Sayın Mehmet Büyükekşi başkanlığındaki yeni Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’na başarılı, objektif, bilgilendirici ve yaptırım gücü yüksek bir dönem dilerim. Futbolun derdi çok. Yayın ihalesi taze netleşti.
· Yabancı-yerli tartışması kısır döngü.
· Ekonomisi batık ligin harcama limitleri sıkıntılı.
· Büyük borca sahip kulüplerde transfer gani!..
· Kalitesiz oyun büyük dert.
· Oyuncu profili; en ufak temasta taklalar atan kategoride. Hakemi kandırmayı ve etkilemeyi marifet sayan iklim hakim.
· Topun oyunda kalma süresinin iyi olduğunu zannettiren abartılı uzatmalar.
· Bomboş tribünler. Galiz küfürlerle dolu tezahüratlar.
2018 Dünya Kupası’nda VAR sistemi uygulanmıştı. Dünyanın üst düzey hakemlerinin görev almasının da etkisiyle oldukça başarılı geçen organizasyon, pek çok ülkenin VAR’a geçişini cesaretlendirmişti.
Bu kez de FIFA, yarı otomatik ofsayt sisteminin 2022 Dünya Kupası’nda kullanılacağını açıkladı. Amaç, VAR’da ofsayt pozisyonlarına dair karar verme sürecini hızlandırmak.
Yeni teknoloji sayesinde topun içine bir sensör yerleştirilecek ve topa temas noktasının çok hassas bir şekilde algılanması sağlanacak. Topu izlemek için stadyum çatısının altına monte edilmiş 12 özel kamerayla her oyuncunun 29 veri noktası kullanılarak saniyeler içinde konumları hesaplanacak ve tüm uzuvları izlenecek.
iNSAN FAKTÖRÜ DEVREDEN ÇIKIYOR MU?
Hayır... Yeni teknolojiyle ofsayt pozisyonunda olan bir hücum oyuncusu topla her buluştuğunda VAR odasına otomatik ofsayt uyarısı sağlanacak. VAR odasında ise otomatik olarak oluşturulan ofsayt çizgisi VAR ve AVAR tarafından manuel olarak kontrol edilerek onaylanacak. İşlem birkaç saniye içinde gerçekleşecek, ofsayt kararlarının daha hızlı ve doğru alınması sağlanacak.
MEVCUT SiSTEMDE YAPI NASIL iŞLiYORDU?
1- Topun temas anının işaretlenmesi: VAR, belirlediği temas anı noktasını gösterir. Operatör sorar: “Hocam topa temas anını işaretledim. Doğru mudur?” VAR onaylarsa işaretlenir. Yanlışsa, “1 frame geri veya ileri alalım” gibi uyarılarda bulunur.
2- Savunma ve hücum oyuncularının işaretlenmesi: Kaleye en yakın uzuvları, VAR’ın manuel tespitiyle işaretlenir (el/kol içermeyen).
Maç sonu yorumlarıyla hakeme ağır eleştiri getiren hatta hakaret boyutuna taşıyan oyuncu, teknik direktör, yönetici gibi kulüp mensuplarına en az 3 maç men ve hatırı sayılır para cezası verilmesi, tekrarında puan silme cezasına çevrilmesi, bu vesileyle yavaş yavaş etik seviyemizin yükseltilmesi.
POLEMiKLERE YAPTIRIM
Maç öncesinde hafta boyunca kulüp mensuplarının hakem veya rakip üzerinden polemik yaratarak Fair Play dışı davranışlara yönelmesine yaptırım getirilmesi, kulüplerin resmi internet sitelerinin TFF ve kurullarına ağır ithamlarla dolu açıklamalar barındıran ortam olmaktan çıkarılmasının sağlanması.
ÇiRKiN GÖRÜNTÜYE CEZA
Premier Lig’de nadiren yaşansa da hakeme agresif şekilde toplu itiraz eden kulüplere ‘yaratılan çirkin görüntü’ maddesiyle kesilen ceza uygulamasının, bu manzaralara hemen her maçta rastlanan Süper Lig’de devreye alınması.
Medyanın, siyasetin, kulüp başkanlarının peşinde destek için koşan hakem ve gözlemcilere yaptırımlar uygulanması.
TÜRK USULÜ ‘VAR’ DEFTERDEN SiLiNMELi
VAR protokolünün tavizsiz uygulanması konusunda hassasiyet gösterilmesi, Türk usulü VAR’ın defterden silinmesi.
Süper Lig’de 2021-22 sezonunun ilk yarısını 49 maçta 58 müdahalesiyle tamamlamıştık. İkinci devre 101 karar daha VAR müdahalesiyle değişti, tartışmalar “Gelsin bir baksın kardeşimciler” ile “Protokol böyle söylüyorcular” arasında sürüp gitti.
BARIŞ ŞiMŞEK’iN DiKKATi NEREDE?
İlk devreyi protokolcüler kazanmıştı, genel olarak iyi gidiyordu ancak ikinci yarı öyle olmadı. Hatta VAR kadrosundaki Erkan Engin ve Özgüç Türkalp’ten skandal hataların fazlaca gelmesi manidar oldu. Bu ikili son olarak Bandırmaspor-Eyüpspor TFF 1. Lig play-off rövanşında VAR ve AVAR olarak birlikte görev alıp misafir takımın iptal edilen golünde protokole uymayan müdahaleleriyle sezon finalini sıvayarak taçlandırdılar(!). VAR Koordinatörü Barış Şimşek, sanırım UEFA görevlerine çok fazla odaklandığından yurt içindeki görevlendirmelerde dikkatini toplayamıyor.
KURAL HATASI OLAN MAÇTA DA AYNI iSiM
Zorbay Küçük’ün kural hatasına imza attığı, saç baş yoldurtan ihlal yeri ve baraj uygulamasıyla endirekt serbest vuruşun kullanıldığı Trabzonspor-Beşiktaş karşılaşmasının VAR koltuğunda da yine Erkan Engin vardı.
SÜPER LiG’DE 159 PREMiER LiG’DE 120 KARAR VAR MÜDAHALESiYLE DEĞiŞTi
VAR’da iptal edilen 40 golün 24’ü ofsayt, 13’ü faul, 3’ü elle oynama gerekçesiyle. Verilen penaltılarda ise faul ve elle oynama farkı yok denecek kadar az. Hatta ligin ikinci yarısında VAR müdahalesi ile verilen 41 penaltıdan 22’si elle oynama, 19’u faul gerekçesiyle. İmrenerek izlediğimiz İngiltere Premier Lig’de sezon boyunca değişen karar ise sadece 120. İngilizlerde VAR ile verilen penaltı sayısı 38. Aramızdaki çarpıcı fark, sadece hakem kalitesiyle veya istatistikle asla açıklanamaz; hem etik hem de futbol mantalitesi farkının yüzümüze tokadıdır.
En özgün Türk futbol geleneğidir “Bu hakemlerle lig bitmez” isyanı. İlk kez tam tersi yaşandı... Tarihinin en kaotik ve sıkıntılı sürecini geçiren hakem camiası “Lütfen bu sezon bir an evvel bitsin!” noktasına getirildi. 3 MHK yönetimi gördü, 8 Mart darbesini yaşadı, Tahkim’de hukuk mücadelesi verdi, bir sezonda 4 kez klasman yapılandırma yetkisi verilen dünyada benzeri olmayan MHK Talimatı’nın sancılarını çekti, arkadaşlıklar ‘içeridekiler-dışarıdakiler’ diye 2’ye bölündü.
FIRTINANIN GÖBEĞiNE DÜŞTÜ
Serdar Tatlı MHK’sı ile tekne denize açıldı, Ferhat Gündoğdu ile fırtınanın göbeğine düştü, Sabri Çelik ile limana yanaştırıldı. Bu denli stres ve baskının ortasında 380 maç yönetildi. Henüz hasar tespit çalışması tamamlanmadı, TFF seçimi bekleniyor! Zor dönemde göreve gelen Sabri Çelik MHK’sı, fırsatçı simsarlar gibi davranmadı.
SEZONU MUTLU KAPATTI
Yeni klasmanları oldu-bittiye getirme şansları varken, sağlıklı değerlendirme adına etik bir davranış sergiledi ve klasman oluşumunu yeni TFF yönetimiyle devam edecek MHK’ya bıraktı. Halil Umut Meler’in Türkiye Kupası finalindeki başarılı yönetimi, Sabri Çelik’e de sezon finalini mutlu yapma şansı sağladı.
2021-22 SEZONUNDA NELER OLDU NELER
Cüneyt Çakır, TFF ve MHK’nın 8 Mart kararları nedeniyle Dünya Kupası’na gitme şansını kaybetti. “3 Avrupa Şampiyonası, 3 Dünya Kupası gören yeryüzündeki tek hakem olma” fırsatını kaçırmış oldu. Tarih, 2021-22 TFF yönetimini unutmayacak.
EFSANE FIRAT AYDINUS SESSiZ SEDASIZ GiTTi
Arda Kardeşler’in kripto para skandalı gündemi yeterince kaplarken diğer yandan da İzmir bölgesi B klasman hakemi Çağatay Lakot’un Trabzonspor-Antalyaspor maç biletini sosyal medya üzerinden satmaya çalışması yeni bir tartışma başlattı. Bu olayın 2 farklı açıdan önemli sıkıntılar barındırdığını düşünüyorum:
HAKEMLER KOMBİNE KART SAHİBİ OLAMAZ
Her hakem elbette ki bir futbol sevdalısıdır. Maçları da canlı gözlerle statta izlemek, eğitim ve gelişim açısından kıymetlidir. Amatör hakemliğe başladığım Kasım 1998’de her hafta farklı stadyumlara gider, hakem kararlarını not alır, istatistik tutardım. O yıl kombinem de vardı ve iki haftada bir tribünde yerimi alır, aynı eğitim çalışmasına devam ederdim. Sezon sonunda kombine kart maceramı noktaladım.
Hakemlik, hassasiyetleri, sorumlulukları, gelenekleri olan bir meslektir. Sahada oyun kurallarını uygulamak dışında, saha içi ve dışı davranış sorumlulukları da vardır. FIFA seviyesine ulaşmış, Süper Lig’de derbi yönetme şerefine bu yaşta nail olmuş bir insanın böyle bir olaya imza atmasını anlamak mümkün değil.
ÖNEMLi BiR RiTÜELE SAYGISIZLIK
Bir yüzünde ‘top’, diğer yüzünde ‘kale’ resmi olan o güzelim hakem parası ritüeline de saygısızlık yapılmış olması üzüntü verici. Hakem, seremonide kullanmak üzere top-kale parasını unutmuş olabilir. Ekipten ya da saha komiserinden bozuk para temin edip, “Yazı mı, tura mı?” diye sorduğumuz anlar çok oldu. Hatta nadiren bozuk para da olmadığında, düdüğü bir avucumuza koyarak kaptanlara, “Düdük hangi elimde?” diye sorar, yine kura atışını tamamlardık.
Tabii ki bunlar, sehven hakem parası unutulduğunda kullanılan naif ve insani yöntemlerdir. Burada bir unutkanlık söz konusu değil, bilakis bilinçli bir hareket var.
DERBiNiN GURURUNU YAŞAMAK VARKEN
TFF olayla ilgili hızlıca soruşturma başlattı. Hem amacının ne olduğu hem de gizli bir reklam anlaşması yapıp yapmadığı gibi sorular gelecektir. MHK’nın ayrıca ceza yaptırımı da şart. Hakemlerin rüyasını, onbinlerin önünde 4 büyüklerin çimlerine basabilmek süsler. PAF derbilerine bile çıkabilmenin gurur olduğu hakemlik günlerinden gelen birisi olarak, bir Beşiktaş-F. Bahçe maçında düdük çalabilmenin hazzını, onurunu düşünüyorum; bir de seremonide bile ‘uyanıklık’ peşinde koşarak 34 yaşında bu gururun kıymetini, anlayamayan Arda Kardeşler’i. Yazık...
Şampiyonluğun başmimarı abdullah Avcı, 1999’da İstanbulspor altyapısında başladığı antrenörlük kariyerinde, Başakşehir’de iki ayrı dönemde toplam 10 yıl görev yaptı. Hem bu 10 yılda hem de Beşiktaş/Trabzonspor dönemlerinde Türk futbol kültürüyle bağdaşmayan çok önemli 2 mesaj verdi:
1- Teknik direktörün işi asla hakem konuşmak değildir.
2- Teknik direktörün işi maç sonunda uzatılan mikrofonlara 90 dakikayı irdelemektir, artısıyla eksisiyle değerlendirme yapmaktır.
O HEP ISRARLA TEKNiK TAKTiK KONUŞTU
Hakem konusunda hastalıklı ülkemizde ısrarla ve istikrarlı şekilde bizlere oyun planından, istatistiklerden, koşu mesafelerinden, taktikten bahsetti abdullah Hoca. Bu güzel oyunu anlamamıza, sahada gördüklerimizi yorumlamamıza katkı sağladı. ‘Saygı’ çerçevesinde milyonda bir bahsetti hakemden ki canı sağolsun. TFF, antrenörlük eğitim müfredatına “Saha dışında bir teknik direktör nasıl olmalı?” konu başlığıyla abdullah Avcı köşesi açmalı. Çiçeği burnunda teknik direktör adaylarını gördükçe faydası olacağı aşikar.
8 Mart’ta yaratılan kaos, bilinmezlikler, ithamlar, soruşturmalar derken somut sunulamayan gerekçelere karşı hakemlerin hukuk mücadelesi...
Sayın Nihat Özdemir’in “Futbolun Yargıtay’ının alacağa karara saygı gösterilmesi” açıklamasına rağmen Tahkim’in kararının uygulanmadığı, TFF ve MHK süreci, istifalar derken yeni bir başlangıç yapıldı...
Camiayı tek liste altında birleştirebilecek nadir isimlerden sabri Çelik çatısındaki kurulla hakemlerin hayata dönüşü, camianın mutluluk barometresinin artışı...