Paylaş
MEZARTAŞLARI bir ülkenin tapu senedi gibidir ve o topraklara hákim olanların hákimiyetlerinin kanıtıdır.
Bizim eski mezartaşlarımız ise birçok bakımdan daha da bir önem taşır. Herbiri tarihi obje olmasının yanısıra, ayrı birer sanat eseri gibidir. Geçmiş asırların mermer ustaları, eski zarafetin bütün ayrıntılarını taşlara işlemiş ve onbinlerce mermer heykelcikler yaratmışlardır.
"Taş" deyip geçmemek gerekir, zira hemen her mezartaşının üzerindeki sembollerde ayrı bir sır vardır ve o sırra vákıf olabilmek için, taşların esrarını bilmek gerekir. Taşın üzerindeki süs zannedilen küçük bir çıkıntı yahut bir çentik veya bir motifin çok değişik anlamları vardır ve sembollere áşina olan kişi, daha ilk bakışta asırlar öncesine uzanan bir yolculuğa başlar.
Ama, hem tarih, hem de sanat bakımından böylesine önem taşıyan bu kültür varlıklarımız artık kaybolmak üzere... Yol, inşaat yahut yeni mezarlık yapma bahanesiyle kırılıyor, parçalanıyorlar. Mermere işlenmiş tapu senetlerimizi her gün bir önceki günden daha fazlasını bizzat yok ediyoruz.
Bütün bunlara rağmen, Türkiye’de mezartaşının ne olduğunu bilen birkaç kişi neyse ki hálá vardır ve tarihçi Necdet İşli de özellikle İstanbul’daki eski mezartaşlarının bence tek uzmanıdır... Bu işin şimdi hayatta bulunmayan bir diğer üstadı olan Fazıl Ayanoğlu’ndan kendisine kalan binlerce taş fotoğrafına senelerden buyana kendi çektiği fotoğrafları da iláve eden Necdet İşli’nin arşivinde şu anda 60 bin civarında görüntü bulunuyor.
"Sadece toplar, asla yayınlamaz" zannedilen Necdet İşli, geçtiğimiz günlerde hepimizi şaşırttı ve son derece ilginç bir kitap yayınladı: "Yeniçeri Mezartaşları"... Kitapta mezartaşlarının en şanssızı olan, İkinci Mahmud’un Yeniçeri Ocağı’nı kanlı bir şekilde ortadan kaldırmasından sonra hükümdarın emriyle ocağa ait olan herşeyle beraber yok edilen taşların her nasılsa gözden kaçıp bugünlere kadar gelebilmiş çok önemli örnekleri, fotoğraflarıyla beraber yer alıyor. Necdet İşli taşların metinlerini naklederken üzerlerindeki sembolleri de bir yere kadar açıklıyor ve neticede ortaya konusunda tek olan bir eser çıkartıyor.
Ben, bu kültüre hakkıyla vakıf olan kişilerin, "Da Vinci’nin Şifresi"nden daha renkli eserler verebileceklerine inanıyorum.
Paylaş