Tam Gün Yasası’nın getirdiği önemli sorun

KAMUOYUNDA “Tam Gün Yasası” olarak bilinen ve birçok kanunda değişiklik yapan 5947 sayılı Kanun, 30 Ocak 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Kanun, özü itibarıyle hem özel de hem de kamuda çalışan hekimlere birkaç istisnai durum hariç sadece bunlardan birinde çalışma zorunluluğu getiriyor.

Haberin Devamı

Dolayısıyla kamuda çalışıp hem de muayenehanesi olan veya özel sağlık tesislerinde çalışan hekimler bir seçim yapmak zorundalar. Bu seçimlerini de 2010 Temmuz sonuna kadar yapmak durumundalar...

Bu seçimi yapacak olan hekimler önemli bir yol ayrımında olup, emekliliğine kısa bir süre kalmış olanlar doğal olarak “Emekli İkramiyeleri”ni de almak istiyorlar.

Ancak, ortada önemli bir sorun var.

6 ay sonra hekimler nasıl çalışacak

“Tam Gün Yasası”nın Resmi Gazete’de yayımlandığı 30 Ocak 2010 tarihinden 6 ay sonra yürürlüğe girecek hükümlerine göre hekimlerin çalışma ilişkileri şu şekilde olacak:

Kamuda çalışanlar kamu dışında herhangi bir yerde muayenehane, işyeri hekimliği vb. şekilde hekimlik meslek icrası yapamayacaklar.

Vakıf üniversitelerinde çalışan hekimler, üniversite dışında çalışabilecek, ancak kendi branşlarında SGK ile anlaşma var ise, SGK ile anlaşmalı sağlık kuruluşlarında; kendi branşlarında SGK ile anlaşma yok ise SGK ile anlaşması bulunmayan kuruluşlarda ve kendi muayenehanelerinde çalışabilecektir. 

Mahalli İdareler ile kurum tabipliklerinde çalışan ve döner sermaye ek ödemesi almayan tabipler, muayenehaneleri var ise kapatacak, özel bir sağlık kuruluşunda çalışıyor ise, hizmet akdini fesh edecektir. Bu hekimler kamu görevlerinin dışında yalnızca işyeri hekimliği yapabilecektir. Ancak, döner sermayeli sağlık kuruluşları da kurumsal olarak işyeri hekimliği hizmeti vermeye başlayacaklardır.

Özel muayenehanesi olan hekimler, SGK ile anlaşmalı bir sağlık kuruluşunda çalışıyorlarsa iş akitlerini fesh edecek ya da muayenehanelerini kapatmak zorunda kalacak. Bu hekimler, muayenehanelerinin yanı sıra yalnızca SGK ile anlaşması olmayan özel sağlık kuruluşlarında çalışabilecektir.

Adli Tıp Kurumu’nda çalışan hekimler de Adli Tıp Kurumu dışındaki hekimlik icrasını sona erdireceklerdir.

Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında bulunan asker ve sivil hekimler, kamu görevinin yanı sıra yaptıkları serbest meslek icrasını sona erdirecektir.

Haberin Devamı

Kamudan ayrılmayı düşünen hekimler

Kamuda çalışanlar aynı zamanda muayenehanesinde veya özel sağlık tesislerinde çalışamayacağı için bir tercihte bulunmak durumundalar. Tercihlerini kamudan ayrılarak sadece özel sektörde çalışmak şeklinde kullanmak isteyenlerin bu kararlarında, bugüne kadarki çalışmaları sebebiyle ileride emekli olduklarında SGK’dan emekli ikramiyelerini alıp alamayacakları etkili olmaktadır. Belirtelim ki, son defa 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’na tabi bir görevden emekliye ayrılmayanlara “Emekli İkramiyesi” verilmiyor. Yani, kamuda çalışan hekimler istifa ederek özel sektöre geçerler ise bugüne kadarki 15-20 yıllık çalışmalarının karşılığı olan emekli ikramiyelerini alamama riski ile karşı karşıyalar... Örneğin; 20 yıl boyunca Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir hastanede hekim olarak çalışarak, tam gün yasası uyarınca istifa edip özel bir hastaneye geçen kişi, sonrasında hizmet birleştirmesiyle beraber 506 sayılı Kanuna (Eski SSK) göre emekli olur ise, 20 yıllık çalışmasında ötürü emekli ikramiyesini alamayacaktır. Sırf sonunda, Emekli Sandığı’na tabi bir görevden emekliye ayrılmadı diye...

Haberin Devamı

Hekimler 5 Haziran’dan önce ayrılmayın

Anayasa Mahkemesi’nin konu ile ilgili bir kararı var, umut verici, ama yetmiyor. Ayrıca kanuni bir düzenleme yapılması gerekiyor. Kanun koyucu aşağıda anlatacağımız değişikliği daha önce yapmaz ise, kamudan ayrılacak hekimlerin 5 Haziran 2010’dan önce ayrılmamalarını tavsiye ederiz... Çünkü aşağıdaki iptal kararı 5 Haziran 2010’dan sonra yürürlüğe girecek...

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı

Anayasa Mahkemesi kendisine yapılan başvuruyu incelemiş ve 2829 sayılı Kanunun 12. maddesindeki, “son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve...” ibaresini iptal etmiştir. İptal kararı 5 Haziran 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Ancak, karara göre iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir  yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Yani, 5 Haziran 2010’dan sonra bu şekilde istifa edip de farklı statüde çalışmaya başlayanlar hangi kanun hükümlerine göre emekliye ayrılırsa ayrılsınlar, istifa etmeden önceki çalışma sürelerine tekabül eden ikramiyelerini alabilecekleri beklenebilir... Ama bu tarihten önce istifa etmiş olarak ayrılanların ikramiye almalarına engel bir durum var...

Mahkeme kararının niteliği

Belirtelim ki, eskiden istifa etmiş olanlar için bu yol kapalı. Zira, Anayasa Mahkemesi kararları etkisini ileriye doğru gösterir geriye doğru değil. Dolayısıyla eskiden devlet memurluğundan istifa etmiş olanların bu haktan yararlanabilmeleri, bir kanuni düzenleme yapılmasını gerektirmektedir.

Haberin Devamı

Gözden kaçan başka bir kanun hükmü!

Anayasa Mahkemesi’nin sözü edilen iptal kararına rağmen, benzer bir hüküm, 2008 Ekim başından geçerli olmak üzere 5434 sayılı Kanuna ek 82. madde olarak ilave edilmiştir. Buna göre;
“1 Ekim 2008’den sonra ilk defa 4. maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanlardan; 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen sigortalılık hallerinin birden fazlasına tabi olarak çalışmış olmakla birlikte, anılan Kanun hükümlerine göre aylık bağlandığı sırada son defa uzun vadeli sigorta kolları açısından 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmakta olanlara,  Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, 5510 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (21) numaralı bendinde belirtilen kamu idarelerinde aynı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında geçen uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süreleri esas alınarak emekli ikramiyesi ödenir” denilmiştir.

Görüldüğü üzere, emeklilik ikramiyesi ödenmesinde, 1 Ekim 2008’den sonra ilk defa devlet memuru olanlar açısından da son defa 4/c statüsünde (devlet memuru olarak) sigortalı çalışanlara emeklilik ikramiyesi ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Yasa koyucunun yaklaşımı Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği hüküm ile paralellik taşımaktadır. Dolayısıyla ortaya çelişik bir durum çıkmaktadır. Yasa koyucunun hem eskiden beri memur olanların hem de 2008 Ekim’den sonra memur olanların haklarını korumak için Anayasa Mahkemesi kararında sözü edilen hususları dikkate alarak yeni bir düzenleme yapması gerekmektedir.

Yazarın Tüm Yazıları