Sözleri bitmişti, ancak sinirli hali devam ediyordu.
Yanındaki Rahşan Ecevit, sakinleştirmek için elinden tutmaya çalıştı.
‘‘Teşekkür ederim’’ deyip olduğu yerde hızla döndü ve gazetecilerle görüşmesine son verdi.
10 dakika öncesine kadar morali yerindeydi.
Başbakanlığa ait otobüste Hacı Bektaş ile ilgili sohbet ediyorduk.
ÇOK SESLİ TÜRKÜ
Bu yıl Hacı Bektaş-ı Veli'yi anma törenlerine bir gün önceden gelmişti.
Oysa geçmiş yıllarda hep törenlerin başladığı gün olan 16 Ağustos'ta gelirdi.
Kuralını bu yıla kadar hiç bozmamıştı.
Tavrı, bugün açılış için Hacı Bektaş'a gelecek olan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile bir arada gözükmek istemediği şeklinde yorumlanıyordu.
Üstü örtülü bu durumu hatırlatıp, ‘‘Ziyaretinizin bir gün önceye alınması farklı yorumlara neden oluyor’’ dediğimizde gülümsedi. Bu kez törenlerin başlangıcından bir gün önce tek başına Hacı Bektaş'ta olmayı tercih ettiğini söyledi.
Ecevit, Kültür Bakanı İstemihan Talay ile birlikte yapımında emeği geçtiği Kültür Merkezi'nin açılışını gerçekleştirmekten de mutluydu. Üç Anadolu Topluluğu'nun çoksesli hale getirdiği türküleri dinlerken de keyfi yerine gelmişti.
Hatta, bir ara Kültür Bakanı Talay'a dönüp, ‘‘Üç Anadolu Topluluğu'nun hiç kaseti var mı? Ne kadar güzel söylediler. Türkünün çoksesli hale gelmesini ilk kez dinledim’’ diyordu.
Ecevit, dün bu keyfi yaşadıktan 10 dakika sonra gelen bir soru karşısında neden bu kadar öfkelendi?
Soruya da kendisi yanıt verdi:
‘‘Hacı Bektaş'ta Alevilerin asimilasyonundan söz etmek söz konusu bile olamaz.’’
Kendisi böyle dese de son dönemde yaşananların Ecevit'in sinirlerini de bir nebze olsun yıprattığı dünkü tavrıyla net bir şekilde görünüyordu.