Murat Yetkin

Tutuklu gazeteci ve yazarların durumu

23 Ekim 2016
Başbakan Binali Yıldırım, 22 Ekim akşamı canlı TV yayınında 15 Temmuz kanlı darbe girişimi soruşturmalarında hata sonucu memuriyetten çıkarılanların iadesi için hükümetin yeni bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) hazırlığı içinde olduğunu söyledi.


Bu önemli bir gelişme. Bu KHK’nın AK Parti Afyon toplantıları ardından bugün yapılacak Bakanlar Kurulu’nda gündemde olacağı bilgisi de var. Zaten bir süredir CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli bir süredir kendilerine gelen şikâyetleri Yıldırım’a iletiyorlar. Bu ve başka şikâyet dilekçeleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da düzenli olarak iletiliyor kaynaklarımın verdiği bilgilere göre.

 

Darbe girişimi sonrası topluca işten çıkarmalar, toplu tutuklamalar, özellikle ABD ve AB’de darbe soruşturmalarına gölge düşüren konular arasında.

 

Bu durumu geçenlerde Türkiye Demokrasi Platformu çerçevesinde Brüksel’de Avrupalı siyasetçi ve akademi üyeleriyle, AB yetkilileriyle görüşmelerde açık şekilde gözlemlenebildi.

 

Bu görüşmelerde sıkça sorulan sorulardan birisinin de gazeteci ve yazarların, ortaya suç kanıtı konmadan tutuklanmaları olduğu da gözlendi.

Yazının Devamını Oku

Anayasa üzerine Bizans oyunları

21 Ekim 2016
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin dün ‘rejim krize doğru gidiyor’ çıkışıyla Başkanlık anayasası tartışması iyice içinden çıkılmaz hal almaya başladı.


Malum, gündemin 15 Temmuz darbe girişiminden başkanlık sistemi için referanduma dönmesi de yine Bahçeli’nin “Getirin Meclis’e” çıkışının AK Parti’yi birden heyecanlandırmasıyla olmuştu.

 

Başbakan Binali Yıldırım’ın “Getiriyoruz” deyip bir de Bahçeli’ye destek için teşekkür etmesiyle Bahçeli ilk düzeltmesini yapmış ve “Referanduma oy veririz, ama sandıkta başkanlığa karşı çıkarız” demişti.

 

Bu düzeltmenin iki nedenden dolayı hayatta karşılığı pek yok.

 

Birincisi, iş bir kez referanduma kaldı mı Erdoğan’ın alma ihtimali çok yüksek. Erdoğan her zaman beklenmedik anlarda, beklenmedik işler yapan, siyasetteki yaygın deyimle her zaman şapkasından yeni bir tavşan çıkarabilen bir siyasetçi.

Yazının Devamını Oku

AB ile restleşmenin dayanılmaz çekiciliği

19 Ekim 2016
Hisler karşılıklı, ne AB Türkiye için ölüp bitiyor, ne Türkiye AB için, görünüm bu.

AB kendi dertlerine gömülmüş durumda, mülteci meselesi de olmasa Türkiye’ye ayıracak enerjisi yok.

 

Bir yandan Rusya ile gerilimleri artıyor, mesela Türkiye’nin Rusya ile barışıp hızla yakınlaşması dahi onları tedirgin ediyor.

 

Diğer yandan Brexit, yani İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı.

 

Türkiye’nin ise AB ve AB’deki geleceğiyle ilgili meseleleri en çok konuştuğu ülkeler arasında İngiltere bulunuyor.

 

Yazının Devamını Oku

Türkiye üzerine zor sorular

19 Ekim 2016
Son iki gündür Brüksel'de bir dizi toplantıya katıldım.

Bu toplantılar Türkiye Demokrasi Platformu üyeleriyle Avrupalı siyasetçiler, AB yetkilileri, akademi, iş çevreleriyle düşünce kuruluşu temsilcilerini bir araya getirdi.

 

 

Türkiye Demokrasi Platformu Kezban Hatemi'nin önayak olmasıyla meydana gelmiş bir sivil inisiyatif. İçinde akademi ve düşünce kuruluşu üyeleri, iş kuruluşu temsilcileri, dini azınlık üyeleri, gazeteciler ağırlıkta.

 

 

Brüksel bu platformun yurt dışında yapacağı bir dizi temasın ilk ayağı idi.

 

Yazının Devamını Oku

Ne Musul kolay, ne sonrası

18 Ekim 2016
Musul'a ilerleyen Irak tank ve zırhlı araçlarının fotoğraflarına hiç dikkat ettiniz mi?

Bir dahaki sefere edersiniz, bizim haber merkezinin sayılı mevzuları arasında yer alır.

 

Son model Amerikan Abrams tanklarının, Hummerlerin kenarına köşesine dürülüp bağlanmış allı güllü sünger şilteler vardır, bunlar askerlerin gece serip üzerinde uyuyacakları yataklarıdır. Sonra, postallar görürsünüz, çünkü alışmadık ayakta postal durmamakta, askerler ayaklarında plastik terliklerle cepheye ilerlemektedir. Sonra plastik ibrikler, ister su iç ister apdest al.. Ve bir de Hazreti Ali bayrağı, çoğu zaman Irak bayrağı olmasa da...

 

İşte böyle bir tank birliğini Irak Kürt peşmergeleri dün Musul yolunda durdurmuş. "Madem bizden Irak bayrağı takmamızı istiyorsunuz" demişler, "Madem Irak asker ve polisi dışında kimse Musul'un IŞİD'den alınması sürecinde şehre girmeyecek, siz de Ali bayrağıyla, Şii bi güç olarak şehre giremezsiniz".

 

Çünkü dün sabaha karşı açıklama yapan Irak Başbakanı Haydar el-İbadi peşmergelerin şehre 5 kilometreden fazla yaklaşmayacaktı, bir kısmı Başika'da eğitilen Ninova Gönüllüleri ise 2 km.

 

Yazının Devamını Oku

Altı ay içinde: Halk oylaması mı, erken seçim mi?

14 Ekim 2016
Türkiye’nin son 15-20 yılında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sandıktan söz ettiği ve sandığa gidilmemiş olan tek bir örnek gösteremezsiniz.


Hatta 7 Haziran 2015 seçimlerinde daha sandığın dumanı tüterken yaptığı çağrı, 1 Kasım seçimleriyle sonuçlanan gelişmelerin başlangıç noktası oldu.

 

Ve Bahçeli yeniden sandıktan söz etmeye başladı.

 

Üzerinden tam üç ay geçmişken, 15 Temmuz kanlı darbe girişimi ardından ülkeye hâkim olan uzlaşma ve anlayış havası yeniden yerini siyasi kutuplaşmaya bırakmaya başladı.

 

Ve siyasi gerilimin konusu da 15 Temmuz öncesi ile aynı: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın parlamenter sistem yerine güçlü başkanlık sistemine geçiş hedefi.

Yazının Devamını Oku

Benden değilsen düşmanımsın

12 Ekim 2016
Hayır sadece 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden bu yana yaşanan travma-sonrası siyasi atmosfere bağlanamaz bu durum, sadece siyasete de bağlanamaz.

 

Mesela dünyanın en başarısız, ülkesinin başını en çok öne eğdiren, ama en çok para ödenen futbol çalıştırıcılarından Fatih Terim’in akıl almaz tazminatlarla kendisini bağladığı yerde neden hala tutulduğunu sorgulamak 15 Temmuz öncesi de vatana ihanetle suçlanmaya yeter sebepti.

 

Ama 15 Temmuz sonrası iyice arttı.

 

İnsanlar ya bir tarafı ya diğer tarafı seçmeye zorlanıyorlar.

 

Hayır, 15 Temmuz gecesi darbeye karşı topyekûn duruşu kast etmiyorum. Orada bir zorlama varsa, darbecilerin zorlamasıydı; toplumun her kesiminden, her görüşünden halk kimse onları zorlamadan sokağa döküldü, darbeyi püskürttü.

Yazının Devamını Oku

Clinton ateşle oynuyor

11 Ekim 2016
Eski First Lady, eski Dışişleri Bakanı, ABD’nin yeni başkan adayı…


Demokratik Parti adına 10 Ekim gecesi karşısına çıktığı Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump ile kapışırken sözü nasıl yaptıysa Türkiye’nin eşiğine, hatta evinin içine getirdi.

 

“Kürtleri silahlandırmayı” düşündüğünü söyledi. “Onlar bizim Suriye ve Irak’ta en iyi ortaklarımız” dedi, IŞİD’e karşı” diye ekledi.

 

Daha da dikkat çekici olan, Washinton Post gazetesinin 11 Ekim sabahı, “Beyaz Saray zaten bir süredir bunun hazırlığında” yayını yaparak Clinton’un seçim vaadinin aslında ABD Başkanı Barack Obama’nın planlarından bağımsız olmadığını duyurması idi.

 

Başbakan Binali Yıldırım dün Clinton’un sözlerini “kabul edilemez” buldu.

Yazının Devamını Oku