Paylaş
Hiç mi vicdan, utanma, insanlık kalmadı? Biraz utanma ve vicdan sahibi herkesin tüylerini diken diken etmiş olması lazım; HDP’li Aysel Tuğluk’un vefat eden annesi Hatun Tuğluk’un cenazesine yapılan ırkçı saldırıdan söz ediyorum.
Aysel Tuğluk, tutulduğu hapisten bu cenaze için izin alıp getirilmiş, bütün bu acıyı katmerli yaşadı ne yazık ki.
78 yaşında vefat eden Hatun Tuğluk’un cenazesi Ankara’nın Gölbaşı kabristanına bu vicdansız zorbalık nedeniyle gömülemeyince, memleketi Tunceli’ye götürülüp dün defnedildi.
Ne kadar utanç verici bir durum…
Ne İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bir süre sonra olay yerine gidişi, saldırıyı kınaması, ne hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ’ın net biçimde saldırıyı kınaması, ne sözcüsü İbrahim Kalın’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan adına saldırıyı lanetlemesi bu acı ve utancı azaltmıyor.
Bu tepkiyi göstermemiş olsalardı bir de onun acısı eklenmiş olacaktı, yapmaları azaltmadı ne yazık ki.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Aysel Tuğluk’u aramış, başsağlığı ve üzüntülerini iletmek için, hükümeti de saldırganları hemen yakalayıp adalete teslim etmeye çağırmış.
HDP’li Osman Baydemir ise saldırının başlamasıyla polisin kabristana gelmesi arasında 1-1,5 saat olduğunu öne sürüyor. Saldırganlar gerekçe cenazeyi –insan söylerken içi kalkıyor- topraktan kazıp çıkartmak için kepçeli bir traktör de getirmişler, örgütlü bir tepki yani, “vatandaşın infiali” filan kılığına sokulacak bir şey değil.
İçişleri Bakanı Soylu faillerin en kısa sürede yakalanacağını söyledi. Ancak Gölbaşı kabristanında bir saatten fazla devam eden bir olayda, dün akşam bu yazının yayınlandığı akşam saati itibarıyla henüz yakalandığı açıklanan kimse olmamıştı.
HDP’li Sırrı Sakık, Twitter hesabında “Aynı toprakta yan yana dahi gömülemiyorsak eğer, bu topraklarda bir cesetten daha çok çürüyen var” diye yazdı.
Korku filmi gibi, ürkütücü ve utanç verici…
Saldırganlar, kabristanda “terörist istemiyoruz” diye slogan atmışlar rahmetli Hatun Hanımı defnettirmemek için, bir de Amerika karşıtı slogan atmışlar.
O da nereden çıktı mı diyeceksiniz? Demeyin.
Belli ki saldırganların zihin dünyasında HDP’nin PKK olduğu, PKK’nın Suriye’de ABD ile işbirliği yaptığı, PKK’nın da terörist olduğuna göre demek ki vefat eden kadının da terörist olup arkasında Amerika’nın bulunduğu yolunda bir algısı var. Velev ki öyle, bu yine de ölüye saygısızlığı affettirmez ama böyle bir algı var.
Peki, bu algı nasıl oluşuyor? Tabii ki PKK’nın terör eylemlerini kınayan, ABD’nin –velev ki IŞİD’e karşı da olsa- kendisinin de terörist saydığı PKK’nın uzantısı YPG ile işbirliğini kınayan siyasetçiler bu saldırganlara gidin sırf bir HDP’linin annesi diye, Kürt diye, Alevi diye cenazeye saldırın, onu vefat ettiği yere zorbalıkla defnettirmeyin demiyor. Sonrasında da kınıyorlar. Ama siyasetçi sarf ettiği sözlerle oluşan siyasi atmosferin nelere mal olabileceğin, özellikle böyle hassas zamanlarda iki defa düşünmeli.
İbrahim Kalın, ırkçı vicdansızlığının yanı sıra, gerçek anlamıyla bölücü olan bu saldırının PKK’nın eline halk arasında Türk-Kürt karşıtlığı çıkarmak için feci bir fırsat vereceğini söylerken haklı.
Hükümet terörle etkin mücadele ederken, halk arasında husumete, karşıtlığa yol açacak söylemden mutlaka kaçınmalı.
Umalım bu felaket bir ders olsun ve son olsun.
Ama her şeyden önce, bu ırkçı ve vicdansız eylemi yapanlar, yaptıranlar yakalanmalı ve bu insanlık dışı eylem cezasız kalmamalı.
Paylaş