Meslek hayatına yurtdışında devam etme kararı alır. Ancak kızının başka ülkeye gitmesine razı gelmeyen kayınpederinin engeline takılır. Esat Ünlü de onun yanında ticareti öğrenir. 1986’da ise elektrik malzemesi ticareti üzerine kendi şirketini kurar. Zamanla da üretime odaklanır. Esat Ünlü, kurduğu Barem Aydınlatma ile bugün proje odaklı iç ve dış mekanların aydınlanmasına katkı sağlıyor. İkinci kuşağın da işe dahil olmasıyla markalaşma atağı başlatan Esat Ünlü’nün gündeminde Avrupa’da büyüme var.
ESAT Ünlü... Zorunluluktan da olsa hiç bilmediği aydınlatma sektörüne adım atan ve bu alanda basamakları birer birer çıkan bir girişimci. Çok hızlı gelişen sektörde farkındalık yaratarak başarıyı yakalayan bir isim. Barem Aydınlatma’nın kurucusu Esat Ünlü ile girişimcilik serüvenini, ikinci kuşaktan Emre Ünlü ile de gelecek planlarını konuştuk. 1952 Manisa Alaşehir doğumlu olan Esat Ünlü, 1958’de babaannesinin isteğiyle İzmir’e taşındıklarını anlatarak, şöyle devam etti:
KAYINPEDERİ ENGEL OLDU
YEŞEREN Okulları... Özel eğitim sektörünün yeni aktörü gibi görünse de geçmişi dershane ve etüt merkezlerine dayanan bir kurum. “Yeni teknolojilere uyum sağlayan, insan haklarına saygılı, çağdaş, hoşgörü sahibi ve kültürlü bireyler yetiştirmeyi misyon olarak belirledik” diyen Yeşeren Okulları’nın kurucularından Onur Paydaş, Recep Karasu ve Rıza Hançer ile hem okulunun kuruluş hikayesini hem eğitimde uyguladıkları farklılıklarını hem de gelecek planlarını konuştuk.
EĞİTİM KOÇU OLDULAR
Her şeyin üniversite öğrencisi oldukları yıllarda başladığını anlatarak söze başlayan Rıza Hançer, “Öğrenci evimizin salonunda, şimdiki ortaklarımızdan biri olan Ahmet Tiryaki ile matematik alanında özel ders vererek ilk adımı attık. 2006 gibi şu anki neslin eğitim koçlarına ihtiyacı olduğunu fark ederek, bu işe girme kararı aldık. İşimizi iyi yapınca da belirli bir çevre edindik. Sonra yollarımız Onur Paydaş ve Recep Karasu ile kesişti. Ve bu dörtlü, özel dersle başlayan süreci önce etüt merkezine sonra dershaneye taşıdı. Burada da sadece ders vermenin yanında öğrenciyle iyi bir iletişim kurduk ve başarılar gelmeye başladı. Dershanelerin kapatılma süreciyle, bir hayalimiz olan özel okulu hayata geçirdik. Ortaokul ve lise alanındaki tecrübemizle 2015’te bu iki alanda 126 öğrenciyle eğitim vermeye başladık. Bir yıl sonra bu sayı 300’e çıktı. 2017-2018 eğitim-öğretim döneminde ise anaokulu ve ilkokulu bünyemize ekledik” diyerek, Yeşeren Okulları’nın kuruluş hikayesini paylaştı.
YAŞAYARAK ÖĞRENİYORLAR
“Önceliğimiz öğrenciye okulu sevdirmek” diyen Onur Paydaş ise kurumun eğitim alanındaki farklarını şöyle paylaştı:
GAYRİMENKUL sektörü 2017’yi de büyümeyle kapattı. Türkiye’de 11 ayda satılan 1 milyon 276 bin 342 konutun 195 bin 107’si Ege’nin 7 kentinde alıcı buldu. 2016 Ocak-Kasım döneminde Ege’de 180 bin konut satılmıştı. Bir önceki döneme göre yüzde 5’lik büyümeyle 75 bin 879 konut satışıyla Ege’nin lideri, Türkiye’nin üçüncüsü yine İzmir oldu. Son dönemde İstanbul ve Ankara’dan aldığı göçle dikkatleri üzerine çeken İzmir, 2018’de de gayrimenkul sektöründe hareketli bir yıl yaşamaya hazırlanıyor. Özellikle 2017’nin son çeyreğinde yatırımda gaza basan yerel ve ulusal marka konut üreticileri, 2018’de de boş durmayacak görünüyor.
İstanbul’un tek alternatifi
Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, 2017’de toplamda 13 projeyi bir arada yürüttüklerini belirterek, “Teslim ettiklerimiz dahil, 13 projenin bugünkü toplam yatırım değeri 1 milyar 210 milyon dolar. Folkart 2016’ya göre geçen yıl yüzde 35 oranında büyüme gösterdi. 2017’yi tahminlerimizin üzerinde kapattık. Çok iyi bir yıl geçirdik ve 500 milyon lira ciroya ulaştık. Sektörle karşılaştırma yaptığımızda çok olumlu bir rakam. 2018’de bu büyümeyi istikrarlı şekilde sürdüreceğiz. İzmir çok güzel bir pazar. İstanbul’da ise çok ciddi arz sorunu var. Satılmayı bekleyen yaklaşık 450 bin konut bulunuyor. Bu da Konya’nın toplamında bulunan konut sayısı kadar. Bu arz fazlası İstanbul için ciddi handikap. İzmir’de yılda 30 bin konut arzı ve bu kadar da talep var. İzmir, İstanbul’un tek alternatifi” görüşünü paylaştı.
Hedef 300 milyonluk ciro
Ticari iştahını kırmayan babası da bir süre sonra pazarda tezgah açar. Hayatı babasının ticaretten kazandığı ile emekli parasını bir tanıdığına borç vermesiyle değişir. Serdar Deniz o para gelmeyince İzmir’de bir kafede hem garsonluk, hem de temizlik görevlisi olarak ailesine destek olur. Basamakları birer ikişer çıkan Deniz, profesyonel olarak kahve sektöründe önemli işlere imza atar. Zamanla ortaklı yapıyla kendi işini kurar, markayı büyütür ve satar. Zincir mağazalara danışmanlık verir. 2016’da kızına miras için yine ortaklı bir yapıyla 1453 Osmanlı’yı kurar. 1 yılda 16 şubeye ulaşan Serdar Deniz şimdi de yurtdışında şubeleşme atağı başlattı. İlk mağazasını Nijerya ile Kuveyt’te açmaya hazırlanan Deniz’in gündeminde farklı konseptlerde yeni markalar var.
SERDAR Deniz... Ticari kabiliyetiyle iyi günde de, kötü günde de geliştirdiği çözümlerle farkındalık yaratan bir isim. Hem profesyonel olarak çalıştığı, hem de kendi markalarını kısa sürede zirveye taşımayı başaran bir girişimci. 1453 Osmanlı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Deniz’le girişimcilik serüveninden gelecek planlarına kadar birçok konuyu konuştuk. Madenci bir babanın 1986 doğumlu oğlu Serdar Deniz, çocukluk yıllarından itibaren ticarete karşı bir yatkınlığı olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:
Evden kaçıp simit sattı
“Babam Soma’da madende tekniker olarak çalışıyordu. Ve orada cumaları memleketi olan Erzurum’dan getirdiği peynir, bal ve tereyağını satıyordu. Ben de kime ne verdiğini not ederek ona yardım ediyordum. Babam ekonomik durumumuz iyi olduğu için çalışmamı istemezdi. Ama ben yazları sabah 05.00’te evden kaçıp arkadaşlarımla simit satmaya gidiyordum. Bunu babamla kavga etsem de birkaç yaz devam ettirdim. Baktı olmuyor, beni pazarcı bir arkadaşına emanet etti. Denizli’den getirttiği havluları pazarda satmaya başladım. Lise yıllarında da internet kafede çalıştım.”
2018’de anaokulu, ilkokul ve ortaokulun yanına liseyi de eklemeyi planlayan Kurt’un gündeminde şubeleşmek var.
DENGE Okulları... Çocukların mutluluğunu eğitimin temeline yerleştiren bir kurum. Bir yandan yetenek odaklı, öte tarafta ise kazanım temelli eğitim sistemini benimseyerek yoluna devam eden bir okul. “Kendine güvenen, potansiyelinin farkında olabilen, üreten, zihinsel, ruhsal ve bedensel olarak mükemmel dengeyi yakalamış, ülkesini geliştiren, dünyayı değiştiren bireyler yetiştirmeyi amaçlıyoruz” diyen Denge Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Alaaddin Kurt ile hem 4 yılda geldikleri noktayı hem gelecek planlarını hem de sektörü konuştuk.
PAHALI OLMAK ZORUNDA DEĞİL
İlkokulu dahi okuma olanağı bulamayan babasının, ‘Atamız iki ordu kurmuştur. Birincisi Türk ordusu, ikincisi ilim irfan ordusu’ sözüyle öğretmen olmaya karar veren Alaaddin Kurt, 1985’te bir dağ köyünde öğretmen olarak eğitim sektörüne ilk adımı attığını belirterek, şöyle devam etti:
“Öğretmenliğin ardından, Türkiye’de sınavla atanan ilk okul müdürlerinden oldum. İzmir Konak’ta Milli Eğitim’de şube müdürlüğü yaptım. Daha sonra emekli oldum. Ve sektörün özel tarafında kariyerime yön verme kararı aldım. Ve 6 eğitimci arkadaşımla birlikte 4 yıl önce Denge Okulları’nı kurduk. O dönem sektör bu kadar hareketli değildi. ‘İyi bir özel okul pahalı olmak zorunda değil’ mantığıyla yola çıktık. Anaokulu, ilkokul ve ortaokul olarak 210 öğrenciyle eğitim-öğretim serüvenimiz başladı. Bir yıl sonra ise 450 öğrenciye ulaştık.”
İZMİR’in önde gelen işadamlarının ortaklığında kurulan Mistral Yapı Gayrimenkul’ün ilk projesi olan Mistral İzmir’de yaşam başladı. 2012’de kurulan ve 14 Mart 2016 tarihi itibariyle Sermaye Piyasası Kurulu’ndan gerekli izinleri alarak GYO statüsü kazanan Mistral GYO A.Ş.’nin İzmir Bayraklı’da hayata geçirdiği projede konut-ofis-otel-açık hava çarşısı ve yaşam merkezi konsepti dikkat çekiyor. Mistral GYO Yönetim Kurulu Başkanı Önder Türkkanı, Mistral İzmir’de gelinen son durumu ve gelecek planlarını değerlendirdi.
Çarşı hareketlendi
“Mistral İzmir örneği başarılı olmalı ki, yeni işler için heveslenelim” diyen Türkkanı, “Dövizdeki hareketlilik, siyasi olaylara rağmen yapı şu ana kadar çok iyi gitti. 30 mağazanın yer aldığı çarşı hareketlenmeye başlandı. Bunun ilk adımını modern spor, spa ve fitness merkezlerinden biri olan Carrera Mistral’le attık. Bir fenomen haline gelen Köfteci Yusuf açıldı. Köfteci Yusuf buraya çok özel butik bir şubeyle geldi. Çok özel bir kahveci olan MOC, İzmir’deki ilk şubesiyle projede yerini aldı. Birkaç ay içinde çarşıda kaliteli yemeğin, sporun, sanatın ve eğlencenin odağındaki tüm mağazalar dolacak” diye konuştu.
O kültür canlanıyor
EGS sonrası İzmir’de çok ortaklı kültürünün büyük bir hayal kırıklığı yarattığına dikkat çeken Önder Türkkanı, “Bu yapıyı tersine çevirmek için çalışıyoruz. Bunun ilk adımını da İzmir Alsancak Limanı’nın özelleştirme sürecinde yaptık. İzmirli iş insanları kaç yıl önce liman için 1 milyar dolarlık teklif verdi. Kazanamadık ama kazanmayarak da ne kadar doğru yaptığımız ortaya çıktı. 2012’de de aralarında Lucien Arkas, Haydar İnaç, Tufan Ünal, Deniz Barçın, Erdoğan Atay Holding A.Ş. gibi önemli iş insanları ve şirketlerin yer aldığı yapıyla Mistral Yapı kuruldu. Biz farklı alanlarda da bu ortaklık kültürünü canlı tutmak adına adımlar atmaya devam edeceğiz. İnşaat özelinde ise araştırmalarımız sürüyor” görüşünü paylaştı.
Türkiye’ye döndüğünde meslek okullarında öğretmenlik yapar. Zübeyde Nacar, eşinin görevi nedeniyle geldiği İzmir’de kadrosu çıkmayınca yeni arayışlara girer. Sağlıklı güzellik hizmetine eğitimi de ekleyerek 1994’te ESSİ’yi kurar. Bir yandan güzellik ve estetik alanında çalışan Nacar, öte taraftan da yetiştirdiği uzmanlarla sektörü büyütür. Zübeyde Nacar, 2010’da franchise sistemiyle büyüme kararı alır. Bugün 36 şubeye ulaşan Nacar, şimdi de kozmetik alanında üretime hazırlanıyor. İnşaat Mühendisi olan Zübeyde Nacar, 2018’de ise ESSİ’yi İngiltere, Katar, Kıbrıs ve Almanya’ya taşımaya hazırlanıyor.
ZÜBEYDE Nacar... Yaklaşık 24 yıl önce Türkiye’de adı dahi konmayan güzellik ve estetik sektörünü büyüttüğü gibi aynı zamanda kendi rakiplerini de yaratan bir girişimci. ESSİ Güzellik-Estetik-Kozmetik-Eğitim’in kurucusu ve genel müdürü Zübeyde Nacar ile hem girişimcilik serüvenini, hem de gelecek planlarını konuştuk. Yozgat doğumlu olan Zübeyde Nacar, babasının işçi olarak gittiği Avrupa’nın yolunu tutar. Zübeyde Nacar, şöyle devam etti:
İŞİN EĞİTİMİNİ ALDI
ÖZEL Rota Koleji... Daha iyi bir dünya hedefi olan bireyler yetiştirmek amacıyla yola çıkan bir eğitim kurumu. “Öğrencileri hayat boyu öğrenmenin önemine inandırarak motivasyonu yüksek bireyler olarak yetiştirmek temel ilkemiz” diyen Özel Rota Eğitim Kurumları’nın Kurucu Temsilcisi ve Genel Müdürü Kadir Açıkbaşlar ile kurumun kuruluş hikayesinden gelecek planlarına ve sektörün genel durumuna kadar birçok konuyu konuştuk. Beden eğitimi öğretmeni olan Kadir Açıkbaşlar, şöyle devam etti:
627 ÖĞRENCİDEN 1.590’A
“İzmir’de farklı özel okullarda görev aldım. 8 sene boyunca çeşitli kademelerde çalıştım. Daha sonra orta gelir grubuna yönelik niteliği üst düzeyde olan eğitim kurumu alanındaki boşluğu fark ettim. Tabii, bunu tek başıma yapmam imkansızdı. Bu fikrimi çevremle paylaştım ve karşılık gördü. Ve eğitime gönül vermiş yaklaşık 50 kişinin ortaklığında Şubat 2011’de Özel Rota Eğitim Kurumları kurulmuş oldu. Eylül 2011’de de Özel Rota Koleji olarak Gaziemir’de Özel Rota Anasınıfı, Özel Rota İlköğretim Okulu, Özel Rota Anadolu Lisesi ve Özel Rota Fen Lisesi ile eğitim ve öğretim hayatına 627 öğrenciyle başladık. Bugün bu sayı bin 590’a ulaştı. 73 olan öğretmen kadromuz da 177’e çıktı.”
ÜRETEN VE SORGULAYAN YAPI