Tutkusunun peşinden gitti cevheri mücevhere dönüştürüyor

Muğla doğumlu Can Okyay, üst düzey yöneticiliğe kadar yükseldiği kurumsal hayatı bırakıp hobisini işi yaptı. Urla’daki atölyesinde tasarladığı kişiye özel takılarla ses getiren Okyay’ın müşterileri arasında ise Emre Altuğ, Somer Şef gibi ünlü isimler var. Usta-çırak ilişkisiyle bugünlere gelen Okyay’ın gündeminde hem işin bilimsel yönünü güçlendirmek adına gemoloji alanında yüksek lisan yapmak hem de alanında iyi bir kalemkar olmak var.

Haberin Devamı

Tutkusunun peşinden gitti cevheri mücevhere dönüştürüyor

KARİYER yolculuğunda birçoğumuz iyi bir kurumda, iyi bir konuma gelmek adına yoğun bir koşuşturmaca ve mücadele veriyoruz. Tabii bazen kurumsalın tüm artılarına rağmen kendi hikayesini yazmak isteyenler de çıkabiliyor. Çevrenin, ‘Böyle bir iş bırakılır mı?’ söylemlerine kulak asmayarak hayallerinin peşinden gidenlerin sayısı da her geçen gün artıyor. Can Okyay da işte bunlardan biri. Yıllarca uluslararası bir şirkette orta ve üst düzey yönetici olarak sürdürdüğü profesyonel kariyerini bir kenara bırakarak tutkusunun peşinden gitmiş. Pandemi döneminde İstanbul’dan ayrılarak geldiği İzmir Urla’da takı tasarımını işi yapmış. Geleneksel tekniklerle tasarımdan son noktasına kadar farklı madenlere iç dünyasını, hislerini, özel bulduğu hikayeleri işleyen Can Okyay Design’in kurucusu Can Okyay’la hobisini işe dönüştürme serüveninden geleceğe dair planlarına kadar birçok konuyu konuştuk.

Haberin Devamı

Tutkusunun peşinden gitti cevheri mücevhere dönüştürüyor
Tutkusunun peşinden gitti cevheri mücevhere dönüştürüyor

GARANTİ İŞ BEKLENTİSİ

Muğla 1985 doğumlu Can Okyay, ilkokul 2’den itibaren hem okuldan arta kalan zamanında hem de yaz tatillerinde zanaatkarların yanında çalışmış. Terzi çıraklığıyla başlayan sürece zamanla kuyumcu, sandaletçi, demirci ve marangoz atölyelerinde çıraklık eklenmiş. Muğla Kavaklıdere’de bulunan bakırcı ustalarını da izlemiş. El becerisiyle birlikte ağaçtan küçük kayıklar, telden arabalar yapmış. Çevresinde kariyerine sanat ya da zanaat alanında devam eden kimsenin bulunmaması nedeniyle Can Okyay’ın bu merak ve yeteneği hep hobi olarak kalmış. Toplumun, ‘garanti iş’ beklentisi üniversite tercihinde etkili olmuş.

Tutkusunun peşinden gitti cevheri mücevhere dönüştürüyor

KIRILMA KAPALIÇARŞI’DA

Dokuz Eylül Üniversitesi Maden Mühendisliği’ni 2003’te kazanmış. Tabii bu süreçte boş da durmamış. Altın madeninde de çalışmış, yerin altında da. Elektronik ve teknolojik eşya perakendeciliği yapan zincir bir mağazada fotoğraf makinelerinin promosyon elemanlığını yapmış. Madenciliğin çok da kendisine hitap etmediğini düşünerek odağını teknik satış ve pazarlamaya yönlendirmiş. Üniversitenin ardından askerlik görevini yapan Can Okyay, dönüşte ise tıbbi görüntüleme sistemlerinin satışıyla ilgilenmiş. Lastik sektöründe faaliyet gösteren uluslararası bir şirketten gelen teklifle de kariyerinde yeni bir dönem hayat bulmuş. Önce Konya’da İç Anadolu satış temsilciliği, ardından da İzmir’de bölge yöneticisi olmuş. 2011’de ise genel merkeze geçerek İstanbul macerası başlamış. Kariyer basamaklarını bire birer çıkan Can Okyay’ın İstanbul’a gelmesiyle birlikte yolu Kapalıçarşı’yla kesişmiş. ‘Kırılmam burada yaşandı” diyor ve ekliyor Can Okyay:

Haberin Devamı

YENİ BİR YOLCULUĞA ÇIKTI

“Üniversite yıllarında İzmir Kemeraltı Çarşısı’nda tanıştığım bir ustadan zaman zaman bilekli benzeri isteklerim oluyordu. Bir süre sonra Mehmet Usta’ya ‘bunları ben yapabilir miyim? diye sormaya başladım. O da ‘yapabilirsin’ deyip bana kullanmadığı malzemelerini gönderdi. Yıl 2012… 1,5 yıl metalleri döverek şekillendirmeye çalıştım. Benim klasik klasik otomotivlere de ilgim var. 70’lerin Amerikan araçlarını restorasyonu yapıyordum. Kaportacı bir ustayla tanıştım. Usta; bulamadığımız bazı parçaları döverek, ateşle şekillendirerek kendisi yapıyordu. Bu manzara da beni etkiledi. Bu aşamada yolum bir kalemkar ustasıyla da kesişti. 1,5 yıl onu izledim. Evimin bir odası atölyeye dönüştü ve hobi amaçlı çalışmalarım oldu. İş seyahatlerimi uzatarak, cevheri mücevhere dönüştüren sanatkarların işlerini inceledim. Bakır, pirinç, bronzdan sonra gümüşle de çalışmaya başladım. Usta-çırak ilişkisiyle kendimi geliştirdim. Pandemi döneminde herkes gibi ben de eve kapandım. Bu süreçte çok düşünme fırsatım oldu ve üst düzey yöneticisi olduğum uluslararası şirketten ayrılma kararı aldım. Tabii çevreden büyük bir tepki geldi ama ben hobimin peşinde yürüme kararı aldım. Tüm kariyeri ve İstanbul yaşantısını geride bırakarak, sadece anısı olan birkaç eşya, tezgah ve ustamın hediyesi aletlerle Bodrum’a yerleştim. Daha da münzevi ve sakin bir hayat arayışı beni Urla’ya savurdu… Bugün burada tasarımlarımla bir değer yaratmaya çalışıyorum.”

 

 

Haberin Devamı

HİKAYEDEN KİŞİYE

ÖZEL TASARIMA

 

CAN Okyay, ağırlıklı erkekler için el yapımı yüzükten bilekliğe çeşitli takılar tasarlıyor. Urla’daki atölyesinde tamamen elde, geleneksel, çevre dostu tekniklerle tasarımdan son noktasına kadar farklı madenlere iç dünyasını, hislerini, özel bulduğu hikayeleri işliyor. Süreç içinde daha çok kişiye özel tasarımlara yönelen Can Okyay, “Burada bana anlatılan hikayeye göre hareket ediyorum. Bu hikayeler de bir eşi daha olmayacak elde yapılan mücevhere dönüşüyor. Tasarımlarımın yüzde 80’i kişiye özel” diyor.

Tutkusunun peşinden gitti cevheri mücevhere dönüştürüyor

 

 

HEDEFTE KALEMKARLIK VAR

 

GELECEK planları arasında işini daha da geliştirmek olan Can Okyay, bunun için gemoloji alanında yüksek lisan yapmayı planlıyor. Okyay, şöyle diyor:

Haberin Devamı

"İşimi geliştirmek adına müze gezilerinden usta ziyaretlerine birçok planım var. Bilimsel tarafta da işi geliştirmek istiyorum. Kalemkarlık alanında da iyi bir noktaya gelmek planlarım arasında. Makineden uzak sanatımda ilerlemek hedefim. Belki sanat tarihi okurum ileride. Geleneksel el oyması kayıp mum tekniği kullanıyorum. Materyal olarak ağırlıklı gümüş ve altınla çalışıyorum. Yani bize ham olarak gelen malzemeyi bir değere dönüştürüyorum” diyor.

 

KISA KISA

* Can Okyay, kendi isim ve soyadıyla markalaşma yoluna gitmiş. Referans sistemiyle iş yapmayı tercih eden Okyay, “Instagram ve kendi internet sitem üzerinde tüketiciyle iletişim kuruyorum. Shopier kanalıyla da 30 ürünüm satışta” diyor.

Haberin Devamı

* Can Okyay’ın müşterileri arasında ünlü isimler de bulunuyor. Okyay, şu bilgileri paylaşıyor: “Ayşe Kucuroğlu’na bronzdan bir Helen tacı yaptım. En çok çalıştığım isim ise ünlü sanatçı Emre Altuğ… Emre Altuğ, takıları çok seviyor. Somer Şef bir başka isim. İş dünyasından da isimler var” şeklinde konuşuyor.

* Can Okyay’ın el emeği mücevherlerinden oluşan “Etki” sergisi de bu yıl 9-23 Ocak’ta sanatseverlerle buluşmuş. UrlaDam’da gerzekleşen sergide Okyay’ın uzun süren tasarım süreci ziyaretçilerin beğenisine sunulmuş.

Yazarın Tüm Yazıları