Paylaş
Çünkü tasarım ve pazarlama profesyonelleri, onların dünyalarını daha renkli, sağlıklı ve pratik yapmak için yeni formüller geliştiriyorlar. Bebek odalarında “kıza pembe, erkeğe mavi” dönemi çoktan kapandı; artık komple takımlar yerine farklı kombinasyonlar tercih ediliyor. Beyaz her zaman listebaşı, malzemelerde ise kalite, hijyen ve ekoloji mutlaka ön planda.
Minik bebeğiniz için hazırladığınız oda, her ne kadar onun sağlığı için en doğru seçeneklerden oluşsa da, bir yıl içinde ufaklık ayaklanacak ve bütün ev onun olacak. Ve birgün gelip de “ben ayrı eve çıkıyorum” diyene kadar evin her alanında varlığını hissettirecek. Bebeklerin ve çocukların odalarının onların yaşantısında, kişisel gelişiminde çok önemli bir rolü var. Bu nedenle bebek mobilyası markalarının çoğu, odaları tasarlarken bebeklerin sadece fiziksel ya da mekânsal gereksinimlerini değil, duygusal gereksinimlerini de gözetiyor. Türkiye’deki ithal markaların en eskilerinden biri olan Fransız Vibel firmasının sahibi Y. Mimar Füsun Eczacıbaşı, çağdaş bir anlayış ile yıllarca kullanılacak, kullanıcısına büyüme, gelişme sürecinde eşlik edecek, kendini yenileyebilecek ve bıkılmayacak mekânlar tasarladıklarını belirtiyor. Eczacıbaşı’nın yeni bir oda hazırlamak isteyen ebeveynlere tavsiyeleri şöyle: “Ailelere özellikle hatırlatmak istediğim bir konu var. Çocuklar oyunlar oynayarak, düşler kurarak, hatta biraz yaramazlık yaparak büyürler, gelişirler ve öğrenirler. Bırakın odalarını onların yaşlarına uygun tasarlayalım. 5-10 yıl sonra kullanacakları odaları değil, o gün bulundukları yaşa ve ihtiyaçlara göre odalar yapalım. Özellikle bebeklere lüzumsuz giysileri için duvarlar boyu dolaplar değil, emekleyecekleri, keşfedecekleri, oyun oynayabilecekleri serbest alanlar gerekli. Daha az eşya ile daha iyi tasarlanmış mekânlar, onları çok daha mutlu edecektir.” Yerli üreticilerin en köklü isimlerinden biri olan ve her anne adayının mutlaka ziyaret ettiği İnci Tunçel de benzer noktalara parmak basıyor: “Bebek odasının planlaması doğru çözülmeli, bebeğin uyku köşesinin, oyun oynayacağı alanın ve temizlik, güvenlik tedbirlerinin en baştan belirlenmesi, odanın yerinin evin konumuna göre seçilmesi gerekir. Burası havadar, açık ve güneş giren bir oda olmalıdır. Eğer evinizdeki odalardan seçim yapma imkânına sahipseniz, büyük odalardan birinin çocuk odası olmasına özen gösterin. Bebekken büyük bir alana ihtiyacı olmasa bile, yaşı ilerledikçe oyunlar oynayacağı, koşturacağı yerin olması onu mutlu edecektir. Bebek odasının dekorasyonuna başlandığı ilk andan itibaren aydınlatmasının da düşünülmesi gerekir, çünkü doğru yapılmış bir aydınlatma düzeni onun göz sağlığını koruması ve görsel rahatlığı için son derece önemlidir. Belirlenecek renk düzeni, aydınlatma ve malzeme seçimiyle beraber dekorasyonun en önemli özelliğini oluşturur. Seçilen su bazlı duvar boyasının ya da duvar kağıdının rengi, yaratılmak istenen atmosferin oluşumunda önem kazanır. Bazen duvarlar beyaz, ekru, şampanya gibi doğal renklerde bırakılıp odada kullanılan mobilyaların renklerinin ön plana çıkması istenir. Bazen de duvar renklerinin odada kullanılan diğer malzemeleri tamamlayıcı olması arzu edilir. Seçim ne olursa olsun duvarların kolay temizlenebiliyor olması çok önemli. Genel olarak odada kullanılan tüm malzemelerin çocuğun sağlığına kesinlikle zarar vermeyecek maddelerden üretilmiş olmasına dikkat etmek gerekiyor.”
Estetik, şık, rahat ve ergonomik olması önemli
En Mimarlık, 1998 yılında bünyesine kattığı Baby En Kids markasıyla bebek odalarında aile ve çocuğu ön planda tutan, kişiye özel tasarımlar hazırlıyor. Mimar Nurcihan Saydam çalışmalarını şöyle anlattı: “Bir bebek odasında mobilya ve aksesuvarların tasarımında belli ölçü ve normların yanı sıra malzeme seçimine de titizlik göstermek; bebeklerin güvenliğinin ve rahatının yanında annelerin de bebekleri ile ilgilenirken rahat ve ergonomik bir ortamda çalışmasını sağlamak gerekiyor. Bebek odalarının ev içindeki konumu çok önemli. Genel olarak 22 derece sıcaklık ortalamasının sağlanması, kuru ve rutubetli ortamlardan kaçınmak gerekiyor. Zeminde ise alerji yaratabilecek, hijyen açısından zorluklar yaratan ürünler kullanılmamalı, içerisinde toz ve mikroorganizmalar barındıran ürünlerin seçiminden uzak durulmalı. Mobilyalarda kurşun içeren boya kullanılmaması, tasarım açısından keskin ve sivri köşelerden kaçınılması gerekir. Mobilya tasarımında, estetik ve şıklığın yanı sıra çocuğun rahatı ve ergonomisi göz önünde bulundurulmalı, kullanılan malzemelerin kalitesinden ödün verilmemelidir.“
Paylaş