Paylaş
Üniversite hocaları başından beri eleştirdi... Türkçe yazım hatalarından, anlatım bozukluklarına varıncaya kadar... En çok sevenleri de artık “sevmemeye” başladı...
SGK’nın en üst düzeydeki yöneticileri ise “çok kapsamlı” değişiklikler yapmayı planladıklarını geçenlerde açıkladı. 5510 sayılı “sosyal güvenlik reform kanunu” 2008/Ekim ayı itibariyle yürürlüğe girdi, henüz iki yılı bile olmadı, ama demek ki, “çok kapsamlı değişikliklere” ihtiyaç varmış...
İhtiyacı daha en başından görenlerin yanı sıra o günlerde “çok iyi, müthiş” diyenlerin de aynı noktaya gelmiş olması sevindirici...
Bizce de “çok kapsamlı değişiklikler” yapmak gerek...
Öyle ki, sıfırdan yazmak, tüm tarafların görüş ve fikirlerinden yararlanmak ve mutlak surette hem SGK’da yıllarını sosyal sigorta uygulamalarına vermiş olan uzmanlardan hem de üniversite hocalarımızdan istifade etmek lazım...
Reformun atladığı bir sorun daha
Söylenen artık sosyal sigorta kurumlarının tek çatı altında toplandığıydı. Uygulama kanunu da artık bir tane idi... Norm ve standart birliği sağlanmıştı...
Şu örneğe bakarsanız standart birliğinin sağlanmadığını siz de göreceksiniz.
Diyelim; 10 yıldır bir kamu kurumunda memur olarak çalışıyorsunuz, hatta hekimsiniz, tam gün yasası sebebiyle veya başka bir sebeple kamudan ayrılıp özel sektörde çalışmak istiyorsunuz. Tercihinizi de bu yönde kullanıyorsunuz... Buraya kadar her şey yolunda...
Ama...
Memurluktan ayrıldığınız tarihten önce hamile iseniz ve ayrılıp özel sektörde çalışmaya başladıysanız; eğer özelde çalışmaya başladığınız tarihten itibaren 90 sigorta günü geçmeden doğum yaparsanız analık parası alamazsınız.
Ya nasıl olur, ben hep çalıştım, önce memuriyet ve sonra özel sektör çalışmam var, hepsinde de sigorta primim ödendi, neden analık parası alamam demeyin...
Çünkü reform kanunu buna izin vermiyor!
İşyerinden düşen memurun işi de zor
Bazen devlet memurlarının sosyal güvenlikleri açısından daha şanslı oldukları söylenir. Doğrudur da... Ama Ekim/2008 sonrası memur olanlar için aynı şeyi söylemek zor... Bir memurun, sigara içerken çalıştığı kurumun 5. kat penceresinden düştüğünü ve meslekte kazanma gücünü de %35 oranında kaybettiğini varsayarsak... Bu memurun hangi hakkı vardır ya da yoktur? Bir kere bu memura “iş kazasından” gelir bağlanmaz... Zira devlet memurları hakkında kısa vadeli sigorta hükümleri uygulanmaz! Ama, düşen memur değil de işçi statüsünde SSK sigortalısı olsaydı, düşme sonucu meslekte kazanma gücünü değil %35, %10 ve üzerinde kaybetseydi bile iş kazasından ötürü gelir alabilirdi... Hani kimsenin başına gelmemesini dileyelim ama, memur çalışanın bu şekilde düşmesi durumunda sosyal güvenlik kapsamında bir aylık alabilmesi için, çalışma gücünü en az %60 oranında kaybedecek şekilde düşmesi gerekmektedir! Diğer koşulları da var ise, o vakit ancak malüllük aylığı bağlanacaktır... Dedik ya, ip canbazlığı bu iş, hesap işi... Düşerken bile oran hesaplanacak!
İp canbazı olmak gerek!
Böylesi sıkıntılar yaşamamak için adeta ip canbazı olmak gerek!..Bir kere devlet memurları hakkında kısa vadeli sigorta hükümleri uygulanmamaktadır. Yani, iş kazası ve meslek hastalığı, analık ve hastalık sigortası hükümleri yoktur... Dolayısıyla devlet memuru olarak çalışanlar için ilgili kamu kurumu prim öderken, sadece emeklilik ve sağlık primi ödemektedir. Kısa vadeli sigorta primleri ödenmez... Böyle olunca, işten çıkan devlet memuru, özelde çalışırken bu sefer de tüm sigorta primleri ödenir; emeklilik, sağlık ve kısa vadeli sigorta primleri... Özelde ödenen kısa vadeli sigorta gün sayısı da 90 günü geçmez ise, doğum yapan kadın sigortalı analık parası alamaz... Özelde çalıştığı dönemin günleri ile memurken çalıştığı dönemin günleri bu sigorta kolları açısından toplanamaz...
Okuyucularımıza teşekkür
Emekli ikramiyesi bahsi ile ilgili yazılarımız ve en son turist rehberleri ile ilgili yazımız için faks çekip, e-posta atarak bizleri onurlandıran okuyucularımıza teşekkürler.
Paylaş