Bu soruyu dün ANAP Lideri Mesut Yılmaz'a yönelttik.
Yılmaz, ‘‘Biz parti olarak bu işin ne önündeyiz ne de arkasındayız’’ diye söze başlayıp ekledi:
‘‘Ben bu harekete önyargılı şekilde bir küskünler hareketi olarak bakmıyorum. Biz nötr vaziyetteyiz.’’
Hemen ardından şu soruyu yönelttik:
‘‘1 Ekim'de Meclis açıldığında 3 Kasım'a kadar tatil kararı mı, yoksa çalışması yönünde bir karar mı çıkar?’’
Yılmaz, sorumuza önce tek cümleyle yanıt verme gereği duydu:
‘‘Meclis'ten tatil kararı çıkmaz.’’
Bu durumda ANAP olarak veya milletvekili Yılmaz olarak kendisinin oyunun rengi ne olacaktı. Yılmaz, bu soruya da doğrudan yanıt vermek yerine, dolaylı olarak şöyle dedi:
‘‘Eğer ki Meclis'in gündeminde bir şey varsa ve karara bağlanması gerekiyorsa bu konu görüşülmelidir. Seçimler birkaç ay ertelenirse bir şey olmaz. Zaten bunu öteden beri bizzat ben söylüyorum.’’
NİHAİ AMACI GÖRMELİYİZ
Yılmaz'a bu aşamada yönelttiğimiz soru şöyle oldu:
‘‘Seçimlerde baraj altında kalmaktan çekinmeseydiniz, arkadaşlarınız seçimin iptali önerisine imza koyar mıydı?’’
Önce, ‘‘Öyle bir şey yok’’ diye söze başladı.
Seçimin iptal edilmesi önerisine imza koyan 122 milletvekilinden sadece 23'ünün ANAP milletvekili olduğunu anımsattı ve devam etti:
‘‘Bizden imza veren 23 milletvekilinin yarısı liste dışı kalmış arkadaşlar. Biz arkadaşlarımıza şöyle veya böyle yapın, şu yönde oy kullanın diye bir şey demedik. Bütün bunlar benim dışımda gelişen hareketler. Bu hareketin nihai amacını görmeden de biz bir şey demeyiz. Söylediğim gibi önyargılı davranmayız.’’
Seçimin iptal edilmesi durumunda mevcut hükümetin devam edip etmeyeceği konusunda da Yılmaz şöyle dedi:
‘‘Bu hükümetle devamı engelleyecek olan AB yasalarının uygulamasıdır. Eğer ki, AB yasalarının uygulamasında bir sıkıntı çıkarsa o zaman durum farklı olur. O takdirde yeni hükümet arayışı gündeme gelirse bir şeyler olabilir. Ama biz bu hareketin önünde veya arkasında değiliz. Küskünler olarak bakmıyoruz. Önyargılı da değiliz...’’
ANAP'TA FARKLI GÖRÜŞ
Yılmaz, seçimin iptaline koalisyon ortakları veya AKP, DYP gibi kesinlikle karşı çıkmadı. Hatta, iptalinin olma ihtimalini kayda geçirdi.
Buna karşın, ANAP'ta seçimin ‘‘kesinlikle yapılması gerektiğini’’ söyleyenler de var. Bunlardan biri de Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler.
Keçeciler, ‘‘Bu seçimin kesinlikle yapılması için uğraş vermeliyiz, yoksa kötü sonuç doğrurur’’ görüşünde.
Yılmaz'a bu durumu da anımsattık. Arkadaşlarının çoğunluğunun seçimin ertelenmesine karşı olduğunu bildiğini söyleyip ekledi:
‘‘Medya kuruluşlarından TÜSİAD'a kadar herkes 3 Kasım'dan sonrasını, 4 Kasım'ı doğru algılamıyor. 3-4 ay sonra seçim olabilir. Bunun Türkiye'ye vereceği zarar, 4 Kasım'da ortaya çıkacak tablodan daha kötü olmaz.’’
Yılmaz, baraj kaygısı yaşamadığını da kayda geçirerek, ‘‘endişesini’’ şöyle dile getirdi:
‘‘Seçmen iradesinin yüzde 50'den fazlası Meclis'e yansımazsa ne olur? Bunun olması ihtimalinin yüksekliği de bugün görülüyor.’’
Öyle anlaşılıyor ki, Yılmaz, ANAP olarak seçimin ertelenmesine açık destek vermese de, bunun gerçekleşmesinden rahatsız da olmayacak.