Halkın doğasını talana karşı savunduğu 25 yıllık bir direniş...
61 avukat ve 760 müdahille açılan Türkiye’nin en büyük çevre davası...
Bu cenneti korumak için verilen uzun soluklu mücadelede, gelin bandı bir ay öncesine saralım...
*
Türkiye’nin en zengin yüzde 20’sinin milli gelirden aldığı pay bir yılda yüzde 45.9’dan yüzde 46.5’e çıkmış.
En fakir yüzde 20’nin payı ise yüzde 6.2’den yüzde 6.1’e gerilemiş.
Şu durumda, Türkiye’de 6.6 milyon insan mutlak yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bunların aylık geliri 416 TL’nin altında.
Aylık geliri
Ne de olsa dijital çağdaki alışkanlıklarımız eskiden, analogdan geliyor. Bunu hatırlamak iyi olabilir.
Etkinlik ajansı DSM Group, 23-25 Eylül tarihleri arasında çizgi roman ve çizgiye dair tüm görsel sanatların bir araya geldiği İstanbul Comics & Art Festivali’ni (İCAF) düzenliyor.
Bir şehir festivali olarak geniş katılımla gerçekleştirilecek İCAF’a çizgi roman dükkanları, yayınevleri, mizah dergileri, sahaflar, çizgi roman, graffiti ve animasyon sanatlarıyla ilgilenen yaratıcı oluşumlar ve profesyoneller katılıyor.
DSM Group’un kurucusu ve başkanı Alper Sesli, İCAF’ın fikir babası.
Sesli, çocukluğundan beri sıkı bir çizgi roman okuru. Son dönemde yenilenen baskılar, yeni karakterlerin ortaya çıkması ve hikayelerin çizgiye aktarılması, çizgi roman dünyasının yeniden gündeme gelerek hatırlanmasına neden olunca, Sesli’nin de çizgi roman satın alma ve okuma sıklığı artmaya başladı.
Sonra bir gün etrafına baktığında gördü ki, onun gibi gizli çizgi roman okuru olan pek çok kişi var. “Neden olmasın?” diyerek İstanbul Comics & Art Festival fikrini geliştirdi.
Saint Joseph’liler Derneği Sosyal Tesisleri (Club Quartier) ve Moda’daki All Saints Kilisesi’nde düzenlenecek festivalin hedef kitlesini 12-65 yaşları arasındaki okuyan, araştıran, çizgiyi ve görsel tasarımı seven, kültür ve sanat etkinliklerini takip eden kesimler oluşturuyor.
İzmir’e sığamıyorum. Basıp uzaklara, yabancısı olduğum kentlere gitmenin hayalini kuruyorum.
Salah Birsel’in Güzin’i gibi, aklımda atlar arabalar yok belki ama... Onun gibi, benim de aklımda başka hayatlar var; hayallerim bir büyük defter tutar. Ve hiçbirinde bu ülke yok. Ergenlik başımda duman ve fena halde Amerikan gençlik kültürü etkisindeyim. Michael Jackson ve Lisa Marie Presley’nin evlenmesine şaşırıyorum. Freddy Mercury için akıttığım gözyaşları dinmemişken, üstüne Kurt Cobain’in yasını tutuyorum. Hayatı bilir gibi, Forrest Gump’tan “Hayat bir kutu çikolata gibidir” sözü dilime yapışık halde dolaşıyorum.
Hayalperestliğe varan idealizmin, budalalığa varan iyimserliğin ortasında, bir gün bir derste önüme konan sınav kâğıdında soruyla bakışıyoruz:
“Tek bir dünya uygarlığı olabilir mi?”
Karşı cinsin fiziksel özelliklerini espri malzemesi yapmak ne yazık ki erkeklere has bir davranış.
*
Hafta boyunca sosyal medyada Miss Turkey seçildiği söylenen ama sonra öyle olmadığı anlaşılan Ecem Uzgör’ün erkekler tarafından aşağılanmasını mide bulantısıyla izledim. Uzgör’e dair şu birkaç yorum fikir verecektir:
Kökleri M.Ö. 6000 yıllarına dayanan pişmiş toprak, kilin elde işlenmesiyle oluşan bir malzeme. Mimariden sanata bu coğrafyanın kültürünün ayrılmaz bir parçası.
Çömlekçilik sanatı Eskişehir ve çevresine ağırlığını koymuş. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren de Tepebaşı bölgesindeki tuğla kiremit fabrikaları Eskişehir kent kimliğinin bir parçası olmuş.
Bu bilgiden hareketle, Tepebaşı Belediyesi 2001 yılından bu yana Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu düzenliyor.
Belediye Başkanı Dr. Ahmet Ataç’ın 1999’da göreve gelmesiyle, iki yıl içinde, Tepebaşı’nın gelişmesinde sanat ayağını temsil eden sempozyum yapılmaya başlandı.
FETÖ’cüsünü bilemem ama bana tanıdık isimlerin hepsi değerli hocalar.
*
25 yaşındaki Diyar Yılmaz ihraç edilen akademisyenlerin en gençlerinden.
1991 Diyarbakır Çermik doğumlu. Annesi Afyonlu, babası Çanakkaleli. İkisi de eğitimci.
Darbe girişimi ertesindeki hengamede OHAL’de tüm muhalif seslerin kısılabileceğine dair uyarılar çok duyulmadıysa da, yapıldı.
Ama Cumhurbaşkanı temin etmişti, OHAL sadece demokrasi ile hukuk devletinin korunmasına yönelik bir tedbirdi.
Hukuk devleti hukuku çiğneyerek korunamazdı ya?
*