Paylaş
Bu önemli bir gelişme. Bu KHK’nın AK Parti Afyon toplantıları ardından bugün yapılacak Bakanlar Kurulu’nda gündemde olacağı bilgisi de var. Zaten bir süredir CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli bir süredir kendilerine gelen şikâyetleri Yıldırım’a iletiyorlar. Bu ve başka şikâyet dilekçeleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da düzenli olarak iletiliyor kaynaklarımın verdiği bilgilere göre.
Darbe girişimi sonrası topluca işten çıkarmalar, toplu tutuklamalar, özellikle ABD ve AB’de darbe soruşturmalarına gölge düşüren konular arasında.
Bu durumu geçenlerde Türkiye Demokrasi Platformu çerçevesinde Brüksel’de Avrupalı siyasetçi ve akademi üyeleriyle, AB yetkilileriyle görüşmelerde açık şekilde gözlemlenebildi.
Bu görüşmelerde sıkça sorulan sorulardan birisinin de gazeteci ve yazarların, ortaya suç kanıtı konmadan tutuklanmaları olduğu da gözlendi.
Gazeteci ve yazar tutuklamaları dışarıda, özellikle Batı dünyasında en önem verilen konular arasında. Örneğin –dünyanın en önemlilerinden olan- Frankfurt Kitap Fuarının 18 Ekim’deki açılışında romancı Aslı Erdoğan’ın mektubu okundu. Dinleyiciler arasında Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ve Belçika Kralı Philip de vardı. Kapatılan Özgür Gündem gazetesi yazarı olan ve hastalıklarla boğuşan Aslı Erdoğan’ın tutukluluğunun 67’inci günü bugün.
Gazeteci meslektaşlarımız Lale Kemal ve Nuriye (Akman) Ural 12 Ekim’de tahliye edilmişlerdi, Zaman’da yazdıkları için 15 Temmuz darbe soruşturması kapsamında tutuklanmışlardı. Onlarla aynı gün tutuklanan Ali Bulaç, Şahin Alpay, Mustafa Ünal bugün 86’ıncı gündür içerideler; Nazlı Ilıcak onlardan bir gün fazla.
Sıkı bir sosyalist olan ve sırf Özgür Gündem ile dayanışma için yanlarında duran saygın dil bilimci Necmiye Alpay 55 gündür tutuklu. Mehmet Altan 33, Ahmet Altan 32 gündür içeride.
Halen toplan 130 gazeteci, yazar, medya yöneticisi ve sahibi hapiste. Bunlardan 18’i hükümlü ve daha önceki döneme ait. Bir bölümü 15 Temmuz öncesi, Mart ayında Fethullah Gülen çizgisinde yayın yapan medya şirketlerine el konulması ardından tutuklananlar, gerisi de 15 Temmuz sonrasında.
Gazetecilerin suç işleme özgürlüğü tabii ki yok, bunu söyleyen de yok zaten. Özellikle kanlı bir darbeye karışmış olan gazeteci değil, kim olursa olsun yasalar önünde hesabını vermeli. Bir suç kanıtı olmadan gazeteci ve yazarları, yazdıkları ve söylediklerine dayanarak tutuklamanın ve yargılamayı uzatmak da doğru değil. Bu durum darbe soruşturmalarının zeminini gölgelemeye başladı.
Hükümet madem memuriyetten çıkarmalar konusunda hatayı giderici yönde adıma hazırlanıyor, tutuklu gazeteci ve yazarların durumu konusunda da bir düzenleme imkânı varsa bir an önce getirilmesinde fayda var.
Paylaş