BİR Amerikan gazetesinde gördüm. Tam sayfa bira reklamı. New York, sisler altında, uzaktan Hürriyet anıtının silueti. Denizin ortasında bir kayık... Bir adam kürek çekiyor. Kayığın arkasında Hollanda birası, "Heinecken" Reklamın altındaki yazı:
"Ben bu birayı yeni dünyaya getirebilmek için tam 100 yıldır kürek çekiyorum."
Bu reklam bana spordaki ve özellikle futboldaki az gelişmişliğimizi, hasretimizi hatırlatıyor. 100 yıla yaklaşan futbol serüvenimizde öyle dişe dokunur sayıda sevincimiz olmadı. Bir Macar galibiyeti ve son yıllarda alınan bir dünya üçüncülüğü ile övündük, avunduk. Ta ki, 2000 yılına kadar. O yıl Galatasaray, Kopenhag’daki finalden Türkiye’ye UEFA Kupası’nı getirdi. Peki kürekteki adam kim? Elbette ki, Fatih Terim... Ve ona "Haydi kaptan.Yanındayız" diye güç veren başkanlar, biz spor yazarları ve elbette Türk halkı.
Bu tarihsel benzetmeyi "Martılı Kahve" isimli kitabımdan aldım. Şunun için... Milli Takımlar Teknik Direktörü Terim, Norveç maçı öncesinde gazetecilerin karşısına çıktı. Son derece sakin ve gülen yüzü ile soruları yanıtladı. Fatih hocanın bu toplantıdaki tavrı, Galatasaray’ın UEFA Kupası finalindeki dönemi hatırlattı.
UEFA’dan bugüne
Gerçekten de 7 yıl sonra hem de kayıplarımıza karşın Fatih Terim’in yüzünde açılan güller hepimize moral veriyor, umut veriyor. Norveç maçı Türk futbol tarihinde Avrupa arenasında bizi özlediğimiz yeni zafere götürebilir.. Hem Fatih’in, hem futbolcuların yüzünde maskesiz bir inanç görüntüsü parlıyor. İşte Terim’den bu maçla ilgili görüşler:
* Beraberlikte matematiksel şansımız devam eder. Norveç, Malta’ya yenilir mi? Tabi ki zor gözüküyor. Ama futbolda her şey var.
* 2004, 2006’ya gidemedik. 2008’e de gidemezsek, bu hayatın içinde olan konu... Biz dileklerimizi, inançlarımızı ve umutlarımızı söylüyoruz. Ama yanıldığımız da oluyor, diyelim.
* UEFA Kupası finalindeki duygularım nasılsa, bugün de aynıdır.
Özetle Terim, açık yürekli bir bildiri yayınlıyor.
Dediği gibi, "Allah mahcup etmesin"
Norveç maçı erken doğmuş bir finale benzemiyor mu?