‘O kadar çok eksiğimiz vardı ki. Bunları nasıl tamamlayacağız diye kaygı duyuyorduk. Ne zaman müzakare tarihi aldık, her şey süratlendi.’
Letonya'nın Bayan Cumhurbaşkanı Vaira Vike Freibega, nisanda ülkesini ziyaret eden Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e böyle diyordu.
Şimdi ise Kopenhag'da yapılacak AB zirvesinde, Letonya'nın 2004'te tam üye olarak birliğe katılma kararı çıkacak.
Oysa, yıllarca Sovyetler Birliği hakimiyeti altında yaşayan 20 yıllık bağımsızlık geçmişi bulunan Letonya'nın, AB'ye tam üyelik başvurusu Türkiye gibi çok uzun süreye de dayanmıyor.
Ancak, Letonya AB'nin üyelik için şart koştuğu Kopenhag ve Maastricht kriterlerini tamamlamış.
Türkiye ise bu kriterleri tamamlayabilmek için yıllardır uğraşıyor.
Hálá da tamamlayabilmiş değil.
Hep, bir tarafını tamamlarken diğer yanını eksik bırakmış.
Bundan dolayı olsa gerek, AB Komisyonu'nun İlerleme Raporu'nda sıralanan eksikliklere sözde tepki gösterse de Ankara'nın çıkan belge üzerindeki yorumu öyle ‘‘olumsuz ve ümitsiz’’ değil.
‘‘Ümitsizliğe kapılacak veya sevinilecek bir tablo değil. Türkiye'nin yerine getiremediği eksiklikler sıralanmış. Beklenti ve eksiklikleri de çok dikkatli bir şekilde ortaya koymuşlar. Türkiye eksikliklerini zamanında yerine getirmedi, müzakere tarihi verilmeyebiliryönünde bir yaklaşımla da karşılaşabilirdik.’’
Ancak raporda bu yönde bir yaklaşım bulunmuyor.
Aksine kararı Kopenhag'a bırakıyor.
YENİ KATILIM ORTAKLIĞI
Peki, Kopenhag'da nasıl bir sonuçla karşılaşılır.
Bir kere şurası kesin ki, her şey 3 Kasım'da yapılacak seçimden nasıl bir tablonun çıkacağına bağlı.
Zaten bu durum da raporda açık bir şekilde belirtiliyor.
AB karşıtı bir hükümetin seçimden başarılı çıkması halinde Türkiye'nin uzun süre müzakere tarihi almasını Ankara da beklemiyor.
AB yanlısı bir hükümet veya koalisyonun kurulması durumunda Kopenhag'dan nasıl bir karar çıkar?
Bu soruya Ankara'da yapılan senaryolara göre iki yanıt veriliyor:
1- HEMEN TARİH RTÜK'ün önceki gün tamamlanan yönetmeliğine uygun şekilde Milli Eğitim tüzüğünün çıkması, İçişleri yönetmeliklerinin tamamlanması ve diğer eksikliklerin aralık ayına kadar giderilmesi durumunda 2004'ten itibaren başlamak üzere müzakere tarihi çıkabilir.
2- KOŞULLU TARİH Türkiye'nin bazı eksikliklerinin bulunduğunun altı çizilip, 2000 yılındaki kadar çok kapsamlı olmayan 10 maddelik yeni bir katılım ortaklığı belgesi sunulabilir.
Bu durumda Türkiye'nin de yine çok fazla maddeli olmayan yeni bir ulusal program çıkarması gerekecek.
Daha önce de bazı ülkeler için yeni bir katılım ortaklığı belgesi çıkarıldığı görülmüş.
Dolayısıyla Ankara, ikinci senaryonun olasılığını daha yüksek görüyor.
İkinci katılım ortaklığı belgesi için öngörülen tarih ise şubat...
ÖNCE SEÇİM
Bu senaryo ortaya çıkarsa, Türkiye'ye tam üyelik için ancak 2003 Kasım ayında müzakere tarihinin verilmesi söz konusu olacak.
Tabii, burada en önemli unsur 3 Kasım'da ortaya çıkacak tablo...
Her ne kadar, TOBB'dan TÜSİAD'a, DİSK'ten TÜRK-İŞ'e kadar birçok sivil toplum örgütü AB ülkelerinde kulis faaliyetinde bulunuyorsa da asıl çözülmesi gerekenin içerisi olduğunu da görmek gerekiyor.
AB'ye ters duran bir partinin sandıktan çıkması halinde, Türkiye'nin müzakere tarihini unutup, üçüncü dünyada yer araması da kaçınılmaz olacak.