TECDİDİN hangi alanlarda olabileceği hususunu kısaca şöyle açıklayabiliriz: Dini hükümlerin tecdidi, İslam'ın tecdidi anlamında anlaşılmamalıdır.
İslam'ın getirdiği ana prensipler, hiçbir tecdid ihtiyacını hissettirmeden varlığını muhafaza edebilecek niteliktedir. Buna mukabil, içtihat yoluyla elde edilen hükümler ile zaman ve şartların değişmesiyle değişebilen gerekçelere dayalı hükümler, gerektiğinde yeni içtihatlarla değiştirilebilir. Bu yolla din kültürü tecdide açık hale gelir. Ayet ve hadislere dayalı hükümler, ancak gözettiği maslahatın ortadan kalkması veya değişmesiyle değişebilir. Sadece modern normlara ve değerlere ters düştüğü gerekçesiyle bu hükümlerin değiştirilmesi gerektiği fikri ise kabul edilemez.
* * *
Bu açıklamalar ışığında: Tecdid, mutlak ve değişmezlik özellikleri taşıyan alanlarda, yani dinin özünde gerçekleşmez. Bunlar iman, ibadet ve ahlak alanıdır. Tecdid, dinin bireyler tarafından içtihat yoluyla anlaşılma biçimlerinde yorumlamış ve toplumsal hayata uygulanmış şekillerinde olur.
Değişmezler, yazıldıkları şekilde geçerli olan Kuran ve sünnetin kesin ve evrensel hükümleridir. Bunlar Müslümanlar tarafından bütün devirlerde, gerekli ve değişmez olarak kabul edilmişlerdir.
Biraz daha açmak gerkirse şunları söyleyebilirz: İslam'da itikatla ilgili hükümlerde bir değişiklik söz konusu değildir. Zira Hz. Peygamber'in vefatı ile vahiy son bulmuş, din de kemale ermiştir. Dinin kemale ermesi, onun inanç esaslarının ve genel prensiplerinin tamamlanması demektir. İmana konu olan hususlarda bir değişiklik olmayacağından, itikadi hükümlerde de bir değişklik söz konusu olmaz. İnanç esaslarında ve inanılması gereken hususlarda bir değişikliğe gitmek, başta tevhid akidesi olmak üzere İslam'ın özünü zedeler.
Öte yandan ibadetler, illetleri akıl ile anlaşılmayan hükümler cümlesindedir. Bu sebeple, ibadetler konusunda akıl yürütmek yerine, yüce Allah tarafından nasıl yerine getirilmesi istenmişse, o şekilde ifa edilmesi gerekir. İbadet konularında yapılacak her yenilik bidatlar cümlesindendir ki, reddedilmiştir. Keza helaller ve haramlar konusunda da tecdid faaaliyetine yer yoktur. Zira İslam'da helal ve haram kılma yetkisi sadece Allah'a aittir. Kuran kendisinde bu yetkiyi görenleri Tanrılık iddiasında bulunmakla nitelemiş, haramı helal, helalı haram kılmayı şirke eş koşmuştur.
Muamelat alanı, yani toplumsal ilişkileri tanzim eden hükümler, kahir ekseriyetle, hikmeti, nedeni, maslahatı ve gayesi insan aklıyla anlaşılabilecek hükümlerdir. Bu hükümlerin gerekçeleri zaten kaynaklarda ortaya konmuştur. Kaynağı Kuran'da ve sünnette yer almış olsa da bu hükümlerin, akıl ötesi, anlamı, hikmeti bilinmez, dogmatik akılla temellendirilemez olduklarını iddia etmek, bu alanı tecdide kapalı tutmak kesinlikle doğru değildir.
* * *
Tecdid, İslam'ın temel prensip ve değerlerinin istikametinde gelişme trendi göstermelidir.
Tecdidin amacı, dini yeniliklere uydurmak değil, yeniliklerle ilgili İslam'ın tavrını belirlemek olmalıdır.
Tecdid aynı şekilde on dört asırlık birikimi küçümseyip reddeden bir anlayıştan da uzak durmalıdır. Muhammed İkbal'in dediği gibi ‘‘Tecdid, gerçek gücünü geleneğin yaratıcılığından almalıdır’’.
İslam dünyası, eskinin güzellikleriyle yeninin güzelliklerini ideal senteze tabi tutarak toplumların yolunu aydınlatacak ve önünü açacak yenilikçiler yetiştirmek zorundadır.
SORALIM ÖĞRENELİM
Ölülerimiz için Türkçe iki dua önerir misiniz?
Begüm Günay
Ölüleriniz için içinizden geldiği gibi dua edebilirsiniz. Kuran'da geçen iki duanın mealini okumanızı tavsiye edyorum. Bunlar, ‘‘Allahım beni, annemi ve müminleri kıyamet gününde bağışla’’ ve ‘‘Rabbim bize dünyada, ahirette güzellik ver, bizi cehennem azabından koru’’dur.
Kültürlü, saygılı bir beyle evlenmek istiyorum. Ancak bu bey Alevi, evlenebilir miyim?
Rumuz: Sakarya
Sayın okurum, peygamberimizin insanlığa sunduğu ve hayatında uyguladığı dini hükümlerin (vahyin) doğru ve gerçek olduğunu kabul eden ve ‘‘Müslümanım’’ diyen herkes kendilerine ister Sünni, ister Alevi denilsin Müslüman'dır. Bu itibarla İslam'ın sınırları içinde bulunan bu kimselerle evlenmekte dini açıdan hiçbir sakınca yoktur.
Kılamadığım namazları, yatsı ile vitir namazı arasında kılabilir miyim?
Bursa
Vitir namazı, yatsı namazından sonra kılınır. Ama başlı başına bir namazdır. Yani yatsı namazına bağlı değildir. Dolayısıyla, yatsı ile vitir arasında kılamadığınız namazları kılabilirsiniz.
Bektaşi tarikatı ile ilgili bir kitap okudum. Tarikatın prensiplerinde iman ve İslam'ın şartlarından söz etmiyor. Acaba Bektaşilik, İslam dışı bir inanç mıdır?
Celal Güvendi/ANKARA
Bektaşilik, İslam dışı bir inanç sistemi değil, İslam'ın içinde Nakşilik, Kadirilik gibi bir tarikattır. Hacı Bektaş Veli, Kuran ve sünnetteki ilkelere uygun olarak insanları sevgi ve ümit ile Allah'a ve hayata bağlamayı gaye edinmiş bir din alimi ve tasavvuf eridir. Onun konuşmalarını ve öğütlerini içeren ‘‘Makalat’’ adlı eserinin 3. Bölümü'nde, ‘‘Dinin birinci emri iman etmek, ikinci emri ilim öğrenmek, üçüncü emri namaz kılmak, zekát vermek, oruç tutmak, hacca gitmek, savaş durumunda düşmanla savaşmak, cünüplü olunca temizlenmek’’ denilmektedir. Hacı Bektaş Veli'yi böyle anlamak ve tanımak gerekir. Kendisi kıymetli bir zattır.
Hocam, rüyamda peygamberimizi gördüm. Kendisi namaz kılıyordu, babam da Kuran okuyordu. Rüyam sahih mi?
Mazhar İbiş/İSTANBUL
Güzel bir rüya, sizi kutluyorum. Peygamberimiz, ‘‘Beni gören hak (gerçek) görmüştür. Çünkü şeytan benim suretime giremez’’ buyurmuştur. Peygamberimizi namazda, babanızı Kuran okurken görmenizi, bu iki ibadeti yerine getirmeniz veya devam etmeniz hususunda önemli bir işaret diye yorumlamak gerek.