SOSYAL Güvenlik Reform Yasası’nın 1 Ekim 2008’de yürürlüğe girecek olan sosyal sigorta hükümleri uyarınca hak kayıplarına uğramamak için dikkat edilmesi gereken hususlar var. Son günlerde bize ulaşan ortak sorunlar bu haftaki yazımızın da konusunu oluşturuyor.
A.Ş. kurucu ortakları artık sigortalı değil
Eski Bağ-Kur Kanunu uygulamasında anonim şirketlerin kurucu ortakları da zorunlu olarak Bağ-Kur sigortalısı sayılıyordu. Bu zorunluluk 1 Ekim 2008 itibariyle kalkıyor. Yani artık sigortalı sayılmayacaklar.
Bu durumda, ortaya şöyle bir sorun çıkıyor: Öteden beri A.Ş. kurucu ortağı olması sebebiyle Bağ-Kur sigortalısı olanlar ne olacak? Bunların da sigortalılıkları sona erecek mi?
Bunlar, sigortalılıklarını devam ettirmek istiyorlar ise 1 Ekim 2008’den itibaren altı ay içinde yazılı talepte bulunmaları halinde sigortalılıkları aynen devam ettirilecektir. Aksi halde, altı ay içerisinde talepte bulunmayanların sigortalılıkları ise 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle sona erecektir.
Ortağı olduğu şirkette SSK sigortalısı olanlar
Geçmiş dönemde, birden fazla sosyal sigorta kurumu ve uygulama kanunun olması sebebiyle çalışma statülerinin faklılığına rağmen sigortalı olma halleri karıştırılmaktaydı. Diyelim, şirket ortağı olanlar Bağ-Kur sigortalısı olmaları gerektiği halde, SSK sigortalısı olarak bildirilmişlerdir. Benzer durumda olanların hak kaybı yaşamamaları için de bu fiili durum bir SSK genelgesi ile "yasallık" kazanmıştır.
Ancak, bu süreç artık sona ermektedir. 1 Ekim 2008 itibariyle vergi mükellefi veya şirket ortağı olarak bağımsız çalışanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, yeni 5510 sayılı Kanunun 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında(SSK sigortalısı gibi) sigortalı bildirilemeyeceklerdir.
Dahası evvelden beri bu durumda olanlar için kanunda bir geçiş süresi de verilmemiştir. Yani, öteden beri bir Ltd. şirketi ortağı olmasına rağmen kendini işyerinden SSK’lı olarak bildirenler artık 1 Ekim 2008 itibariyle buna son vereceklerdir. Statülerine uygun olarak, yeni 5510 sayılı Kanunun 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında (eski Bağ-Kur sigortalısı gibi) kendilerini sigortalı bildireceklerdir.
Bu durumda olanlar için geçiş süresi öngörülmemiş olması dikkatli olunmaz ise önemli hak kayıplarına da sebep olabilir. Şöyle; şirket ortağı oldukları halde kendi işyerlerinden kendilerini SSK sigortalısı olarak bildirenler, emeklilik için aranan şartları da SSK Kanununa göre hesaplamışken, 1 Ekim 2008’den sonra ödeyecekleri primler yeni Kanunun 4/b. maddesi kapsamında sayılacağından ve bu süre 3,5 yıldan da fazla olur ise, emeklilik koşulları eski Bağ-Kur Kanununa göre hesaplanacaktır. Diyelim bu durumda olan birisi, 5700 gün sayısı ile emekli olabilecekken, birden 9000 gün sürprizi ile karşılaşabilecektir.
Önerimiz, ya hisse devri yaparak mevcut işyerinden sigortalı (4/a) bildirimleri devam ettirilmeli, ya da şirket ortaklığından çıkıp başka bir işyerinde çalışarak sigortalı (4/a) gösterilmeli.
İsteğe bağlı sigortanın emekliliğe etkisi!
Yeni Kanundaki düzenlemeye göre; isteğe bağlı sigorta primi ödenmiş süreler, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulamasında dikkate alınacak ve bu süreler 5510 sayılı Kanunun 4. maddesi birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edilecektir.
Bu hüküm birçok isteğe bağlı sigortalının emeklilik planlarını etkileyecektir. Çoğunlukla da olumsuz yönde!
Şöyle; isteğe bağlı sigorta primlerinin Kanunun 4. maddesi birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edilmesinden kasıt, eski deyimiyle Bağ-Kur Kanununa tabi sigortalılık süresi demektir. Evvelden beri Bağ-Kur’lu sayılanların emeklilik haklarını düzenleyen ve 5510 sayılı Kanun ile de yürürlükten kaldırılmayan, yani daha yıllarca uygulanacak olan 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununun geçici 10. maddesine göre ise kadın sigortalılar 20 tam yıl, erkek sigortalılar ise 25 tam yıl ile emekli olabileceklerdir.
İşte, evvelden beri SSK isteğe bağlı sigortasına girmiş ve eski SSK Kanununa göre diyelim, 5500 gün ile emekli olacağını hesap eden bir isteğe bağlı sigortalı, 1 Ekim 2008’den itibaren ödeyeceği isteğe bağlı sigorta primleri eski Bağ-Kur Kanunu kapsamında sayılacağından, bu tarihten itibaren 3,5 yıldan daha fazla süre isteğe bağlı sigortada kalır ise 7200 ya da 9000 gün sayısı ile emekli olma zorunluluğu ile karşı karşıya kalabilir.
Dolayısıyla, 1 Ekim 2008’den sonra da isteğe bağlı sigortalılıklarını devam ettirecek olanların, herhangi bir sürprizle karşılaşmamaları için durumlarını gözden geçirmeleri ve ona göre hareket etmekleri yararlarına olacaktır.
SSK isteğe bağlı sigortalısı olduğu halde vergi mükellefi olanlar
Eski Bağ-Kur uygulaması buna imkan tanıyordu. Yani, isteğe bağlı sigortası olanlar vergi mükellefi olsalar bile Bağ-Kur sigortalısı sayılmıyordu. Bu husus zorunlu sigorta ile isteğe bağlı sigorta çatışır ise öncelik zorunlu sigortaya verilir ilkesi ile de uyumlu değildi.
SSK isteğe bağlı sigorta primi ödeyen, sonrada serbest meslek kazancı sebebiyle vergi mükellefi olan bir SM, SMMM Bağ-Kur’a girmiyordu. Bunlar için de 1 Ekim 2008 tarihi önemli.
Bu tarihten itibaren, yeni Kanunun 4/b maddesi kapsamında sigortalı sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4/a maddesi kapsamında sigortalı bildirilemeyeceklerdir.
Dolayısıyla bu durumda olanlar da, 1 Ekim 2008 sonrasında emeklilik hesaplamalarında sürprizle karşılaşmamak için, bu tarihten sonra 4/b statüsünde ödeyecekleri primlerin 3,5 yıldan fazla olmamasına dikkat etmeliler. Aksi halde, diyelim 5400 SSK sigorta günü ile emekli olmayı planlamışlarken, eski Bağ-Kur kanuna göre 7200 ya da 9000 gün sayısı ile emekli olma zorunluluğu ile karşı karşıya kalabilirler.