ELEKTRONİK yazı ve dizgi makinelerinde harfleri sağdan sola çevirerek yazmak mümkün değil. Mümkün olsaydı, bu yazının başlığı tam ‘‘ambulance’’ sözcüğünün tersine yazılmışı olurdu.
Bazı cankurtaranların önünde yazılı olduğu gibi.
Araba sürerken dikiz aynasından baktığınızda arkanızdaki arabanın yazısını doğru okuyup ne yapmanız gerektiğini, yani kenara çekilip yol vermek zorunda olduğunuzu çabuk anlayasınız diye.
Sanki beyaz boyasından, tepesinde yanıp sönen lambasından, canavar düdüğünden anlayamazmışsınız gibi.
Haydi zeká düzeyi düşük olup da arkasındaki arabanın ne olduğunu anlamak için aynaya tersine yansıyan sözcüğü doğru okumakta güçlük çekenlere kolaylık olsun diye böyle yapmak gerektiğini düşünseniz bile, Frenkçe ‘‘ambulance’’ sözcüğünü ya da TÜrkçe okunuşuyla ‘‘ambulans’’ı yazdığınızda insanlarımızın çoğunluğunca çok mu anlaşılır bir iş yapmış olmaktasınız?
Daha doğrusu, Türkçedeki güzelim ‘‘cankurtaran’’ sözü kimin neresine batmıştır?
Geç kalışlar yüzünden her zaman can kurtaramadıklarına üzülenlerin vicdanlarını mı rahatsız etmiştir?
NATO ya da AB standardlarına mı uymamıştır?
Yahut, adı Frenkçe olmayan araçlara güvenmeyenlerimizin fantezisine mi ters düşmüştür?
Yoksa, sadece anadile saygı ve sevgi eksikliğinden doğan bir laubalilik mi söz konusudur?
Sormaz mısınız, ‘‘cankurtaran’’ yerine ‘‘ambulans’’ta olduğu gibi, halkın yarattığı ‘‘kaptıkaçtı’’ varken neden ‘‘steyşın’’ dendiğini, yahut ‘‘varagele’’ gibi işçi dilindeki bir sözcük yerine niçin ‘‘teleferik’’e sıçrandığını?
Belki de, düpedüz bilgisizlik, halk dilinin zenginliğini bilmeyiş.
Buna bir de çeşitli alanlarda çalışan okumuşlarımızın tembelliklerini ya da kendi çevrelerine kapanıp kalışlarını ekleyebilirsiniz. Araçlar, aygıtlar ve kavramlar için kendi dilinde karşılık bulunup bulunmadığını araştırma ya da yine kendi dilinde karşılık yaratma zahmetine katlanmayış.
Züppelik, yani alelade insanlardan farklı davranıp farklı konuşma hevesi mi? Daha da kötüsü, böyle yapmayanları küçümsemenin akıl almaz gülünçlüğü mü?
Ama, herhalde, hepsinden daha çok da, öğretim dilinin Türkçeden uzaklaşmakta oluşu, üniversitelerde ağır basmaya başlayan Tarzanca'nın yavaş yavaş günlük yaşama geçişi.
Yasaklayıcı yasalar çıkarma yoluna gitmeden de yapılabilecek hiçbir şey yok mudur? Örneğin, milliyetçilerin en milliyetçisi olduğunu söyleyen bir partinin yönetimindeki Sağlık Bakanlığı ‘‘Bundan böyle arabaların üstüne ‘ambulans' yerine yeniden ‘cankurtaran' yazılacak’’ dese itiraz eden mi olur?
Yoksa ulusalcılık, bırakın özde ve eylemde ilke olmayı, hiç değilse dilde yani sözde de mi kalmamıştır?