42 yaşındaki Clement Turpin, sadece Fransa’nın 1 numarası değil, UEFA’nın da elit kategori hakemler arasında top 5 isimden biridir.
Turpin, turnuvanın açılışında Almanya-İskoçya maçıyla dev heyecana merhaba dedi. Genel performansı iyi değildi. 42. dakikada hem penaltıyı, hem de beraberinde kırmızı kartı atladı. Porteous’un İlkay Gündoğan’a sert müdahalesini değerlendiremedi. VAR müdahalesiyle penaltı verildi, kırmızı kart çıktı. 26. dakikada Musiala’nın Tierney’e müdahalesindeki hatasında ise kısmen daha az infaz edilebilir. Temasın ceza alanı içinde olduğunu zannederek penaltı düdüğü çaldı. VAR odasındaki Brisard’ın uyarısıyla ihlalin ceza alanı dışında olduğu anlaşıldı ve penaltı iptal edildi. Maçtaki 3. VAR müdahalesi, Turpin ile ilgisi olmasa da Füllkrug’un ofsayt nedeniyle iptal edilen golünde yaşandı.
VAR OLMASAYDI ÇOKTAN EVİNE YOLLANMIŞ OLURDU
VAR dünyamıza girmeden önce Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası gibi önemli turnuvalarda bu denli kritik ve sonuca tesir eden hata yapan hakemlerle vedalaşılır, evlerine yollanırdı. Ancak VAR’dan sonra, abartılı durumlar olmadıkça genelde hakemler turnuvada yollarına devam ediyor. Turpin’in hem kredisinin yüksek olması, hem de genel ortalamada en iyi isimler den biri olması kalmasını sağladı. Hatta bir adım ileriye götüreyim, EURO 2024’teki Fransızlardan François Letexier, daha iyi performans gösterdiği halde evine gönderilirken, Turpin kalmayı başardı.
UEFA Hakem Komitesi kanadında Turpin ile ilgili rahatsızlık duyulan konuların başında "kibirli tavırları" geliyor. Hatta VAR müdahalesine maruz kaldığı anlardaki yüz ifadesi ve maç sonrası tepkilerine dair edindiğim bilgiler "kibir abidesi" olduğunu destekler nitelikte.
CLEMENT TURPIN ASLA BURNUNDAN KIL ALDIRMAZ
Turpin’in ilk maçtaki başarısız performasının ardından 2. durağı İngiltere-Slovenya maçı oldu. Neyse ki bu turnuvada İngiltere maçları “uykudan önce” programı tadında. Maçta bırakın tartışmalı pozisyonu, neredeyse pozisyon olmuyor. 0-0 biten, İngiltere’nin 11, Slovenya’nın sadece 9 faul yaptığı maçta 5 sarı kart çıkardı ve başarılıydı.
Avusturya en kompalt takım... Avusturya takım gibi takım... Avusturya birlikte oynamanın en güzel örneği... Avusturya turnuvanın sürprizi... Rangnick tam bir turnuva hocası... Derken... Kaosla, kavgayla, kadro tartışmalarıyla, Hakansızlıkla son 16’ya gelen milli takım... Ve sadece 1. dakikada gelen Avrupa Şampiyonaları tarihinin son 16’lardaki en hızlı golü...
Samet’in yedeğinde kalmayı hak etmeyen Juve ve Atalanta ile kariyerini iyice zirveye taşıyan Merih’in golü... Güzel günler göreceğiz, güneşli günler...
SAKiN, KONTROLLÜ BAŞLADI
Hakem Arthur Dias, her zaman olduğu gibi sakin, kontrollü ve dikkatli başladı...
5.dakikada Baumgartner’in direğin dibinde yere düşmesi sırasında içimiz titredi. Neyse ki golümüzün kahramanı Merih’in teması yoktu...
Belki de futbol tarihinin bir kaleciye en erken “zaman geçirmeme” uyarısı bu maçla tarihe geçmiş olabilir. Kalecimiz Mert’e gelen uyarının dakikası 7’17” idi.
HARiKASIN MiLLi TAKIM
Maç yönetme tekniği olarak daha çok diyalog ve ilk etapta uyarı yöntemini benimseyen Portekizli’nin ilk sarı kartı 11’de Orkun’a geldi ve doğruydu. Umut vadeden atağı engelleme sınıfına giriyordu. Üzüntümüz ise aynı nedenle 42’de sarı kart gören İsmail’in de çeyrek finalde oynayamayacak olmasıydı. İlk 45’in bir başka doğpru kararı da Schmid’e çıkan sarı karttı. İlk 45’te tutarlı ve dengeli kararlarıyla başarılıydı. Maçın kalan tek sarı kartı da 52’de Lienhart’a nasip oluyordu.
Portekizli Artur Soares Dias’ın Avusturya maçımıza atanmasının ardından Türkiye karnesine dair istatistikler, felaket tellallığı olarak sayfalara düştü. Oyuncuların ön yargıyla hakeme yaklaşmamaları adına teknik kadronun mantıklı ve dikkatli uyarılarda bulunması gerekir. Rakibimiz Avusturya, asla Dias değil! Çekya maçında her iki takımın oyuncularının kural dışı hareketlerinin, aşırı itirazların, yedek kulübesindeki abartılı durumların rekor sayıdaki kartlara zemin hazırladığını unutmamak gerekir. Bir hakem üst üste hatalı kararlarla maçın kontrolünü elinden kaçırabilir, bu tutarsız kararlarını anlamsız kartlarla düzeltmeye çalışabilir. Kovacs’ın kartları asla bu kapsamda değildi. Kontrolü kaybetmedi. Hataları elbette oldu ancak otoriter tavrından ve kural dışı hareketlere yaklaşımından taviz vermedi.
KOVACS’IN YÖNETTiĞi MAÇLAR VE KART SAYILARI
Şampiyonlar Ligi: 6 maç-33 sarı kart (Maç Başı Ortalama 5.5).
Avrupa Ligi: 2 maç-15 sarı kart (MBO 7,5).
Euro 2024 play-off: 1 maç-7 sarı kart.
Şampiyonlar Ligi elemeler: 2 maç-13 sarı kart (MBO 6,5).
Romanya Ligi: 14 maç-73 kart (MBO 5,2).
Hele ki yıllar boyunca kural, kitap tanımadan önüne geleni infaz etmeye odaklanmış, her kararın art niyetli alındığına inanmış ya da hakemlerin kellesi koparılmaya alışılmış bir ülkede neyi tartışıyoruz. Diyeceğim şu ki “ceza alanı içinde kalecinin dokunulmazlığı” gibi bir safsatanın peşinde spikerinden antrenörüne, oyuncusundan yöneticisine yıllarca peşinde koşuldu. Bırakın kaleciyi, elini kolunu açarak rakibini bozan iki oyuncu havaya yükseldiğinde de faul olmuyor mu? Günün birinde Macar/Romen karışımı bir hakem geldi ve buz gibi golü verdi. Soucek yükselirken ne elini açıyor, ne vücuduyla kaleciye müdahalesi var, ne de başka bir ihlali. Hiçbir kural dışı hareket yapmadan sadece kafa vurmak için topa yükseliyor. Mert Günok, topa sahip olamıyor, uzaklaştıramıyor. Karambolde de dönüp dolaşan top filelerimize gidiyor. Mert’in yükselip yere düşüş anından sonraki fiziksel temasları oyunun içinde olan doğal hareketler.
Varsayalım ki hakem bariz bir faulü atladı. Polonyalı VAR müdahale etmez miydi? EURO 2024 gibi üst düzey bir turnuvada, milyonların gözü önündeki organizasyonda bu denli bariz bir pozisyon atlanacak değildi. Sözün kısası, Çekya’nın golünde bir ihlal yok.
KART GÖRMEYENİ DÖVÜYORLAR
Normal sürede 15 sarı 1 kırmızı, bitiş düdüğünün ardından yaşanan arbededeki 2 sarı 1 kırmızıyla birlikte toplamda 17 sarı 2 kırmızı kart ile tarihe geçen bir Avrupa Şampiyonası eşleşmesi izledik. Barak’ın amatör bir futbolcunun bile yapmayacağı çaylaklıkta bariz sarı kartlık iki hareketi maçın 20 dakikasına sığdırması akıllara zarar.
Hakem Kovacs, ilk 45’de gösterdiği 5 sarı 1 kırmızı kartla “toleransım yok, burası Avrupa’nın en üst düzey turnuvası, herkes kurallara uyacak” mantalitesiyle hazırlandığının mesajını verdi. Bu bakımdan fazla sertti. Turnuva genelindeki hakem mantalitesinden biraz farklıydı. Grubun hayati maçlarından biri olduğu konusunda muhakkak maç öncesinde hazırlığı vardı lakin daha sağ duyulu ve yatıştırıcı yaklaşım yerine, kurallar çerçevesinde otoriter yönetimi tercih etti. “Böyle olmamalıydı” gibi bir eleştiride bulunamam. Tarzına saygılıyım. %100 hatalıydı diyebileceğim neredeyse bir kartı yok.
Kimileri diyecek ki “polislik yaptı, önüne gelene gösterdi”. Ben de o “kimilerine” diyeceğim ki, çağdaş futboldan bizim anladığımızla Avrupalının anladığı bambaşka. “Vur kır parçala, bu maçı kazan” sorumsuzluğundan taraftar, oyuncu ve kulüp olarak uzaklaşmak şart.
Zaman geçirme konusunda 64’te Mert Günok’a gelen sarı kart da maçın kıymetli anlarındandı. Tüm hakemlere ve oyunculara güzel örnekti zamanlama açısından. Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra, 90+’larda zaman geçirmeden dolayı kart gösterme esareti karşısında önemliydi.
Uğurcan Çakır’ın yedek kulübesinden fırladıktan sonra dudağını okumuşsunuzdur. Bu tarz çirkin sözlere gerek yok. Hele sözde fedailiğe hiç gerek yok. Unutmayın, Slovenya ile Danimarka’nın sıralamasını saha içindeki goller, puanlar, kartlar değil; yedek kulübesindeki antrenöre çıkan bir kart belirledi. Biraz sağ duyu, biraz sorumluluk, biraz turnuvaya ve oyuna saygı lütfen.
Hakem maçın sonucuna tesir etti mi? Savunmamızın halinden pek fırsat kalmadı Alman’a. Ancak bu seviyede bir hakemin, en üst düzey turnuvada oyuncuların yolunu kapatması, yer alma sorunu yaşaması, pozisyonlara geç düdükler çalması kabul edilemez. Yer alayım derken bir de düşmesi zaten tuzu biberi oldu. Hakemler sadece oyun kurallarını uygulamaz. Takımlara göre oyun planı çalışır.
YENi iTiRAZ PROSEDÜRÜ BiZiM ÇOCUKLARA iŞLEDi
Faul standardı iyi derken, basit temaslarda geç çalınan düdüklere dönüştü. 30 dakikada 2 gol ikram eden A Millilerin sinir katsayısı da yükselince bu kez kupadaki yeni itiraz prosedürü bizim çocuklara işledi. Kaptan dışında itiraz eden kim varsa sarı karttan nasibini aldı.
ALEX FERGUSON: SAVUNMA SiZi ŞAMPiYON YAPAR
Gürcistan maçındaki coşkumuz, Cristiano Ronaldo ile foto çektirmek isteyenlerin sahaya 3 kez dalışına ve Portekiz kalecisiyle baş başa kalarak gezen kuşu seyretmeye yerini bıraktı. En kötüler sıralamasında savunma ve Montella’dan sonra hakem Zwayer gelir mi derseniz, kritik hatası vardı asla diyemem. Orta alan ve hücum seçeneklerini rakibe göre planyabilir bir teknik adam. Lakin Montella’nın Samet’in bir de kendi kalemize gol atmasını da izletecek kadar “fan”ı olduğunu tahmin edemedik. Alex Ferguson’un basit tanımı:”Sizi savunma şampiyon yapar.” Samet ilk maçta hatalarını hayati bir müdahaleyle örttü ama gerçeği değiştirmedi.
3 KULVARDA DA HATA YAPSA ALTERNATiFSiZ!
Fenerbahçe, Panathinaikos ve Milli takım olmak üzere 3 kulvarda da bir türlü oturmayan bir oyuncunun yerine bunca isim arasında alternatif yaratamamak, Avrupa’da oynayanları monte edememek, bir çırpıda sayılır ikili bulamamak kabul edilebilir değil.
A Milli Takımımızın Portekiz ile oynayacağı maça atanan Alman hakem Felix Zwayer, 2009’dan bu yana Bundesliga’da düdük çalıyor. 2012’de FIFA kokartı takan 43 yaşındaki Zwayer, Bundesliga’da 229, Şampiyonlar Ligi’nde 30, Avrupa Ligi’nde 25 müsabakada boy gösterdi. VAR teknolojisinin ilk kez kullanıldığı Rusya’daki 2018 Dünya Kupası’nın video yardımcı hakemlerinden biri olarak seçildi.
İLK KEZ AVRUPA ŞAMPİYONASI'NDA
Kariyerinde ilk kez Avrupa Şampiyonası’na katılıyor. İlk düdüğünü İtalya-Arnavutluk (2-1) maçında çalan Zwayer, 4 sarı kart gösterdiği müsabakada başarılı bir performans sergiledi. Bunun sonucunda UEFA Hakem Komitesi de, aynı Halil Umut Meler gibi çok formda gözüken Alman’a hemen ikinci maçlarda görev verdi.
ADI ŞİKEYE KARIŞTI, DOSYASI BİRKAÇ YIL GİZLENDİ
Felix Zwayer'in sıkıntılı bir hakemlik kariyeri var. 2005 yılında Wuppertal ile Werder Bremen amatör takımları arasında oynanan karşılaşma kariyeri boyunca peşini bırakmadı. 2. Bundesliga hakemi Robert Hoyzer'in yardımcılığını yaptığı maçta, hakem tarafından kendisine verilen 300 Euro karşılığında "Wuppertal lehine kritik pozisyonları gözardı etme" şikesine adı karıştı ve 6 ay boyunca men edildi.
Bu uzaklaştırma, Alman Die Zeit gaze tesinin Almanya Futbol Federasyonu’ndan sızdırılan gizli bir dosyayı yayınlamasına kadar birkaç yıl süreyle gizli tutuldu.
PARAYI ALDI MI, BİLİNMİYOR
Sanki bu tarz turnuvaların gediklisi bir hakem görüntüsündeydi. Gayet sakin, soğukkanlı ve dikkatliydi. Slovakların öne geçtikten sonraki soğutma numaralarına kanmadı. Basit müdahalelere ve faullere itibar etmedi. Gol iptallerinde VAR müdahaleleri doğruydu. Lukaku’nun golü öncesinde atak başlangıç fazındaki eli Collina dahi göremezdi. Kartları net ve tartışmasızdı. Gelsin sıradaki! Tebrikler Halil Umut Meler.
Hakem Michael Oliver, Rodri’nin arkadan uzanan ayağını ‘topla oynamaya teşebbüs’ olarak değerlendirdi ve penaltının yanında sarı kart verdi. Halbuki o esnada kaleci yerde ve kale boştu. Petkovic topu boş kaleye atabilirdi. Oyun kurallarının ‘Kuralların Ruhu’ bölümünde, “Kurallarda doğrudan karşılığı olmayan durumlarda hakemlerin ‘oyunun ruhunu’ dikkate alarak karar vermesi beklenir” deniyor. Dolayısıyla burada kırmızı kart vermemek futbolun ruhuna aykırıdır.