ANAP Lideri, Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Kürtçe konusunda askerden ilk ültimatomu aldığı günü detayıyla anımsıyor.
Üzerinden tam 13 yıl geçmiş...
Ankara Büromuzdaki sohbetimize o günü anlatarak başlıyor.
1987 seçimlerinden sonra Dışişleri Bakanlığı görevine geldiğinde ilk ziyareti Viyana'ya olmuş.
Bugün ‘‘Topluluk’’ adını alan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı'nın 15 Ocak 1989 tarihindeki toplantısına katılmış.
Viyana Konvansiyeli olarak da isimlendirilen, AGİT Sözleşmesi ikinci protokolünü Dışişleri Bakanı olarak imzalamış.
Kendisine, seyahati öncesinde verilen bilgide, Viyana İzleme Konferansı'nın beş yıldır devam ettiği, Türkiye'nin belgeyi imzalamaya karar verdiği aktarılmış.
‘‘Her şey tamamdır, siz sadece imza koyacaksınız’’ demişler.
Diğer dışişleri bakanları ile birlikte Yılmaz da belgeyi imzalamış.
Belgeyi imzalayıp Türkiye'ye dönmüş.
Birkaç gün sonra, İstanbul'da Huber Köşkü'nde yapılan Milli Güvenlik Kurulu'na (MGK) katılmış.
Başbakan Turgut Özal'ın Kürtçe yasağını kaldırmak için ilk atağı yaptığı MGK...
KİME SORDUN?
Yılmaz, o günü şöyle anlattı:
‘‘Evren Cumhurbaşkanı, Özal Başbakan, Genelkurmay Başkanı Torumtay, askerler var, tüm üyeler var. Toplantıda, ‘Viyana'da böyle bir şey imzaladım, böyle böyle yükümlüklere girdik, haberiniz var mı?' dedim’’
Başta Evren ve askerler olmak üzere hepsi kendisine yüklenmeye başlamışlar.
‘‘Sen kime sordun da imzaladın?’’ soruları peş peşe gelmiş.
Askerden aldığı ilk ültimatom karşısında ne diyeceğini şaşırmış.
O gün toplantıda içinden geçirdiği cümleyi gülerek şöyle aktardı:
‘‘Devletin bir eksikliği var ya, olacak iş değil...’’
AB KRİTERLERİNİN AYNI
Yılmaz, 13 yıl önce altına imza koyduğu belgenin bugün AB kriterlerinden daha ileri olduğunu vurguladı.
Yılmaz’ın altına imza koyunca, askerden ültimatom aldığı belgeyi dün bulup bir kez daha okuduk.
Aynen şöyle:
- Katılan devletler, toprakları üzerindeki azınlıklara mensup şahısların, insan hakları ve temel özgürlüklerinin korunmasını sağlamak üzere, gerekli tüm yasal, idari, yargısal ve diğer önlemleri alacaklar ve bağlı oldukları ilgili uluslararası anlaşmaları uygulayacaklardır. Söz konusu şahıslara karşı herhangi bir ayrımcı muameleden kaşınacaklardır.
- Katılan devletler, ülkelerindeki azınlıkların etnik, kültürel, dil ve din kimliklerinin geliştirilmesi için gerekli şartları koruyacaklar ve yaratacaklardır.
ÖZÜRLÜ ÜLKEYİZ
Yılmaz, 13 yıl önce altına imza koyduğu bu belgenin, bugün tartışma konusu yapılan AB kriterlerinin aynı olduğunu vurguladı ve ekledi:
‘‘AB Kopenhag kriterlerinde, AGİT'e ilave önemli hiçbir şey yok, ne varsa hepsi var, hepsini orada imzaladık. Etnik gruplar bile var...’’
Yılmaz'ın şu son cümlesi ise çok daha dikkat çekiciydi:
‘‘O konvansiyeli imzalayan ülkeler içerisinde taahhütlerini tam yerine getirmesi beklenmeyen, ne kadar yerine getirirse onunla yetinilen özürlü bir ülke konumundayız. Bizi imzanın arkasında durmayan, gereğini yapmayan ülke olarak gördüklerini ben her uluslararası toplantıda algılıyorum.’’