Paylaş
“Bundan sonraki beş yıl içinde kendinizi nerede görüyorsunuz?” sorusunu Lucy “Bugünkü işimi yapmayı sürdürmek isterim ancak belki de beş sene sonra ‘yeni normal’ vlogging (Video blogging) olmayacak, sanal gerçeklik günün gerçeği olacak ve biz işlerimizi farklı şekillerde sürdüreceğiz...” diye yanıtlıyor. Alex Torso ise gelecekte, “Bugün yaptığımız işlerin içeriği sıradan kalacak” diyor.
Günlük vlogging işinin bir geleceği olmadığını söylüyor Alex: “Her gün orijinal içerik üretmek olanaksız, bu son derece tüketici ve talepkar bir iş. Bir belgesel veya bir sinema filmi çekenlerin bunu ne kadar zamanda yaptığına bir bakın, bir de dijital içerik üretenlerin zaman yönetimine...
Haftada bir orijinal içerikli bir video üretmek dahi fazlasıyla zorken, günlük video çekip yayınlamanın ve iyi içerik üretmenin insanı kısa sürede tüketen bir iş...”
Lucy de, Alex de haftada ortalama birer video ortaya çıkarıyorlar. Kendilerine göre ideal olarak belirledikleri periyot bu. Herkes YouTube’da bir kanal açabilir ve içerik üretebilir ancak konu nitelikli içerik üretmeye gelince, bu iş, zorluk açısından bildiğimiz diğer işlerden farklı değil.
Konu “çok tıklanan içeriklere” geliyor. Mesela en çok tık alan, lüks hayatları ortaya koyan Kardashian’ların hayatı tipi vlogları düşünelim; evet bunlar fazla tıklanıyorlar ama nitelikli içeriğe sahip oldukları için değil.
Tamamen popülizm ve “tıklatacak” tipte içerik üzerine kurulu vlogların geleceğinin olmadığını düşünüyor Alex. Bir başka deyişle sosyal medyada “hayatını paylaşarak” çok tıklanan kişiler, gelecekte yaptıkları işi ya bırakacaklar, ya da dönüştürmek zorunda kalacaklar. Uzun vadede nitelikli içerik oluşturulmuyorsa, “milyonlarca tık”ın bir önemi yok.
Lucy, “Videolarım ‘Şunu yapacaksınız, bunu böyle söyleyeceksiniz’ şeklinde sert ve soğuk değil, sıcak ve hoş bir dille anlatmaya çalışıyorum, ayrıca 3 dakikada anlatılabilecek bir konuyu daha fazla uzatmıyorum. Bazı insanlar istedikleri için değil, zorunda oldukları için İngilizce öğrenirler. Ben de bu deneyimi onlar için zevkli bir hale getirmek istedim” diyor.
Bu özel insanların başarılarını toparlayacak olursak... Sosyal medya insanlarının eğilimlerini iyi gözlemiyorlar. Her ne kadar kendilerinin ön planda oldukları bir iş yapıyor olsalar da esas meseleleri nitelikli içerik üretmek, fark yaratmak. İşlerini gerçekten çok seviyorlar, kendilerini izleyici yerine koyuyorlar, “Bir videoda ne görmek isterlerdi?” bu soruyu soruyor ve ona göre içerik üretiyorlar.
Alex, videolardaki hallerinin normal hayattaki karakterlerini yansıtması gerektiğini savunuyor. Trendlere göre hareket ederseniz bu uzun vadeli başarı sağlamaz, “Hangi konularda iyi, hangi konularda kötü olduğunuzun ayrımına varabilmeniz için, tamamen kendiniz olmalısınız” diyor.
Alex yemek konusunda meraklı, kendin-yap işlerine yatkın ve sürekli yeni şeyler keşfetmek isteyen bir şef. “Belki klasik bir Fransız şefin yapacaklarını yapsam popülerliğin de anahtarı olur bu ama o zaman ilginç olmaz” diyor.
Doğru, herkesin yaptığını niye yapsın ki? Alex’in Ramen eriştesi bağımlılığı ve en iyi erişteyi sıfırdan yapmaya çalıştığı bir video var mesela, kendi “Ramen bağımlılığı”ndan yola çıkarak komik, eğlenceli ve bilgilendirici bir video hazırlamış.
Onun için başarının anahtarı, gerçekten ilgi duyduğu bir konuyu kanalına taşımak, çünkü bu şekilde ortaya anlatacak bir hikaye çıkıyor. Bir karakter var, önünde bir takım zorluklar var, bunları aşmaya çalışıyor ve sürecin sonunda ortaya bir çözüm çıkıyor.
Online tacizden nasıl korunuyorlar?
Onlar da herkes gibi küfredenlerden, tacizcilerden, yakışıksız yorumlar yapanlardan nasiplerini alıyorlar. Lucy’e online tacizle karşılaşıp karşılaşmadığını ve online mecrada nelere dikkat ettiğini soruyorum.
Lucy, ekran karşısında asla dekolte giymediğini söylüyor, bunun izleyicilerinde yanlış bir fikir oluşturabileceğini düşünüyor. Kara mizahtan hoşlanıyor ve ara sıra küfürlü konuşabiliyor ama bunu asla kanalına yansıtmıyor. Lucy’nin babası, en büyük hayranlarından biri ve “Nasıl davranırsam babamı üzerim” diye düşündüğünde, ona bir yol haritası çıkmış oluyor.
Tabii bu durum yine de rahatsız edici durumlarla karşılaşmasına engel değil. Başka bir İngilizce öğretmeni onunla ilgili çirkin bir video çekmiş. Lucy, gerçek dışı ithamlarla ve hakaretler eşliğinde “eleştiren” bu kişilere asla yanıt vermediğini ve vermeyeceğini söylüyor. “Bir insanı böyle hakaret ve yalan içerikli bir video yapıyorsa, onun hayatta iyi bir yerde olduğunu söyleyemeyiz, ben de durumu daha kötüleştirmek istemem” diyor. “Bu tip insanlarla girilen savaşı kazanamazsınız” diye ekliyor.
Sosyal medya kullanıcılarında da güçlü bir mesaj vermiş oluyor Lucy:
Gerçekle ilgisi olmayan cümlelerle size sataşan, karalamaya çalışan, işi hakarete kadar götüren kişilere cevap vermeyin.
Alex ekliyor, “İnsanlar bazen sadece nefret etmenin zevkini ve eğlencesini yaşamak için bunu yaparlar, ben aldırmıyorum, siz de aldırmayın.”
Paylaş