GEÇTİĞİMİZ günlerde, 1 Ekim 2008’de yürürlüğe girecek olan 5510 sayılı Kanun ile sürpriz yaşaması muhtemel olanları bu köşeden uyarmıştık.
Bunun üzerine çok sayıda e-posta aldık. Belirsizlik sürüyor ve çoğunluk kendi özel sorununa çözüm arıyor. Öyle ki; sigortalı değil de "ip canbazlığı" yapacağımız bir zaman diliminden geçiyoruz. Biz de, yurttaşlarımızın durumlarını gözden geçirmeleri için bu konuyu bir kez daha ele almayı uygun gördük.
Şirket ortaklarının durumu
Halen ya da 1 Ekim’den sonra şirket ortağı olacaklar, Kanunun 4/b maddesi kapsamında sigortalı sayılmaya devam edecekler. Burada bir değişiklik yok. Sorun da yok.
Sorun, geçmiş dönemde şirket ortağı olduğu halde kendi işyerlerinde bir biçimde SSK’lı olarak kendini bildirenlerle ilgili.
Gerçekten de, eski kanunlar uygulama döneminde, işçi olarak çalıştığı işyerinde/şirkette SSK’lı olanlar, sonradan o şirkete (A.Ş., LTD. gibi) ortak olduklarında hiç ara vermeksizin Bağ-Kur’a geçmeden SSK’lılıklarını kendi işyerlerinden devam ettirebiliyorlardı. Bu uygulama ise 16-60 Ek sayılı SSK genelgesinden kaynaklanıyordu.
1 Ekim 2008’de bu uygulama sona eriyor.
Yani şirket ortakları, kendi işyerlerinden 4/a kapsamında başka bir söyleyişle eski SSK’lı statüsünden sigortalı bildirilemeyeceklerdir. Gerçekten de 5510 sayılı Kanunun 53. maddesi ikinci fıkrasında açıkça; "4’üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler" denilmektedir.
Esasen bu düzenleme bu noktadaki tüm tartışmayı da sona erdirmektedir.
Önce başlayan sigortalılık ilişkisi dikkate alınmayacak mı?
İşçi olarak çalıştıkları işyerlerine/şirketlere sonradan ortak olanların, ilk sigortalılık ilişkisi SSK sigortası kapsamında olduğundan, 1 Ekim’den sonra da 4/a’lı olmaları gerektiğine işaret eden yorumlar da yok değil. Bizce bu yorum biraz zorlama ve 5510 sayılı Kanunun 53. maddesi birinci fıkrasındaki "genel düzenlemeye" dayandırılmaktadır.
Söz konusu düzenlemede, "Sigortalının, 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır" denilmektedir.
Bu düzenleme aynı ayda birden fazla statüde çalışanların durumuna açıklık getirmektedir. Ve şirket ortağı olduğu işyerinden SSK’lı bildirmeye de olanak vermemektedir. Kaldı ki, yukarıda yer verdiğimiz iki fıkranın birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, ne kanunda ne de uygulama yönetmeliğinde herhangi bir geçiş hükmüne de yer verilmemiştir.
Şirket ortakları ne yapabilir?
Bu durumda olanların, eski SSK sigortalılıklarını (4/a) devam ettirmek istemeleri şüphesiz daha erken emekli aylığı bağlanması olanağından kaynaklanmakta. Şirket ortakları eski Bağ-Kur Kanunu uyarınca 7000 gün veya 9000 gün ile emekli olurken, sigortalılık başlangıcına göre farklılık arzetmekle birlikte diyelim; eski SSK Kanunu hükümlerine göre 5000, 5600 gibi gün sayıları üzerinden dahi emekli olunabilmektedir.
Böyle olunca, hak kaybına uğramak istemeyenlerin, 1 Ekim 2008 sonrası, 4/b statüsünde kalma sürelerini iyi hesap etmeleri gerekmektedir. Emeklilik tarihlerinden geriye doğru son 7 yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili olarak 3,5 yıl 4/a (eski SSK) kapsamında sigortalı olunur ise yine eski SSK Kanunu hükümlerine göre nisbeten daha erken emekli aylığı bağlanması mümkün olabilecektir.