Tek yürek tek bilek

MAÇIN ilk yarısında ikisi Gökhan, birer de Colman ve Umut ile dört mutlak gol şansını kullanamayan Trabzonspor; Yattara’nın sorumsuzluğu, Song’un fizik yetersizliği ve Tayfun’un freni patlamış kamyon dengesizliği ile neden olduğu penaltıyı dışarı atan da Antalyaspor idi.

Aslında ilk 45 dakikanın özeti de buydu. Denizlispor’dan "Kötü oyunun doğal sonuçlar" başlıklı dersini bir hafta önce fena halde alan Trabzonspor, akıllanmış bir görüntüdeydi. Rakibin hücum hevesi de, Karadeniz Fırtınası’nın pozisyon bulma çabasına doğrudan katkı sağlıyordu.

Yattara, savunmasına yardımcı olmama konusundaki sorumsuzluğunu hücumda rakibi geçme ve pozisyona katkı sağlama konusunda da istikrarlı biçimde hayata geçirdi Antalya Atatürk Stadı’nda. Eğer Gineli biraz ciddi ve istekli olsa, topları kaptırdıktan sonra rakibini kovalasa ve ofansif ciddiyeti olsa ilk bölümün, Trabzonspor lehine 3-0 olması işten bile değildi. Ama o, hem etkisiz hem de sorumsuz anlayışıyla kendi takımının orta sahasını da savunmasını da dağıttı. Tayfun, üzerine gelen iki, zaman zaman da üç rakibiyle boğuşmak zorunda kaldı.

Kazanmasa yazık olurdu

Gökhan ile Umut’un atamadığı goller, "Çıldırtan" cinstendi. Atmak yerine çıldırtmak iki oyuncu için zoru seçmekti. Hele bir de Colman’ın "Üst direk çatlatan" şutu vardı. İkinci yarıda, "Bu adam sahada ne yapar?" diye sormaya başladığımız anda Yattara, kendi yarı alanından aldığı topu, 55 metre taşıyıp arka direğe koşu atan Umut’un kafasına postaladı ve golün asistine imza attı. "Ben, bu işi yaparım" diyordu Yattara. Yıldızlar, böyleydi işte...

Umut, gerek maç boyu inanılmaz çabası gerekse attığı golün getirdikleriyle Trabzonspor için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu ortaya koydu.

Doğrusu yazık olurdu, 7 net gol pozisyonuna girip kazanamamak. Böylesine mücadele verip, yenilmek ve "Antalya’da kolbastı yapamamak." Zor ligde, zirve yürüyüşü, sürdü Trabzonspor’un. Sylva’dan Gökhan’a kadar tüm oyuncularının ortak inancı ile. Selçuk kötü de oynasa, Yattara görevini tam anlamıyla yapmasa da Trabzon kazanıyor.

Ve "Tek yürek, tek bilek" yürüyor zirveye...
Yazarın Tüm Yazıları