7 Haziran 2008
Son zamanlarda bahçe mobilyaları dünyasında ilginç gelişmeler oluyor. Özellikle de form ve dokularda. Günümüzün en önemli dış mekán mobilya trendi diyor ki: ’Artık bu ürünler iç mekánlarda da kullanılabilmeli’. Son yıllarda -hele de süperstar tasarımcıların siesta için dışarı çıkmaları sonucunda- bahçe mobilyaları yeni işlevler ve estetik değerler kazanıyor. Seçmek zor...
Şehir hayatının yoğun baskısı arttıkça, bahçeye ve bahçe dekorasyonuna olan ilgi her geçen yıl aynı oranda büyüyor. Doğan talebi karşılamak üzere çalışan bu sektörde trendlerin çok hızlı değiştiğini söyleyemeyiz. Daha çok, yeni materyal kullanımı ve malzeme birliktelikleri söz konusu. Bunlar bir yana, değişmeyen kurallar da var: Bahçe mobilyasının hafif, sağlam ve dış mekán koşullarına dayanıklı olması en önemlisi. Dolayısıyla tik, her zamanki gibi ilk sırada yer alıyor. Farklı hava şartlarına en dayanıklı materyal olarak kabul edilen tik, bu yıl yalnız başına değil pek. Ona alüminyum, paslanmaz çelik ve zaman zaman sentetik rattan eşlik ediyor.
Hammadde sorunu yaşayan sektörde, doğal rattan mobilyayı görmekte zorlanıyoruz. Üreticiler bu sezon da seçimlerini sentetik rattandan yana koyuyor, ancak bir farkla: Doğal görünmeyen sentetik rattan örgüsü giderek azalıyor. Onun yerine teknolojik gelişmeler sayesinde neredeyse gerçeğinden ayırt edilemeyen kalitede sentetik rattan mobilyalar bu sene öne çıkıyor.
Gelişmiş mobilya pazarlarında bir prestij ürünü olarak kabul edilen paslanmaz çelik, 2008’in dış mekán mobilyalarındaki popülaritesini koruyor. Dayanıklılık ve estetiği bir arada isteyen tüketicilerin talebini karşılamak üzere mobilya sektörü paslanmaz çeliği, her türlü ahşap ve plastik malzemeyle bir araya getirerek kullanıyor.
Tik ve alüminyum birlikteliği
Tik ağacı, dayanıklılığı ve kalitesi sayesinde her zaman bahçe mobilyası üreticilerinin ilk tercihi olmuştur. Ağacın yeni tasarımlarda, değişik malzemelerle birlikte kullanılması hem mobilyaların estetiğini artırır, hem de kullanıldıkları mekánlara renk katar. Bu ağaçla en çok uyum sağlayan malzeme, alüminyumdur. Alüminyum okside olmadığı için uzun yıllar rahatlıkla kullanılabilir. Ayrıca hava şartlarına da dayanıklı olduğunu araştırmalar sonucu kanıtlayan malzeme, aynı zamanda çok hafiftir ve tüm bu uygun koşulları sayesinde tik ağacı ile uyum içindedir. Bahçe mobilyasında ’ayrılmaz ikili’ haline gelmişlerdir.
Plastik bahçe mobilyaları
Bahçe mobilyası deyince, ahşaptan sonra akla gelen ikinci malzeme plastik. Hava koşullarına karşı yüksek dirençli olan bu malzeme, gerek renk alternatifleri, gerekse hafifliği nedeniyle tercih edilir. Kaliteli plastik, gramajı yüksek olandır. Yüksek gramajlı plastikten üretilen bahçe mobilyaları dayanıklılık açısından oldukça sağlamdır. Plastik malzemenin çok fazla renk alternatifi bulunur. Bahçe mobilyalarında kullanılan plastik kaliteliyse, güneşin zararlı ışınları altında rengi solmaz, hiçbir şekilde ısıdan etkilenmez, deforme olmaz ve çatlamaz.
Rattan görünümlü plastik bahçe mobilyaları
Rattan ürünler oldukça şık ve rahat oldukları halde, dış mekánlarda sıklıkla kullanılamaz. Bu nedenle bahçe mobilyaları üreticileri rattan örgüsünü, dış mekán için çok uygun olan plastik malzemeyle tasarlar. İç konstrüksiyonu alüminyum olan bu ürünlerde plastik, rattan stiliyle örülür. Bu sayede mobilyalar her türlü hava koşuluna karşı dayanıklılık kazanır ve uzun yıllar kullanılabilir. Tüm malzemesi alüminyum ve plastik olan ürünler hafif oldukları için de bahçe, deniz ve havuz kenarları ile teraslarda rahatlıkla kullanılır.
Bahçe mobilyalarında kullanılan ahşap malzemeler
Tik ağacı: Ahşap grubunda en dayanıklı cins, sudan ve sert hava koşullarından etkilenmeme özelliğiyle tik ağacıdır. Dünyada az yetişir; en kalitelileri Endonezya’da bulunur. Bu nedenle mobilya üretmek üzere devlet kontrolünde kesilen ağaçların yerine mutlaka yenileri dikilir. Tik, yaşayan bir ağaçtır; bu nedenle korunmalıdır. Sezon başlarında bakım yağları sürülürse, ürünler uzun yıllar orijinal renklerini korurlar.
Sedir ağacı: Hava koşullarına karşı dayanıklılık özelliğine sahip olan sedir, emprenye edilmiş (özel metotlarla fırınlarda kurutulmuş) bir ağaçtır. Bu nedenle, ölü olmasına rağmen oldukça sert olduğundan dış mekánlarda rahatlıkla kullanılabilir. Sedir ağacı kurutulduğu için zamanla çatlama riski taşır, bu nedenle yağlanmalıdır.
Rattan ağacı: Dünyanın en iyi rattanları Uzakdoğu’da yetişir. Rattan ağacı, suya karşı tik ya da sedir ağacı kadar dayanıklı olmadığından, genellikle kış bahçeleri için önerilir. En dayanıklı rattan mobilya, sık ve çift örgülü olanıdır. Bu ağaçla yapılan koleksiyonlarda masa ve sandalyelerin dışında, oturma grupları, yatak odası takımları, servis arabaları, sehpalar ve dolaplar yer alır. Rattan ağacından üretilen ve tamamen el işçiliğine dayalı olan bahçe mobilyaları hem estetik görünümleri, hem de kaliteli işçilikleri ile dikkat çeker.
Iroko ağacı: Tik ve sedir ağacıyla beraber iroko ağacı da rahatlıkla dış mekán mobilyalarında kullanılır. En kaliteli iroko ağacı, Afrika irokosudur. Iroko, yaşayan bir ağaçtır ve sert hava şartlarına karşı oldukça yüksek dirençlidir. Bu ağaçtan üretilen dış mekán mobilyaları, dayanıklılığı artırmak için düzenli olarak yağlanmalıdır.
Bambu ağacı: Diğer ağaç türlerinden daha sağlam ve dayanıklı olan bambu, ekolojik bir ağaç olmasının yanı sıra, özellikle tropikal ülkelerde inşaat sektöründen yemek yapımına kadar her konuda kullanılır. Doğa dostu olan bambu, özellikle dış mekán mobilya ve aksesuarlarının yapımında tercih edilir. Bambu ağacı kullanıldıkça eskiyen bir ağaçtır; zımparalama veya boyama işlemini tekrar etmek size bağlıdır.
Üç stil önerisi
1. MODERN COUNTRY Tik, rattan, hasır ve bambu gibi geleneksel malzemelerle tasarlanan ürünler, her zaman bahçelerin bir numaralı gözdesi. Ancak klasik country etkisine modern formlar kazandıran yeni tasarımlarla, artık mobilya ve aksesuarlar daha sade, daha nötr.
2. NEO-MİNİMALİZM Dış mekánların minimalist tarzdaki tasarımlarına bu yıl taş ve beton renkleri liderlik etmekte. Doğaya zarar vermeyen plastik bazlı malzemelerin öne çıktığı maxi-modern mobilya ve aksesuarlarda geometrik formların da sıkça tercih edildiğini görüyoruz.
3. DOĞAL EKLEKTİZM Bahçe rahatlık noktası diyorsanız belki de biraz esnek dekore etmelisiniz. Farklı tarzları, desenleri, malzemeleri bir arada kullanan eklektizm nasıl ki içeride modaysa, dışarıda da öyle. Karıştırıp, yakıştırın.
Yazının Devamını Oku 31 Mayıs 2008
Hayatımıza giren renkler, taşıdıkları anlamlarla mekánlara farklı duygular yüklüyor ve ruh halimizi etkiliyor. Ekolojinin hayatımıza yerleşmesiyle yeşil ve mavi renklerin ağırlığına, vişne renginin ve kahverenginin sıcak tonları ile turuncunun tempolu dansına, bunlara ilave olarak siyahla beyazın hiç bitmeyen düetine tanık olacağız.
Ekolojik boyaları tercih edin
Ev dekorasyonunda renk tercihi yaparken kullanacağınız boyanın ekolojik olup olmadığı, seçtiğiniz rengi hangi odada kullanacağınız gibi faktörleri önceden planlamanız ve tercihinizi ona göre yapmanız gerekiyor. Günümüzde her alanda olduğu gibi duvarlarımıza hayat veren boya seçiminde de çevreye zarar vermeyenleri tercih etmek gerekiyor. Her alanda çevreyi kirletmemek için doğal kumaş, boya ve malzemeler tercih edilirken, boya firmaları da son zamanlarda bu tip boyaların üretimini artırdı. Bu boyaların en belirgin özelliği ise içerisinde bulunan Voc oranı, yani buharlaşan solvent miktarının düşük olması. Boyalar solvent içermediği için insana ve çevreye zarar vermiyor; su ile seyreltildiği için kokmuyor, kokmadığı için de uygulama yapılan mekánların kısa sürede kullanıma açılmasını sağlıyor.
Odalara göre renk seçimi
Mekánlarda kullanılan renkler, dekorasyonun tamamlayıcı öğeleri arasında bulunuyor. Eğer boya yapacağınız odayı, daha çok akşamları kullanacaksanız, renk tercihinizi mutlaka kullanacağınız aydınlatma altında yapmalısınız. Canlı ve parlak renkleri çocuk oyun odası, yemek odası veya mutfaklarda kullanabilirsiniz. Daha sakin bir atmosfer arıyorsanız yeşil, mor ve maviyi tercih etmelisiniz. Yatak odası, rahatlık ve sükûnetin olması gerektiği bir yer. Bu yüzden sert kontrastların, ağır renklerin yerine yumuşak renkleri tercih etmelisiniz. Yemek odası duvarlarında doğal ve meyve renklerini andıranları kullanmak mutlu, sıcak ve davet edici bir atmosfer yaratmanızı sağlıyor. Ayrıca, bulunduğunuz şehrin iklimini de göz önünde tutmalısınız. Soğuk bölgelerde sıcak renkler, sıcak mekánlarda ise mavi ve tonları gibi serinletici renklere yer verebilirsiniz.
Mimaride renklerin önemi
Dar alanların olduğundan geniş, geniş alanları da küçük göstermek isteyenler için renkler idealdir. Dar ve uzun mekánlarda, uzun olan duvarı açık renk, kısa duvarı ise koyu renge boyamak gerekiyor. Bulunulan ortam içerisindeki bölümlerin tarif edilmesini kolaylaştırır. Ayrıca bulunduğunuz ortamı, bir bütün olarak sunmak veya mekánlar arasında geçiş uyumu sağlamak için renkleri kullanabilirsiniz. Eğer odanızın abartıdan uzak olmasını istiyorsanız, tüm pervazları ve duvarları aynı renge boyayabilirsiniz. Ya da pervazları duvarlarla aynı renge boyayıp, kapı ve pencereler için zıt bir renk seçebilirsiniz.
Desen uygulaması
Çiçek desenleri, yaprak formları ve hayvan figürleri gibi doğadan ilham alan tasarımları duvarlarınıza uygulamak mekanı neşelendirecektir. Bunun için uygulamak istediğiniz deseni bir kartona çizip, işaretlediğiniz bölümü keserek kartonu duvarınıza yapıştırın. Boşlukların içlerini boyayıp biraz kuruduktan sonra kartonu çıkarın. Duvar kağıdı da etkileyici görünebilir, yine de yalnızca bir duvarı kağıtla kaplayın, kalanları ise tamamlayıcı bir renge boyayın. Desenli kumaşlar ya da duvar káğıtlarıyla uyumlu bir boya rengi seçerken, bunun desendeki öğelerin arasında bir renk olmasına dikkat edin.
2008 yazının renkleri
Yeni sezonda, yeşilin yanında açık ve deniz mavisi kullanılıyor. Çevreci eğilimlerin artması boyaları da etkiliyor. 2008’de en gözde renk paletini doğal tonlar oluşturuyor ve bunların başında yeşil renk yer alıyor. Evin genelinde ve özellikle banyo ve mutfaklarda kullanılıyor. Bu sezon tasarımcılar tarafından en gözde 10 renk arasında bulunan ve 2008 Pantone yılın rengi seçilen Blue Iris tonundan da anlaşılacağı gibi, mavi ve lila tonları da sezonun renkleri olacak. Siyah ve beyaz renk ile sofistike mekánlar yaratılıyor. Bu renkteki mekánların tamamlayıcı aksesuarlarını ise aynalar, metal ve kristal objeler oluşturuyor. Bu ikili, dramatik kırmızı ya da pembe tonlarıyla zenginleşiyor. Yatak odası ve salonda kullanılıyor. Vişne rengi, kahverenginin sıcak tonları ve turuncu renkler (balkabağı rengi) birlikte kullanılıyor. Özellikle mutfakta ve yemek odalarında tercih ediliyor. Bu tonlar el yapımı aksesuarlar ile bütünleşerek daha otantik mekánlar yaratılıyor.
İç mimar N. Sinan Erül’den yazlık mekánlarda renk seçimi
"Trend kelimesini sevmiyorum ve böyle bir kaygıya sahip değilim. Daha çok müşterilerin ihtiyaçları ve istekleri önemli. Eğer konu yazlıksa, seçimlerim genellikle beyazlık ve buna kontrast toprak tonları, metal malzemeler, taş dokular, masif ahşap ve ham dokulardır. Mümkün olduğu kadar yalın ve dingin bir atmosfer olmalı. Evde huzur bulunmalı, duvarlarda resim ve objeler dengeli kullanılmalı. Çok belirgin renklerden kaçınılmalı, zaman içinde onlardan sıkılabiliriz. Malzemeyi en saf hali ile kullanmak lazım. Yazlık mekán konusunda konsept çok önemli. Bu yüzden belli bir renk tercihinden ziyade, rengi kararında kullanmak daha doğru olur. Renkli bir yapı düşünülüyorsa bunun da hakkını vermek gerek. Sonuç olarak ya az ya çok olarak dengeyi kurmak lazım."
Ekolojik boyaları tercih edin
Ev dekorasyonunda renk tercihi yaparken kullanacağınız boyanın ekolojik olup olmadığı, seçtiğiniz rengi hangi odada kullanacağınız gibi faktörleri önceden planlamanız ve tercihinizi ona göre yapmanız gerekiyor. Günümüzde her alanda olduğu gibi duvarlarımıza hayat veren boya seçiminde de çevreye zarar vermeyenleri tercih etmek gerekiyor. Her alanda çevreyi kirletmemek için doğal kumaş, boya ve malzemeler tercih edilirken, boya firmaları da son zamanlarda bu tip boyaların üretimini artırdı. Bu boyaların en belirgin özelliği ise içerisinde bulunan Voc oranı, yani buharlaşan solvent miktarının düşük olması. Boyalar solvent içermediği için insana ve çevreye zarar vermiyor; su ile seyreltildiği için kokmuyor, kokmadığı için de uygulama yapılan mekánların kısa sürede kullanıma açılmasını sağlıyor.
Odalara göre renk seçimi
Mekánlarda kullanılan renkler, dekorasyonun tamamlayıcı öğeleri arasında bulunuyor. Eğer boya yapacağınız odayı, daha çok akşamları kullanacaksanız, renk tercihinizi mutlaka kullanacağınız aydınlatma altında yapmalısınız. Canlı ve parlak renkleri çocuk oyun odası, yemek odası veya mutfaklarda kullanabilirsiniz. Daha sakin bir atmosfer arıyorsanız yeşil, mor ve maviyi tercih etmelisiniz. Yatak odası, rahatlık ve sükûnetin olması gerektiği bir yer. Bu yüzden sert kontrastların, ağır renklerin yerine yumuşak renkleri tercih etmelisiniz. Yemek odası duvarlarında doğal ve meyve renklerini andıranları kullanmak mutlu, sıcak ve davet edici bir atmosfer yaratmanızı sağlıyor. Ayrıca, bulunduğunuz şehrin iklimini de göz önünde tutmalısınız. Soğuk bölgelerde sıcak renkler, sıcak mekánlarda ise mavi ve tonları gibi serinletici renklere yer verebilirsiniz.
Mimaride renklerin önemi
Dar alanların olduğundan geniş, geniş alanları da küçük göstermek isteyenler için renkler idealdir. Dar ve uzun mekánlarda, uzun olan duvarı açık renk, kısa duvarı ise koyu renge boyamak gerekiyor. Bulunulan ortam içerisindeki bölümlerin tarif edilmesini kolaylaştırır. Ayrıca bulunduğunuz ortamı, bir bütün olarak sunmak veya mekánlar arasında geçiş uyumu sağlamak için renkleri kullanabilirsiniz. Eğer odanızın abartıdan uzak olmasını istiyorsanız, tüm pervazları ve duvarları aynı renge boyayabilirsiniz. Ya da pervazları duvarlarla aynı renge boyayıp, kapı ve pencereler için zıt bir renk seçebilirsiniz.
Desen uygulaması
Çiçek desenleri, yaprak formları ve hayvan figürleri gibi doğadan ilham alan tasarımları duvarlarınıza uygulamak mekanı neşelendirecektir. Bunun için uygulamak istediğiniz deseni bir kartona çizip, işaretlediğiniz bölümü keserek kartonu duvarınıza yapıştırın. Boşlukların içlerini boyayıp biraz kuruduktan sonra kartonu çıkarın. Duvar kağıdı da etkileyici görünebilir, yine de yalnızca bir duvarı kağıtla kaplayın, kalanları ise tamamlayıcı bir renge boyayın. Desenli kumaşlar ya da duvar káğıtlarıyla uyumlu bir boya rengi seçerken, bunun desendeki öğelerin arasında bir renk olmasına dikkat edin.
2008 yazının renkleri
Yeni sezonda, yeşilin yanında açık ve deniz mavisi kullanılıyor. Çevreci eğilimlerin artması boyaları da etkiliyor. 2008’de en gözde renk paletini doğal tonlar oluşturuyor ve bunların başında yeşil renk yer alıyor. Evin genelinde ve özellikle banyo ve mutfaklarda kullanılıyor. Bu sezon tasarımcılar tarafından en gözde 10 renk arasında bulunan ve 2008 Pantone yılın rengi seçilen Blue Iris tonundan da anlaşılacağı gibi, mavi ve lila tonları da sezonun renkleri olacak. Siyah ve beyaz renk ile sofistike mekánlar yaratılıyor. Bu renkteki mekánların tamamlayıcı aksesuarlarını ise aynalar, metal ve kristal objeler oluşturuyor. Bu ikili, dramatik kırmızı ya da pembe tonlarıyla zenginleşiyor. Yatak odası ve salonda kullanılıyor. Vişne rengi, kahverenginin sıcak tonları ve turuncu renkler (balkabağı rengi) birlikte kullanılıyor. Özellikle mutfakta ve yemek odalarında tercih ediliyor. Bu tonlar el yapımı aksesuarlar ile bütünleşerek daha otantik mekánlar yaratılıyor.
Yaşam koçu ve Feng Shui yorumcusu Nazlı Çetinok Arun’dan Feng Shui’ye göre renk seçimi
"Değişim ve dönüşümün giderek hızlandığı bugünlerde doğanın muhteşem akışını rehber olarak almak, yaşamlarımıza doğal sadeliği ve uyumu getiriyor. 2008 bahar mevsimi uyanıştı, 2008 yazı ise yenilikler zamanıÉ Uyanışın iç mekánlara yansımasının renkleri ise toprak, hava, su ve ateş olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bu elementlerin renklerini pastel hislerle dengede kullanmak ise mekán sahiplerinin tercihine göre değişiyor. 2008 yaz dönemi, insanın özü ve doğanın ön plana çıktığı, bir bütün olarak yaşadığı zamanlar olacak. Mekánlarda 4 elementin pastel hislerini kullanarak kendinizi yansıtırken doğanın sunduğu tüm doğal malzemeleri, bitkileri, hatıralarınızı ve sevgiyi yansıtan fotoğrafları, yolculuklarınızdan getirdiğiniz anıları yansıtan nesneleri bir arada kullanmak mekánları kişisel hale getirecektir."
Renk iletişiminin uzmanı: Pantone
Merkezi Carlstadt, New Jersey’de bulunan Pantone, renk konusunda dünyaca ünlü bir otorite. 40 yılı aşkın bir süredir Pantone, tasarım profesyonellerine, yaratıcılığın rengárenk keşfi ve dışavurumuna yönelik ürünler, hizmetler ve öncü teknolojiler ile ilham aşılıyor. 1963 yılında, Pantone’nin kurucusu Lawrence Herbert, grafik sanatlar alanında hassas renk eşleşmeleri üretme ile ilintili problemleri çözmek amacıyla renkler bulma, eşleştirme ve komünikasyonuna yönelik yenilikçi bir sistem yaratmış. Pantone o günlerden bu yana renk eşleştirme sistemi konseptini, dijital teknoloji, moda, konut, plastik ürünler, mimari ve iç dekorasyon ile boya dahil diğer renk endüstrilerini kapsayacak şekilde genişletmiş. Yeni renkleri takip etmek için www.pantone.com’u ziyaret edebilirsiniz.
Yazının Devamını Oku 24 Mayıs 2008
Evler için haute couture ürünler tasarlayan tasarımcıların sayısı hızla artıyor. Özellikle İngiltere’de modanın yörüngesinde ilerleyen mobilya tasarımları, yaşama mekanlarını podyuma döndürerek kullanıcısına eşi olmayan, özel bir kimlik ekliyor. Bu hafta sizi, kumaşlarla oynayarak mobilyaları "giydiren" üç İngiliz kadın tasarımcıyla tanıştırmak istiyorum: Aiveen Daly, Amy Murray ve Lisa Whatmough. Onların mobilyaları moda dergisinden fırlamış kadınlar gibi duruyor!
Korse ve stiletto’lardan ilham alıyor
"Son yıllarda modern mobilyaların birçoğunun sıkıcı ve birbirinin aynı olduğunu düşünmeye başladım. Kendimi bildim bileli elimin altındaki koltuk ve sandalyelere farklı kumaş parçalarını iğnelerdim. Daha sonra yerlere düşen kumaş parçalarından bıktım ve kumaş kaplama işini öğrenmeye karar verdim" diyen Aiveen Daly’yi ev tekstili işine girmeye iten başlıca neden, Ikea kuşağının prototip evlerinden sıkılmasıymış. Üniversitede işletme ve Rus Dili öğrenimi alan Daly dekorasyon işine girmeye karar verdiği anda London College of Furniture’da döşemelik tekstiller ile ilgili eğitim almış. Okuldaki eğitmenlerinin, bir mobilyanın ait olduğu döneme ve orijinaline saygılı davranarak yenilenmesi konusunda çok ısrarlı olduklarını söylüyor. Ancak yine de Daly, sınırların dışına çıkarak tekstil uygulamalarında kendi imzasını oluşturmuş. Elbise yapımındaki bal peteği büzgüsü, pli ve dantel uygulamalarını dekorasyona taşıyan tasarımcı, ikinci el sandalye, koltuk ve daybed’leri giydiriyor. Ebay’den antika müzayedelerine kadar birçok farklı yerden bulduğu mobilyalar, bir terzinin elinden çıkmış gibi yenileniyor. Kısa sürede Londra’da sandalyeler için haute couture servis veren tasarımcı olarak tanınan Daly, Versace, Prada ve Roland Mouret gibi markalar için çalışan bir terziden yardım alarak koltuk ve sandalyelere uyguladığı büzgü tekniğini geliştirmiş. Stilettoların topukları, korseler, kurdeleler ve iç çamaşırları tasarımcıya ilham veriyor. Daly’nin kişiye özel hazırladığı ürünlerinin yanında showroom’unda sergilediği bir koleksiyonu da bulunuyor.
Üç boyutlu romantizm
Genç tasarımcı Helen Amy Murray ise, deri ve kumaşları üç boyutlu bir hale getiriyor. Chelsea College of Art’ta tekstil tasarımı konusunda öğrenimini tamamlayan Murray, İngiliz kıyı şeridinde doğayla iç içe geçen çocukluk günlerinden ilham alıyor. Murray’in yüzey efektlerine olan ilgisi Hindistan’da kaldığı üç ay ve Taj Mahal gezileri sırasında daha da artmış. Taj Mahal’in mermer ve ahşap üzerindeki grift süslemelerinin yarattığı etkiyi tekstil üzerinde yakalamak isteyen tasarımcı, kendine has (ve patentli) tekniğini geliştirmiş. Şakayık çiçekleri, kumrular, erengüller, tavus kuşları Helen’in tekstillerinde tekrarlanan motifler arasında. "Kumaşları ikinci boyuttan çıkarıp evler için couture koleksiyonları yaratmayı seviyorum" diyen Murray’in tasarımları 100% Design Londra tasarım etkinliği, Designers Block sergisi ve Paris’teki Arums Galerie’de Ron Arad ve Marcel Wanders gibi tasarımcıların ürünlerinin yanında sergilendi.
Patchwork mobilyalar
Arne Jacobsen’in Egg koltuğunun çok renkli, hippy-chic bir versiyonuna sahip olmak isterseniz, Lisa Whatmough tam aradığınız isim. Eski bir ressam ve heykeltıraş olan Whatmough, patchwork’le bir araya getirdiği renkli tekstilleri kanepe, koltuk, abajur şapkası, yatak örtüsü ve ayna çerçevelerine uyguluyor. Hiçbir zaman birbirinin aynı olmayan tekstillerle kaplanmış ürünleri, tasarımcının Londra’da açtığı Squint adlı mağazasında ve Liberty, Designers Guild, Rossana Orlandi, Lawe Crawford gibi mağazalarda bulabilirsiniz. Viktoryen döneme ait mobilyalardan modern tasarımlara kadar birçok ürün onun elinden çıkan kumaşlarla yeniden hayat kazanıyor. Eski mobilyaları yenileyerek kullanım sürelerini uzatan tasarımcı, bir anlamda ekolojik sisteme katkıda bulunmuş oluyor. Hippi ve vintage tarzda giyinmeyi sevenler Lisa Whatmough tasarımlarıyla evlerini de kendileri gibi renkli yapabilirler.
Kuş sesi olmasa bile...
Derishow Mimarca, topraklarımızdaki kuş - insan ilişkisinin yeni yaşam biçimimizde yerini bulmasını amaçlıyor. Sancar Ahunbay’ın bu amaçla tasarladığı kuş evleri, renk ve form anlayışı ile bulunduğu mekanda hemen fark ediliyor. CD ya da kitaplarınızı koyabileceğiniz gibi, işlevini yaratıcılığınızla daha da zenginleştirebilirsiniz. Bir çift beyaz güvercin ile de etno-modern duygu tamamlanıyor. Tel: (0212) 258 70 14.
Evlere stil servisi
Uzun zamandır başarılı düet çalışmalarını sürdüren iki markayı çok iyi biliyorsunuz: Mudo Concept ve Elle Decor. Vitrinlerde başlayan projeler, şimdi yeni ve heyecanlı bir adımla sürüyor: Mudo Concept, 31 Mayıs’ta Nişantaşı mağazasında Elle Decor dergisi işbirliğiyle bir ’Stil Danışmanlığı’ hizmeti verecek; evinizde veya ofisinizde, dekorasyonla ilgili pek çok detayı Elle Decor editörleri sizin için cevaplayacak. Bu proje, her ay farklı bir mağazada tekrarlanacak. Evini seven kaçırmasın!
Silindir Bacino
Yazının Devamını Oku 17 Mayıs 2008
İtalya’nın en büyük mobilya üreticisi Natuzzi’nin kurucusu, başkanı, baş tasarımcısı ve baş tutkunu Pasquale Natuzzi’ye göre, tam 49 yıldır devam eden başarının ardında, yenilikçi bakış açısı ve yaratıcı gücün yanı sıra, çok çalışmak ve müşteriyi dinlemek de var. Natuzzi, aşkla bağlı olduğu açıkça belli olan markasını Evcimen’e anlattı.
alite, ulaşılabilirlik ve stil gibi özellikleri aynı markada toplayabilmenin sırrı nedir?
- Ürettiğiniz ürüne önem vermek. Herkes bir ürün ortaya çıkarabilir, ama önemli olan ürünü nasıl yaptığınızdır. Natuzzi’nin sırrı, önce kurucusu sonra da takipçilerinin tutkusudur. Her zaman ürüne, malzemeye ve renge karşı bir tutkum olmuştur. Bu tutkuyu heykeltıraş olan babamdan aldım. Mobilya yapıyordu ve yaptığı işe çok tutkuluydu. Bu tutkumu birlikte çalıştığım insanlara aktarmak için kararlıydım. Biz, kendi tasarım merkezimizde ürün geliştirmeye gönül vermiş 220 kişiyiz. Kanepeler, özel sipariş sandalyeler, masalar, abajurlar, aksesuarlar tasarlıyoruz. Mağazamızda gördüğünüz tüm mobilyalar firmamız tarafından, tasarım merkezimizde tasarlanmıştır. Güzel bir ürün tasarlıyorsanız, onun kaliteli olmasını da sağlamalısınız, bu nedenle tüm üretim sürecini kontrol ederiz. Dünyada, tasarım konusunda en iyi fabrika ve insanlara sahibiz. Onlar günün gereklerinin farkında olan ve tüketicinin beklentilerini anlayan insanlar. Biz ürettiğimiz ürün ve kalitesiyle gurur duyuyoruz. Açıkçası, üretimi yalnızca özel değil aynı zamanda gerçek yapan, tüm koleksiyonu birbiriyle ilişkilendirebilmektir.
Markanızın geçmişinden kısaca bahsedebilir misiniz?
- Ben Natuzzi’yi 1959’da kurdum, gelecek yıl şirket tarihinde 50 yılı geride bırakmış olacağız; yani 2009 yılında 50. yıldönümümüzü kutlayacağız. Çalışmaya Güney İtalya’da küçük bir şehir olan Santeramo in Colle’da başladık. Şehir halkı daha mutlu olabilmek için Almanya, İsviçre ve Avusturya’ya göç ettiği için şehir çok fakirdi. Kimse için iş yoktu, tarım yapan da yoktu, yalnızca politika konuşuluyordu. Annem ve babam o şehirde doğup büyümüşlerdi, ama ben o sırada başka bir şehirde, Taranto’da yaşıyordum. Bir kuvvet beni ailemin doğduğu o küçük şehre çekti ve bu işe orada başladım. Şanslıydım ki, iş bulma şansı olmayan insanlara, çalışma imkanı sunabildiğim için halkım ile firmam arasında her zaman mükemmel bir ilişki oldu. Her zaman kaliteli ürünler yaptık, her zaman müşteri memnuniyetine önem verdik. Her yıl büyüdük ve 1993 yılında New York borsasında halka açıldık. Amerika Birleşik Devletleri bizim için her zaman önemli bir pazar oldu. Bugün üretimimizin yüzde 87’sini toplam 123 farklı ülkeye ihraç ediyoruz. Dünyadaki tek global mobilya markasıyız. Natuzzi’nin dışında böyle global bir mobilya markası yok. Yeni Zelanda’da, Avustralya’da, Çin, Singapur, tüm Orta Doğu, Türkiye, İngiltere, Dubai, Meksika, ABD, kısaca her önemli şehirde mağazalarımız var. Ve her sene 60-70 yeni mağaza açarak büyümeye devam ediyoruz. Çünkü müşteri, markamızdan ve mekanlara tamamen yaşayan, canlı ürün yerleştirmemizden etkileniyor. Sektörümüzde şu an benzersiziz, oturma odasında gerçek uyum ile komple bir yaşam alanı sunan başka bir mobilya markası yok.
Mobilyalarda yeni trend ne olacak sizce?
- Savaşlar ve ekonomik gelişmeler yüzünden dünya vatandaşlarının biraz optimizme ihtiyaçları var. Bu nedenle yeni trend; canlı tonlardaki açık ve koyu renkler ile yumuşak hatlar olacak. İnsanların bu çeşit ürünlere ve ışığa ihtiyaçları var; yani bu seneki trendimiz bu.
Sizi en çok tatmin eden projeniz hangisi?
- Beni en çok tatmin eden son projem; iki hafta önce açılan Mexico City’deki Natuzzi mağazası. Mexico City mağazasının dünyadaki en güzel mobilya mağazası olduğunu söyleyebilirim. Ve açıkçası şimdi dört gözle yeni projeyi bekliyorum. Yeni proje Brezilya’da gerçekleşecek. Bir sonraki Olimpiyat Oyunları’na hazır olmasını umduğum bir başka güzel mağaza daha açacağız.
Sizce bir tasarımcının sahip olması gereken en önemli nitelikler neler?
- Bir tasarımcıda olması gereken en önemli özellik müşterinin neye ihtiyacı olduğunu gerçekten anlayabilmesi, yani iyi bir dinleyici olmasıdır. Ondan sonra yetenekli olması gerekir. Yetenek ve tutku yaratıcı süreci takip eder; çünkü bildiğiniz gibi yaratıcılık bir tasarım taslağı değildir, bir süreçtir, bir fikirdir. Ben yeteneklerini kullanarak müşterilerini mutlu edebilen tasarımcıları tercih ediyorum.
Esprit Home geldi!
Tasarım gücünü ve stilini modadan sonra evlere de yansıtan markalar arasında en modern, neşeli, genç ve ekonomik olanlardan biri olan Esprit Home, Türkiye’ye geldi. Evinizi baştan aşağı giydirecek bu geniş koleksiyon, sizi 3K Konsept mağazalarında tanışmaya bekliyor. Tel: (0216) 385 78 81.
Bu perde nanoteknolojik!
Elvin Tekstil, 21. yüzyılın teknolojisi olarak kabul edilen nanoteknolojiyi dünyada ilk defa perdeye uygulayıp, kendi kendini temizleyen, mikrop barındırmayan, koku gideren Green Guard perdeyi üretti. Üzerindeki çay, yağ, şarap gibi organik lekeleri zaman içinde yok eden bu perde, UV ışınlarını engelleme, mikrop barındırmama, kendi kendini temizleme, asılı olduğu mekánı kötü kokulardan arındırma gibi birçok avantajı da tüketiciye sunuyor.
Yazının Devamını Oku 10 Mayıs 2008
Takip ettiğim pek çok trend analizcisi içinde beni en çok etkileyenler ünlü Amerikalı fütürolog Marian Salzman ve Fransız Vincent Gregoire olmuştur. Dünyanın pek çok ülkesinde yaptığı araştırmalarla elde ettiği bilgi ve toplumsal eğilimlerden yola çıkarak, yaşam tarzı, moda, dekorasyon, kozmetik sektörlerine yön veren stil&trend ajanslarından Nelly Rodi'nin kreatif direktörlerinden Gregoire, Addresistanbul 'un davetlisi olarak geçtiğimiz hafta ikinci kez İstanbul'a geldi. Ve bakın önümüzdeki iki yılın yaşam biçimlerine dair ne kehanetlerde bulundu...
elly Rodi ajansı, dünyada yaşanan sosyal, siyasal , ekonomik, kültürel ve dinsel değişimleri takip ederek yakın gelecekte insanların tercihleri ve yeni yaşam tarzlarının yanı sıra ev ve ofis tasarımına yansımalarını belirliyor. Nelly Rodi, trend belirleyen ajansların arasında otorite olarak kabul ediliyor. Ajanstaki trend komitesi 10-15 sene sonrasının mega trendlerini bugünden tahmin etmeyi başarıyor.
Türkiye’de 35 dekorasyon markasını aynı çatı altında toplayan tek alışveriş merkezi olan ve ev dekorasyonuyla ilgili trendleri keşfetmek isteyenlerin vazgeçilmezi haline gelen addresistanbul ev dekorasyon merkezi, bugüne kadar gerçekleştirdiği etkinliklere bir yenisini daha ekledi ve bu ünlü ajansın yaşam tarzı kreatif direktörü Vincent Gregoire ile bir trend semineri gerçekleştirdi. Vincent Gregoire, dünyaca ünlü önemli dekorasyon ve hazır giyim firmalarına danışmanlık hizmeti veren, onlar için koleksiyonlar hazırlayan, sürekli yenilen kadrosundaki mimarlar, tasarımcılar, sosyologlar ve stilistlerle beraber birkaç sene sonrasının trend tahminlerini yapan, kitaplar yayınlayan, seminerler veren, Maison&Objet gibi uluslararası fuarlarda trend gösterimleri gerçekleştiren bir otorite. Halen Nelly Rodi Ajansı Yaşam Tarzı Kreatif Direktörü olarak görev yapıyor.
Seminer kapsamında hem 2008’in kısa bir özetini tekrarlayan, hem de 2009’a dair belirlediği 4 temel yaşam stili fikri üzerinde geniş bir değerlendirme yapan Vincent Gregoire, 2010 için de bazı ipuçları vererek önümüzdeki dönem için kapsamlı bir panorama çizdi: "İçinde bulunduğumuz sistemde zıtlıklar arasındaki füzyonu yakalamak gerekiyor. Pek çok şeyin çift etkisi, anlamı, yönü var. Ve biz hepsini birden istiyoruz. Bu nedenle 2009, birleştirmelerin yılı olacak. Mizah duygumuz öne çıkacak." 90’lara hakim olan Zen felsefesinin yerini 2010’larda sürrealizme bırakacağını da özellikle vurguluyor Vincent Gregoire. Önümüzdeki sene farklı disiplinleri için etkili olacak dört ana insan tipi belirlemiş. Bunlar sırasıyla şöyle: Metropuritans (metropüritanlar), Perspectivists (perspektivister), NeoNeoGothics (neo neo gotikler) ve Eccentrics (ekzantrikler).
2008’i hatırlayalım...
Vincent Gregoire, iki sene önce dinlediğim konferansında 2008’in 4 ana temasını şöyle belirlemişti:
Belle des champs: doğaya dönük, basit bir yaşam tarzı, ekolojik kaygıların öne çıkışı, sarı tonlarının egemenliği.
Urban energy: Underground, büyüleyici, tuhaf imgelerle dolu şehirli stil, mineral renklerinin ortaya çıkışı.
Tropical utopias: Güney Amerika etkisindeki "latino" tarzı, maksimalist yerleşimler, parlak renkler.
Disco fever: 70 ve 80’li yıllara gönderme yapan grafik ağırlıklı, kitsch, optimist bir yaşam stili, fluoresan renklerin kullanımı.
2009’un başrolündekiler
Metropüritanlar
Temel kavramlar: Doğal, etik, adil, ekolojik, disiplinli, verimli, tensel, evrensel, faydalı, gerekli.
Tanımı: Yeni bir eko-organik akım doğdu. Bu yeni kentli, eğitimli kesim, ’doğal’ olan her şeye saplantı şekilde takılmış durumda. Dış dünyadan yardım almadan tüm ihtiyaçlarını kendilerinin karşılayabilecekleri bir dünya istiyorlar. Soylu ve vahşiler! Ormanların dibinde, nehirlerin kıyısında, onlara yavrukurt günleri hatırlatacak her türlü ortamda olmak istiyorlar. Su, onların en büyük lüksü, bu nedenle su kıyısında yaşamlar kuruyorlar. Etik ve organik olan her şeyin arkasındalar. Tokyo, New York ya da Paris’te yaşıyor olabilirler, ama hepsi hafta sonlarını nehir kıyısındaki veya ormandaki evinde geçirmeyi yeğliyor.
Renkler: Bej ve haki tonları, sarı vurgusu.
Perspektivistler
Temel kavramlar: Geometri, yapı, stilize, endüstriyel grafik, metod, enerji, montaj, parçalanma, renk.
Tanımı: Yeni sınırlar ve yeni fikir ufuklarının arayışı içindeler. Daha saf ve radikale doğru yöneliyorlar. Temel olana, yani 30’lara 50’lere geri dönüş var. Tüketici sadece dikiz aynasından geçmişe bakmaktan sıkıldı. Yarına hazır olmak için, gerçek modernizmin başladığı günlere dönmek istiyor. Bunun için de 30’ların yeni hacim ve şekil anlayışıyla 50’lerin yeni doku anlayışı birleştirilecek. Yuvarlak formlar, yeni kombinasyonlar, büyük hacimler, geometrik semboller, deneysel tasarımlar, el yapımı ürünler ön planda.
Renkler: Pastel renkler ile toprak tonlarının birleşimi, 30’lu ve 50’li yılların renkleri.
Neo neo gotikler
Temel kavramlar: Büyüleyici, hayali, muhteşem, rüya dünyası, yıkıcı, ürkütücü, organik, romantik, tensel, barok.
Tanımı: Bu tüketici grubu klasik karanlık ve siyah gotik çizgisinden çıkıp tamamen "beyaz" gotik stiline yöneliyor. Bu yeni gotik akım tarih ile mutlu ve gizemli elemanları harmanlıyor. Her şeyi beyaz bir ikinci ten ile giydiriyorlar. Sonra buna sihirli ve gizemli dokunuşlar da ekleyecekler. Amaç, yaşama şiirsel bir saflık katmak. Neo neo gotikler ’’sade lüksü’’ de çok seviyorlar. Organik ve mineral materyaller, yeni formlar, deformasyonlar, rafine detaylarla dolu bir stil arayışındalar.
Renkler: Aralarda kırmızı vurguların olduğu farklı beyaz tonları.
Ekzantrikler
Temel kavramlar: Alay, sürrealizm, zarafet, tarih, karma, pazar yeri, hazineler, orientalizm, bolluk, bohem.
Tanımı: Sıradışılık, çılgınlık, surrealist yaklaşımlar, tam onlara göre. Boyutların abartılması, ışık oyunları, gölgeler, teatral seçimler, oryantal ifadeler bu stilin anahtarları.
Renkler: Yeşil, mor, turkuaz ve kırmızının en sıcak tonları.
Peki ya 2010
2009’a geniş bir perspektif tutan Vincent Gregoire, 2010’da modayı, mimariyi, dekorasyonu ve hayat tarzlarını etkileyecek 4 ana eğilimin de başlıklarını verdi:
1. Aquagraphic: Geometrinin ön plana çıktığı, mavi ve tonlarıyla kurulan bir dünya.
2.Terre de soleil: Yumuşak ve doğal temaların birleştiği, güneş ve kum renklerinin hakimiyetindeki iç mekanlar.
3. Psychotropic: Doğanın güçlü imgelerinin kullanıldığı, tribal ve egzotik bir stil.
4. Escapade Boheme: Kitsch sembollerle beslenen, asit renklerinin öne çıktığı, kadınsı bir çizgi.
Yazının Devamını Oku 3 Mayıs 2008
Marka ve tasarım değeri, tüketicilerin satın alma alışkanlıkları içinde hızla yukarı tırmanıyor. Özellikle moda ve dekorasyon alanında ünlü tasarımcıların yeni koleksiyonlarının izini sürenler, bedenlerini ve evlerini sıradışı seçimlerle giydirme kaygısındalar. Tüketici ile tasarım arasındaki bu keyifli ilişkinin en eğlenceli uygulama alanlarından biri, evin kalbi olan mutfaklar...
Yemekle olan ilişkimiz, yaşam biçimlerimiz gibi zamanla biçimden biçime bürünüyor. Özellikle çalışan kadın sayısının artması ve dışarıda yenen yemeklerin çoğalmasıyla mutfak mekanına olan ilginin azalışı, mutfak eşyaları sektörünün farklı arayışlara yönelmesine neden oldu ve çareyi, ’tasarımcıların elinden çıkan’, yeni yaşam tarzlarına uygun koleksiyonlar yaratmakta buldular. Fonksiyonellikten yorgun düşen endüstri için tasarım, global sektörde ayrıştırıcı ve kaçınılmaz bir unsur haline geldi. Organik ve sağlıklı beslenmeye eğilimleri, sofra kültürünün yaygınlaşması, ünlü şef ve gurmelerin yemek kitapları yayınlamaya başlaması da tüketicilerin ilgi, bilgisi ve görgüsünü artırdı.
Mutfak eşyalarının günlük yaşamın sıradan objeleri olmaktan kurtulup, birer tasarım objesi haline gelmelerinde, kuşkusuz dünyaca ünlü tasarımcıların ve onlara fırsat veren yatırımcı firmaların da büyük katkısı var. Son 50 yılda sektörün dev markaları mutfakları adeta birer sanat merkezine dönüştüren ürünleriyle yemek pişirmeyi ve yemeyi çok daha keyifli hale getirdiler.
"Hiç kimse sıkıcı bir tabakta yemek yemeye mecbur değildir" felsefesiyle mutfak kültürüne mizahı ve Philippe Starck, Michael Graves, Aldo Rossi gibi dünyanın en ünlü tasarımcılarının imzalarını eklemede öncülük eden, İtalyan tasarım endüstrisinin en güçlü markalarından Alessi, kuşkusuz bunların içinde ilk akla geleni. 80 yıllık üretim hayatı boyunca tüketicilerin beklentilerini izlemenin yanı sıra, tasarımcıların ileri görüşlü tavsiyelerinin peşinden gitmeye önem veren Alessi, 2000’den fazla mutfak eşya ve aksesuvarını hayatımıza sokarak mutfakları evlerimizin en eğlenceli bölümlerinden birine dönüştürdü.
2008 trendleri
Kısa bir süre öncesine kadar plastik mutfak aletlerinde en sık rastlanan renkler bej, gri ya da maviydi. Ancak son yıllarda daha güçlü, modern ve pop renkler popüler hale gelmeye başladı. 2008 yılı mutfak eşyalarının renk trendleri ise limon sarısı, elma yeşili ve lagün mavisi olarak açıklandı. Siyah ve beyaz hakimiyetlerini korumaya devam ederken, parlak pembe sezonun en iddialı rengi olarak belirdi. Sürdürülebilir tasarımlar, ekolojik malzemeler, doğal, organik ve geometrik formlar, kullanıcıyla duygusal iletişim kuran çözümler yeni sezon mutfak ürün ve aksesuvarlarının diğer ayırt edici özellikleri arasında yer alıyordu. Artık ağırbaşlı yemek takımlarının yerine, neşeli ve esprili ürünleri tercih edeceğiz. Maymun biçiminde salata maşalarıyla, tavuk görünümlü patates soyma bıçaklarıyla yemek pişirirken aynı zamanda eğleneceğiz. Geleneksel fırın tepsileri, düdüklü tencereler ve koruyucu kaplar yerlerini popüler buharlı pişirme tencerelerine, derin tavalara, rengarenk koruyucu kaplara bırakıyor.
Yöresel yemeklere ilgi artarken, yöresel mutfak aletleri ve sofra takımları da bundan fazlasıyla nasibini alıyor. Wok tavaların, Fas usulü et ve sebzeyi kömür ateşinde pişirmeye yarayan "tagine" tencerelerinin, Pakistan’ın ünlü "balti" tencerelerinin amatör mutfaklardaki hakimiyeti her geçen gün artıyor. Çatal-bıçak takımları da mutfaktaki devrimden fazlasıyla nasibini alıyor.
RENKLENİN
Geçmişi neredeyse bir yüzyıla varan La Carpe markası, zengin tasarımları ile sizi mutfak aksesuvar dünyasına davet ediyor. Kataloğunda elektrikli mutfak aletlerinden ufak şarap mahzenlerine kadar çeşitli ürünler yer alıyor. Mutfaktaki yaşamınızı renklendiren ve kolaylaştırmanızı sağlayan La Carpe’ın, fondü ve pamuk şeker yapma makinesi size sunduğu sürprizlerinden sadece birkaç tanesi. Çeşitli kahve makineleri ve farklı fincan tasarımlarıyla tanışmak için La Carpe’ı mutlaka ziyaret edin. www.la-carpe.com
Mutfaktaki saraylı
Villeroy&Boch, 1920’lerin unutulmaz art deco stilini, Marlene, Vivian ve Lilian serileri ile masalara taşıyor. Porselende Marlene ve Vivian, bardakta Lilian’la yaratılan etki 24 ayar altın kaplama Pegasus Aureus çatal bıçak takımıyla tamamlanıyor ve ortaya saray soylu sofralar çıkıyor. Marlene, kadınsı yumuşaklıklar ve erkeksi bir keskinliği bir arada sunarken, Vivian, altın ve kahverenginin birlikteliğiyle sofralara şıklık getirmek için tasarlanmış. Lilian ise, Villeroy&Boch’un art deco’nun altın günlerine yaptığı nostaljik yolculuğun kristal halkasını temsil ediyor.
www.villeroy-boch.com
Çok fonksiyon = çok kolaylık
Siemens Ev Aletleri ızgara, fritöz, barbekü, wok’lu ocak, gazlı ve elektrikli ocak gibi birçok farklı fonksiyonu aynı anda sunan ankastre Domino Serisiyle füzyon mutfağının tüm araç-gereçlerini bir araya topluyor. Yan yana istenilen kombinasyonda ya da ayrı ayrı monte edilen Domino Serisi, mutfakta hayatı kolaylaştırıyor. Barbekü, serinin en keyifli ürünlerinden birisi olmaya aday.
Sıradan mı? O da ne?
Bir punk müzisyeni ve bir ressam bir araya gelip sıradan objelerden oluşan bir koleksiyon tasarlarsa ne olur? Bu sorunun cevabı Deadly Squire’in her gün genişleyen ürün yelpazesinde gizli. Muhteşemle gizemin buluştuğu noktada bir koleksiyon yaratmak isteyen karı-koca, tepsilerden peçetelere kadar birbirine uyumlu çılgın desenler yaratıyor. www.deadlysquire.com
Yazının Devamını Oku 26 Nisan 2008
Uluslararası arenadaki dekorasyon, yaşam stili ve tasarım yayıncılığının önemli markalarından Elle Decor dergisinin Türkiye edisyonu, geçtiğimiz hafta çok özel bir koleksiyon sayısı çıkardı piyasaya. Dekorasyon ve tasarım alanlarında profesyonel olarak çalışan veya aynı alanlara merak duyan herkes için bir yakın gelecek bilgi bankası sayılacak, düşündürecek ve yaratıcılığı artıracak bir kaynak olan Elle Decor Collections tam 300 sayfa ve içinde ünlü dünya markalarının en son koleksiyonlarını saklıyor!
ülkenin bir numaralı dekorasyon ve stil dergisi Elle Decor, 2008’in en iyi tasarımlarını, en yeni koleksiyonlarını ve yıldız tasarımcılarını Elle Decor Collections isimli özel bir sayıyla bir araya getirdi. Büyük formatta ve hard cover kapaklı olarak hazırlanan Elle Decor Collections, bir kaynak-kitaptan daha fazlasını içeriyor: Mimar, tasarımcı ve perakendeci gibi sektör profesyonelleri ile tasarım tutkusuna sahip olan her okur için, geleceği anlatan kapsamlı bir rehber ve bir referans kaynağı rolünü üsteniyor.
Türkiye’de ilk defa gerçekleşen bu çalışmada, dekorasyon ve tasarım sektörünün dev markalarının 2008 koleksiyonları, yıldızı parlayan tasarımcılar ve en öne çıkan trendler, ayrıntılarıyla tanıtılıyor. Özellikle koleksiyonerler için kaçırılmaz bir kaynak olacak Elle Decor Collections ile, tıpkı uluslararası bir fuarı gezermişçesine dolaşacak, B&B Italia’dan Zanotta’ya kadar tüm dev markaları izleyecek, merak edilen tasarımcılarla tanışacak, mobilyadan aydınlatmaya kadar tüm mobilya kategorilerinin en iyi tasarımlarını görecek, mutfak ve banyo modasını takip edecek ve 2008’in en sıcak dekorasyon trendlerini, örnek tasarımlarla beraber yakalayabileceksiniz.
"Dünya, bir ’çok’lar toplamı. Tarihi çok uzun, doğal kaynakları çok kuvvetli, üzerinde varolanları çok kalabalık, yetenekleri çok gelişmiş. Bu kadar ’çok’lar arasında, dünyanın ’çoğuna’ seslenebilmek de en az o kadar önemli bir değer, şans ve onur", diyor Elle Decor dergisinin yayın yönetmeni Ebru Kılıç. İşte tam da burada karşımıza, 23 ülke ve milyonlarca insanın ortak noktası olan Elle Decor’un çıktığından bahsediyor. Farklı dillerde yayınlanan ama aynı vizyona sahip olan, aynı bakış açısında birleşen Elle Decor, bu sayfaların arasında, global misyonunu da gizliyor. Hem dünya hem de yerel dekorasyon ve tasarım pazarındaki 2008 değerlendirmeleri ile tanışırken, yeni sezonun yükselen eğilimlerini, gözümüzü ayırmadığımız tasarımcıların çalışmalarını, dev markaların yeni koleksiyonlarını, dünya pazarında güçlenen Türk markalarının 2008 hamlelerini, en sıcak ve öne çıkan ürünleri, süperstar tasarımcıların bilinmeyen yönlerini de kaçırmayın!
Dünyaya açılan Türk markaları
Uzun yıllarını tasarıma adayan ustalar, üretimlerini ülke sınırlarının dışına taşıyan firmalar, dünyadan seçtikleri ürünlerle özgün çizgiler yakalayan mağazalar ve tümünün oluşturduğu ’Türk markası’ podyumu. Bugün, ister ithal ürünler derlesin, ister üretici olsun, Türkiye orijinli her marka, dünya ile eşdeğer bir tasarım gustosuna sahip. Hatta çok daha inovatif, çok daha kreatif. Elle Decor Collections, dünyaya açılan Türk markaları arasında şu isimlere yer vermiş: Adnan Serbest, Artema, B&T Design, Derin, FY, Kalebodur, Koleksiyon, Lineadecor, Megaron, Nurus, Nuxx, Qtoo, Rocakale, Stepevi, Tuna Girsberger, Vitra.
Ünlü tasarımcı Arik Levy ile kısa kısa...
Sizi tanımlayan beş kelime söyleyin.
- Sessizlik. Aşk. Su. Hız. Vizyon.
En sevdiğiniz film nedir?
- ’Dune’.
En son ne zaman gerçekten aptalca bir şey yaptınız ve o neydi?
- Bugün, sörf yaparken kayalıklara fazla yaklaştım.
Mükemmel bir gün sizce nedir?
- Yarın.
Kendinizle ilgili en az neyi seviyorsunuz?
- Beyaz saçlarımı.
Dindar mısınız?
- Fikirlerime.
Lüks sizin için ne ifade ediyor?
- Boşluk.
Eğer pişirilseydiniz sizce nasıl bir tadınız olurdu?
- Tam kıvamında.
Diyelim ki bir yemek daveti veriyorsunuz ve (hayatta ya da ölmüş) altı kişiyi davet edeceksiniz. Davetlileriniz kimler olurdu?
- Zeus, Cengiz Han, Oliver Twist, Kleopatra, Leonardo da Vinci, Nietzsche.
Mottonuz var mı?
- Yap!
Hangi parfümü kullanıyorsunuz?
- ’Other’ isimli özel yapım bir parfüm.
Bugüne kadar aldığınız en pahalı mobilya neydi?
- Bir hataydı. Bir kanepe, ki aldıktan iki dakika sonra pencereden atmak istedim.
İlk bakışta aşka inanır mısınız?
- Evet.
Herhangi bir koleksiyonunuz var mı?
- Evet, duygular.
Yazının Devamını Oku 12 Nisan 2008
Bir mekána adımınızı attığınızda ilginizi ilk olarak renkler çeker. Çünkü algılarımız, çocukluğumuzdan itibaren renklerle beraber gelişmeye başlar. Her renk bizim için farklı bir anlam taşır. Dekorasyonda doğru renk kombinasyonları kullanmak önemlidir. Uluslararası üne sahip renk ve tasarım uzmanı Leatrice Eiseman da rengin her zaman için dekorasyonda kullanılan öğelerde kimlik belirleyici olduğunu söylüyor.
Peatrice Eiseman, pek çok uluslararası marka için danışmanlık yapan ünlü bir renk ve tasarım uzmanı. Pantone Guide to Communicating With Color, Color Answer Book, More Alive With Color gibi kitapların yazarı Eiseman’a göre, trendlerle gelen renk değişimlerini yakalayabileceğiniz en iyi alan, küçük ev aksesuarları. Çünkü aksesuar endüstrisi, daha hızlı değişiyor. Tahmin edersiniz ki, bir vazo almak koltuk ya da halı almaktan daha kolay. Eviniz ya da ofisiniz için seçtiğiniz aksesuarlar aracılığıyla, yeniliklerden uzak kalmaz ve renkler yoluyla kişilik keşfi oyunu oynayabilirsiniz. Önümüzdeki yıllara dair renk tahminlerinin yapıldığı toplantılarda, renk gurusu Eiseman "Bu sezon, şu renkler ön planda olsun" demek gibi bir özgürlüklerinin olmadığını, yalnızca tasarımla ilgili değil, teknolojiden ekonomiye, modadan sanata çok geniş bir alanda pek çok araştırma yaptıklarını söylüyor.
Renklerin bilimsel ifadeleri
Bilimsel renk çalışmaları yapan birçok dernekte faaliyette bulunan Eiseman, Renk-Kelime Derneği’nde de çalışmalar yapıyor. Bu dernekte renklerin insanlara ne ifade ettiğini sorarak, bir takım veriler elde etmeye çalışıyor. Örneğin, Leatrice Eiseman’ın çalışmalarından çıkardığı sonuca göre, geçtiğimiz üç yılın rengi kesinlikle sarıydı. Eiseman bu fenomenin bu yıl da devam edeceğine inanıyor, çünkü retro hálá hayatımızdaki yerini koruyor. Birçok insan sarı rengi annesinin ya da anneannesinin mutfağıyla özdeşleştiriyor. Ayrıca, psikolojik açıdan da, sarı her zaman güneş ışığını, sıcak, dostça bir ortamı hatırlatıyor. Leatrice Eiseman, yaşadığı ülke Amerika’da en çok tercih edilen ve sevilen rengi sorduğunda, hálá mavi yanıtını aldığını belirtiyor. Renk gurusu bu durumu, psikolojik bir temele dayandırıyor. Gökyüzünün rengi mavi, sadakat, güvenilirlik ve içtenlik anlamına geliyor.
Kadın-erkekayrımı kalmadı
Son yıllarda oluşan bir başka durum da erkekler artık evlerin dekorasyonu ve renk seçimi konusunda daha aktif olmaları. Kısacası yuvayı artık sadece dişi kuş yapmıyor ve renklerde feminen & maskülen ayrımı kalmıyor. Önceleri, pembe kesinlikle feminen bir renkken, bugün ünlü işadamı Donald Trump’ı pembe gömlekle görebiliyoruz. Ve kahverengi her zaman maskülen bir renk olarak kabul edilirken, günümüzde kadınlar gardıroplarında ve evlerinde bu rengi sıkça kullanmaya başladılar. Kısacası, artık renklerde kadın-erkek ayrımı kalmadı. Eisenman’a "Eğer bir kadın mutfağında sarıyı kullanmak isterse ve karşı taraf bunu çok feminen bulursa, ne olur?" diye sorulduğunda ise cevabı çok açık oluyor: "Kimin kazanacağı açık, tabii ki kadınlar!"
Trendler ne diyor
Trendlerin hızla değişen dünyasında, kendi bakış açınızı güncellemek ve düşünce tarzınızı modernize etmeniz gerekiyor. Böylece, renk ve dekorasyona modern gözlerle bakmaya başlıyorsunuz. Günümüzde modern olarak kabul edilmeyen renk paletleri bile artık daha modernize edilmiş görüntüler ve yeni keşfedilmiş renk kombinasyonları içeriyor. Mobilyalarda renkler yaşam tarzlarından, eğlence ve sinema endüstrisinden, popüler kültürden, sosyal hayattan ve en çok da kişisel zevklerden etkileniyor.
2008 için hangi renk paletlerini öneriyor
Eiseman’ın 2008 için önerdiği renk kombinasyonlarının başında, "sade zarafet" başlıklı renk paleti geliyor. Geleneksel motiflerle modern tasarım öğelerinin birleşiminden oluşan bu temada, genel olarak maun rengin gümüş grisi vizon rengiyle, içinde lame ışıltılar taşıyan mavilerin morlarla ve dore ışıltılarla parıldadığı, koyu bronzların buzlu badem rengi ve bakırla beraber kullanıldığı renkler var.
"Klasik şıklık" olarak adlandırdığı renk paletinde, hem neo-klasik hem de modern bir tarza atıfta bulunuluyor. Bu renk paleti, zamansızlığa işaret ediyor ve seçilen renkler trend değil, her zaman beğenilen renkler. Koyu ve açık gri tonlar başrolde. Griye şampanya tonları ve dore pırıltılar eşlik ediyor. Oksit sarısı ve canlı kırmızılar, cappuccino kahvesiyle dinamik mekánlar yaratıyor.
Işık saçan finisyonlar, parlak ya da hafif cilalanmış yüzeyler ve teknik açıdan doğru ışıklandırmaÉ Bunların hepsi kesintisiz çizgilerin bir araya getirdiği, fakat yansımalar sayesinde ara yüzlerde binlerce rengin izlerinin sürüldüğü yüzeyler anlamına geliyor.
Hayata dair keyifli tasarımların adresi
Tasarımcı Didier Gomez’in ünlü Fransız mobilya markası Ligne Roset için "modernizmin merkezine insanoğlunu yerleştirmek gerekir" felsefesiyle tasarladığı Contours büfe, natürel meşe, abanoz patine meşe kaplama veya parlak beyaz lake seçenekleri ile sunuluyor. Hayata dair keyifli tasarımların adresi olan Ligne Roset’in yeni ürünü, büfeyi salonlarından dışarı çıkaranları bir kez daha düşündürtebilir. Tel: 0212 270 82 30.
Özelsayı
Maison Française dergisinin her ilkbaharda yayınladığı Banyo+Mutfak özel sayısı çıktı. Evin içindeki önemi giderek artan banyo ve mutfaklarla ilgili tüm yeni koleksiyonları ve 2008 vitrifiye, armatür, kaplama malzemesi, tekstil ve aksesuarlarını bulacağınız bu dergi, bu iki ıslak mekandaki ihtiyaçlarınız için aradığınız çözümleri bir araya getiriyor.
"LGA" onaylı ilk ekonomik klozet
VitrA, Alman Standartları Enstitüsü LGA’dan dünyada ilk kez onay alan ve isteğe göre 2.5-4 litre suyla çalışan ekonomik klozeti üretti. Yeni klozeti, ilk kez bu haftasonu UNICERA fuarında sergileyecek olan VitrA, en çok tercih edilen 3 koleksiyonunda standart olarak sunulan sistemin, kısa bir süre sonra tüm modellere uygulanacağını açıkladı. VitrA’nın yeni geliştirdiği klozeti kullanan 4 kişilik bir aile, yılda 45 ton daha az su harcayarak yüzde 69’a yakın tasarruf yapabiliyor.
Yazının Devamını Oku