STOCKHOLM’DEN HÜZÜNLÜ DÖNÜŞ...

Neredeyse 40 yıl önce Oslo’ya okumaya gittiğimde dört gözle yaz tatilinin başlamasını beklerdim.

Haberin Devamı

 Sadece aile özlemi değildi beni çeken, onlar yılın büyük bir bölümünü patates, donuk sebze ve meyvelerle geçirir, tezgâhtan tek salatalık alırken, ben memleketimdeki dörtte bir fiyata aldığımız lezzeti bambaşka domatesleri, patlıcanları, biberleri, ıspanakları, kavun karpuzları hayal ederdim.

STOCKHOLM’DEN HÜZÜNLÜ DÖNÜŞ...

O zamanlar henüz tarım ülkesiydik, pestisit kullanımıyla, gıda zehirlenmeleriyle böylesi içli dışlı olmamıştık. Temiz gıdaya ulaşabiliyorduk.
Ancak zaman içinde her şey tersine dönmeye başladı. İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya hangi İskandinav ülkesine gitsem, doğal, organik tarıma verdikleri önemin arttığını, donmuş gıdalardan taze sebze ve meyvelere yöneldiklerini, küçük ölçekli tarıma verdikleri desteği gözlemlemeye başladım.

Haberin Devamı

STOCKHOLM’DEN HÜZÜNLÜ DÖNÜŞ...

Geçen hafta sonu, bir buçuk yıl aradan sonra gittiğim üç günlük Stockholm seyahatinde bu kez odak noktam gıdaya bakışları oldu.
Marketler, pazar yerlerini dolaştım. Rafların neredeyse hepsinde ‘ekolojik’ ibareli ürünler satılıyordu.
Konvansiyonel ürünlerle aralarında bizdeki gibi büyük fiyat farklılığı da yoktu. Et, süt ve deniz ürünlerinin hemen tamamı bizden ucuzdu, sebze ve meyve fiyatlarıysa aşağı yukarı aynıydı. Bu duruma üzülmedim diyemem ama yine de denetimsiz ithalat, pestisit kullanımı, tağşiş gibi sorunların çözümsüz olduğunu düşünmüyorum.

STOCKHOLM’DEN HÜZÜNLÜ DÖNÜŞ...

Yeter ki ilgili kurumlar iş birliği yapsın, suçlular ticaretten men edilsin, insan sağlığıyla oynayanlar, zincir marketlerden pazarlara, yurt dışından dönen ürünleri satanlar cezalandırılsın.
En büyük zenginliğimiz toprağımıza saygı duyalım, tarıma destek verelim, her alanda ülkemizle gurur duyalım, gittiğimiz her yerden özlemle dönelim...

URLA’NIN YENİ FESTİVALİ

Urla, Enginar Festivali’nin yanı sıra yeni bir festivale daha ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
23-25 Mayıs tarihleri arasında Urla’da gerçekleştirilecek Uluslararası Urla Gastronomi Filmleri Festivali projesinin ardında Buenas Bistro’nun sahibi ve Hizmet Sektörü Çalışanları Eğitim ve Dayanışma derneği HİSÇED’in Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Gülper Ergün var.

Haberin Devamı

STOCKHOLM’DEN HÜZÜNLÜ DÖNÜŞ...

Ergün, yola çıkış noktasını, son yıllarda izlediği yeme-içme kültürüne ilişkin filmlerin bölgelerin bir turizm destinasyonuna dönüşmesine kattığı ivmeyi görmesiyle gastronomi çıtası her geçen yıl yükselen Urla’ya, Türkiye gastronomi sinemasının gelişimine katkı sağlamak ve bu alandaki yaratıcı projeleri teşvik etmek olarak özetliyor.
“Sofradan Beyaz Perdeye: Yemek ve Sinemanın Buluşma Noktası” temasıyla gerçekleştirilecek olan festivale dolu dolu bir program hazırlanmış. Gastronomi ve sinema odaklı atölye çalışmaları ile film gösterimleri, fotoğraf sergisi, şefler, yönetmenler ve yapımcılarla söyleşiler ve tadımların yapılacağı üç günlük festival caz dinletisiyle başlıyor.

Haberin Devamı

STOCKHOLM’DEN HÜZÜNLÜ DÖNÜŞ...

Tüm etkinlikler UrlaDam ve Köstem Zeytinyağı Müzesi’nde yapılıyor. Yeşim Ustaoğlu, Ahmet Güzelyağdöken, Ezel Akay, Handan Kaygusuzer, Nazan Kesal, Nihat Özdal, Sırma Güven, Osman Sezener, Osman Serdaroğlu, Ragıp Taranç, Ahmet Uhri, Ozan Kumbasar, Merin Sever, Ercan Kesal, Ebru Koralı ve Levon Bağış festivalin konuşmacıları arasında...

HAYAT DOLMUŞU

“Sağlığımız elvermeyebilir... Olanağımız yetmeyebilir... Hakkımız verilmeyebilir... Daha var mı? Daha Nice sıkıntı gelip bizi bulabilir. Hayat yağmurda yürümek gibi bir eylem... Islak, kaygan, inişli çıkışlı bir yolda düşe kalka ilerliyoruz. Yol kısa ama yine de bitmesin istiyoruz. Tuhaf bir eylem!
Şiir tadında bu satırlar Reha Tanör’ün yeni kitabı ‘Hayat Dolmuşu: Yaşama Sanatının Bilinen Sırları Üzerine’ başlıklı denemelerinin arka kapak yazısı.

Haberin Devamı

STOCKHOLM’DEN HÜZÜNLÜ DÖNÜŞ...

Özgün kişiliği, hayata bakışı, gastronomi kültürüne ilgisi ve bilgisiyle iş dünyasının önde gelen isimlerinden biri olan Reha Tanör kitaplarındaki ele aldığı konular kadar diliyle de özel bir yere sahip.
Yazarlığa Türk Sermaye Piyasası, Finansal Kriz ve Sermaye Piyasası, Ekonominin Adı Var gibi finans ve ekonomi hakkında düşüncelerini yazdığı kitaplarla adım atan Tanör’ü ben gastronomi kültürüne ilişkin yazdığı ‘Restaurants and Tales’ kitabıyla tanıdım. Ardından ‘Levrek Buğulama da İstemeyin Ama’, Hayat Yağmurda Yürümek Gibidir’, Ud Çalan Kadınlar geldi. Kendine has ironisi güçlü bir dil yarattı, okuduğum her kitabını bir öncekinden daha çok sevdim.
Önsöz yerine yazdığı ‘Dolmuşa bindiniz mi siz hiç’ten başlayarak gençlik, yaşlılık, aşk, evlilik, sağlık, hastalık, olgunluk hamlık çalışmak, gezmek, yemek içmek üzerine yine o insanı gülümseten, büyüklük taslamayan akıcı anlatımıyla bizi farklı yolculuklara çıkartıyor ve bir o kadar da düşündürüyor.
Hangi yaşta olursanız olun, edinin ve okuyun derim...

Yazarın Tüm Yazıları