yılındaki depremde yanan köşkü Akdağ Ailesi, Finlandiya’dan özel kütükler getirip orjinaline sadık kalarak inşa ettirmiş.
Bahri Akdağ’ın lise ve üniversite eğitimini İngiltere’de tamamlayıp ülkenin meşhur müzayede evi Sotheby’s’de sanat üzerine yüksek lisans yapan kızı Mina Akdağ ile köşkü gezdim.
İtalya’da 3 yıl yaşayan ve orada sanat üzerine üyelikli bir kulüp kuran Akdağ’ın tüm bu deneyimleri konağın restorasyonuna ve gelecek planlarına da yansımış.
Akdağ Grand Mansion Members Club ismiyle sadece üyelere özel hizmet vermesi planlanan tarihi köşk, hem Osmanlı hem de İngiliz tarzında döşenmiş odaları, etkinlik alanları, şarap mahzeni, parfüm atölyesi ve mermer havuz alanıyla farklı bir mekânda olduğunuzu hissettirir nitelikte.
Otelin ana restoranı olan ve İtalyan lezzetleri sunan EMA’s, aslında Akdağ Ailesi’nin büyük dedesi, ünlü iş insanı Erdoğan Mustafa Akdağ’ın isminin başharflerini taşıyor. Sahildeki KREB’s Beach and Yatch Club Lounge ise tekne sahiplerinin günlük uğrayabileceği, keza kumsal keyfi yapan otel misafirlerinin yaz lezzetleri bulabileceği St. Tropez’deki sahil restoranlarını anımsatan bir mekân.

Haberin Devamı

150 yıllık ağaçlar

Otel arazisinin doğası, adayla örtüşür nitelikte. 104’ü 150 yaşından büyük olan 350 ağacın yükseldiği bakir bir doğaya sahip.
Keza bu doğanın bir parçası da Bahri Akdağ’ın eşi Sevgi Akdağ’dan ismini alan, otelin mutfağına da hizmet veren, şeflerin meşhur lavantalı dondurmasının lavantaların yetiştiği, yenilebilir çiçeklerin yeşerdiği Sevgi Sera.
Otelin tüm bu sürdürülebilir teması kapsamında 15 modern konağın bir tanesinin sağlıklı yaşam kliniğine çevrilmesi planlanmakta.
Konaklar uzun dönem konaklamalar dışında etkinlik alanı olarak da hizmet vermekte. Sonradan inşa edilen ve dış cephesi eski Osmanlı konaklarını anımsatan yapıların adayla estetik uyumu ise etkileyici.
Kısacası Princes’ Palace, Büyükada ruhuna sahip, Avrupa’nın favori tatil beldelerinden izler taşıyan, inceliklerle düşünülmüş bir otel olmuş.

Yazarın Tüm Yazıları