SÜPER Lig'de ikinci yarı fırtına ile başladı. Galatasaray'ın Rizespor'a deplasmanda 5 gol atması mı, İstanbul BŞB'nin Fenerbahçe'nin önünü kesmesi mi?
Hangisine daha çok sevindiniz. Kaç Galatasaraylıya sordum. Aynı cevabı aldım; "Rizespor galibiyeti, Fenerbahçe beraberliği de üzerine kaymaklı kadayıf gibi geldi."
Eee. Ben de Galatasaray taraftarı olsam aynı şeyi söylerdim. Bunun "bugün sana, yarın bana"sı olması ihtimaline karşın. Lig başlarken, Avcı Abdullah'ın takımı, Fenerbahçe'yi uzağında Olimpiyat Stadı'nda 2-0 yendiğinde çoğumuzun yorumu aynıydı: "Sürpriiiiz" O sürprizdi de bu ikinci yarıdaki beraberliğin anlamı neydi. Avcı Abdullah'ın ekibi, Kanarya'yı her sahada kovalıyor, vuruyor. İki maçta dev bir rakipten 4 puan almak dile kolay. Ama İkitelli'de ama Saracoğlu'nda.
Yok, yok, yok... Ne bu ilki, ne de ikincisi sürprizdi. Yüz yıllık FB, 1992 doğumlu BŞB. Öyle bir takım ki, Fenerbahçe'nin tekerine çomak sokmaktan keyif alıyor sanki. Kocca Fenerbahçe, 70 dakika sonunda bir şut atıncaya kadar, İstanbul BŞB, iki gol attı. Demek ki bu rakip, Fenerbahçe'ye ters geliyor. Futboluyla rakibini yürüyemez haliyle getiriyor.
Tek suçlu Alex mi?
Fenerbahçe'de Deniz, Alex, Selçuk yoktu ondan... Kezman, Appiah yoktu da ondan. Sahaya takımlar 11 kişi ile çıkar. Mazaret kabul edilmez. Senyor Zico, bir B planı uygulayamadı. Çünkü takımın yarısı sakat. Yarısı da kış uykusunda. Alex yoksa, ikinci bir oyun kurucu yoksa, neyi konuşuyoruz. İhtiyaç halinde, orta sahaya konulan Gürhan, neredeydi. Niye kimsenin aklına gelmedi.
Fenerbahçe artık keyif vermiyor. Transfer yapmıyor, eldekiler de yetmiyor.
Galatasaray ve Beşiktaş, ikinci yarıya güvenle girdiler. Kazandılar. Konya galibiyeti ve Rize vurgunu başlangıç olarak önemli. Lige hızlı girdiler.
Ligin lideri Sivasspor'a gelince; 10'da 10. Haftanın Panaroması'nda arkadaşımız Sıddık Turgut'un manşeti, tek kelimeyle muhteşem. "Belediye çukuru." "Fenerbahçe, İstanbul BŞB ile oynadığı maçta 5 puan kaybetti. Galatasaray ve Beşiktaş da o çukurdan ikişer puan kaybıyla çıkarken, beraberliğe de şükrettiler."
Bir kör bile iki kez aynı çukura düşmezmiş. Bir de bizim büyüklere bakın... "Sivasspor nereye gidiyor" derseniz. Adresi verelim: ŞAMPİYONLUĞA.