SON güne kalmadan, şampiyonluğunu ilan eden Erdemirspor, önce inandı, sonra da mutlu sona ulaştı. Ancak, Erdemir’in sevincinde haksızlığa uğrayan bir takım havası vardı.
Erdemir, favori gösterilmemeyi, kaale alınmamak olarak algıladı. Gerektiği kadar ilgi gösterilmemesini taraflı bir basın olgusuna bağladılar. Belki de bu hırs sayesinde böylesine motive olarak şampiyonluğu kazandılar. Gerçekten 2 turnuvanın en iyi voleybolunu oynayan takım olan Erdemir, şampiyon oldu. Tebrikler.
Güzel olmayan o kadar şey vardı ki, bu güzel maçın dışında sizleri şöyle bir hayale götürmek istiyorum. Düşünün ki, maçların yapılacağı salonlar minimum 3 bin kişilik olsun. Tanıtımları hem basında hem broşürlerle, hem panolarda ilanlarla çok önceden yapılsın. Önemli bir özel TV’nin maçları verdiğini ve tanıtım ilanlarının çok önceden gösterildiğini...
Çok mu abarttım?
Maçların yapılacağı salonların, satılan reklam panoları sayesinde bir örnekle cıvıl cıvıl olduğunu... Salonların gelin odaları gibi süslendiğini... Sponsorların promosyon yarışına girdikleri her maçtan sonra bilgisayardan en değerli oyuncuya ödüller verildiğini... İnanılmaz bir görsellik sağlandığını... Federasyon ve profesyonelce bir ekibin fıldır fıldır ciddi bir şekilde çalıştığnı... Takımların bu maçlara özel ilgisi yüzünden oyuncuların bütün hünerleriyle sahada ter attıklarını... Bir sürü tanınmış simalar, özellikle mankenler ve sanatçıların aslan gibi yakışıklı voleybolcularımızı görmek için gelmeleri, torpillerle yer bulmaya çalıştıklarını bir hayal edin. Nasıl, güzel olmaz mıydı?
Çok mu abartıyorum, bilmiyorum ama biz kendimizi nerede görürsek, hangi pencereden bakarsak başkaları da bizi orada görürler. Neyse, önemli bir şampiyonayı tüm ekibiyle hak eden Erdemir kazandı. Emeği geçen herkesi kutluyorum.