YA puan durumuna bakmayı unutmuşlardı ya da üst üste iki hafta kazanmanın yeterli olduğu gibi yanlış bir ortak fikri vardı Trabzonspor takımının. Ligin son 3 haftasının final olduğu gerçeğini unutmuşlardı belki de.
Nedeni ne olursa olsun, tatil öncesi son gün çalışanları gibiydiler. Rehavete girmeye hazır, potansiyel tatilciler gibi.
Yattara, 21. dakikada sakatlandığını söyleyip çıktı. Yerine giren Alanzinho, bir pozisyon dışında kayıptı. Gökhan ile Umut, 5 kişilik defansın arasında yüzme bilmeyen Orta Anadolu çocukları gibi çırpınıp durdu.
Kaleci Slyva’nın yakaladığı her topu, Ömer Erdoğan’ın kafasına şişirmesini kendi bile açıklayamazdı. Hele bir Colman vardı ki sahada.. Bu Colman, saha içindeki grev gözgüsü gibiydi. Devre arasındaki Horon ve Kolbastı ekipleri, Arjantinliden fazla efor harcadı. Ahmet Özen’in derin hoşgörüsü ile 45 dakika sahada kaldı.
Ferhat ise rakibi savunma yerine, hatalarıyla Tayfun ve Hüseyin’in fazla mesai yapmasına neden oldu.
Akıllı yerden oynayıp, iki kanttan topu rakip alana taşıyan ve Sercan-Shin Rok ikilisini kaleye yollayan Bursaspor karşısında iki buçuk pozisyon dışında etkinlik sağlayamadı bordo mavililer.
İkinci yarıda hakem şov vardı. Hüseyin Göcek, çaldığı ve çalmadığı düdüklerle hem iki takım hem de maçın önüne geçti.
Arkadan faullere normal, sert hareketlere zararsız faul muamelesi yaptı. Ivankov’un ceza alanında Gökhan Ünal’a yaptığı harekete penaltı çalınmaması için 10 kusurlu hareketin tanımının değişmiş olması gerekiyordu. Ama henüz değişmemişti.
Alanzinho’ya Kirita’nın yaptığı faul ise ceza çizgisinin hemen dışında idi. Belki de tek doğrusu buydu Göçek’in...
Sonuçta Bursa kalecisi Ivankov’un yıldızlaştığı, pas yapmayı beceremeyen Trabzonspor’dan ise Egemen ve Hüseyin’in öne çıktığı maçta Gökhan’ın son dakika füzesiyle üç puanı aldı.