Paylaş
Ancak ”Çıkmayan candan umut vardır” diye bir deyimin de gerçekliği inkar edilemezdi. Canın çıkmadığının bir kanıtı olmalıydı ama o yoktu Trabzonspor’da. Maçı çevirecek, turugetirecek 3 farklı galibiyeti kazandıracak oyuncu da yoktu, takımda.
Son dönemin kötülerinden Egemen, küçük bir sakatlığın da katkısıyla yedekliğe mahkum olmuştu. Tjikuzu, Ceyhun; Umut da Gökhan Ünal ile nöbet değişimindeydi. Değişen sadece isimlerdi.
Savunması, orta sahası ve forveti arasında ciddi biçimde Senkron Sorunu yaşayan bordo mavililer, tur için gerekli organizasyondan uzaktı. Barış Memiş, bir iki pozisyon dışında solbeke teslim oldu. Soldan gelen yoktu, Alanzinho da sahada. Gökhan ise Fransızların arasında kaybolup gitti, bir de inanılmaz gol kaçırıp, turu çimlere gömdü.
Kazanmak için bir şeyler yapmak gerekiyordu, UEFA Ligi için de çok şey.
İlk yarıyı boş geçirip, ikinci yarıda Alanzinho-Umut değişikliği ardından gelen Ceyhun golü dışında turu geçmek için gerekeni yapmadı Trabzonspor. Sahanın en iyileri, kaleci Slyva, Song ve Giray idi. Anlayın gerisini.
Diyarbakırspor maçıyla başlayan çöküş, Toulouse ve Manisaspor maçlarının ardından uçup giden UEFA umuduyla zirve yaptı.
Bu durum, hem futbolcular hem de teknik kadrosunun ciddi biçimde sorgulanmasını gündeme getirdi.
Ve sıra, hızla yönetime geliyor.
Paylaş